Türkiye’de belgesiz reflektör satışlarının önüne geçilemiyor

Türkiye’de yol güvenlik ürünlerine gerekli özenin gösterilmediğini söyleyen Addent Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Yiğit Subaşı, yönetmeliğe uygun reflektörün önemine dikkat çekti. Subaşı, satılan tüm yol güvenlik ürünlerinin dikkatle denetlenmesi gerektiğini söyledi.

Dünya Gazetesi | Abone ol

Tülay TAŞKIN

Yol Güvenlik Ürünleri üreticisi Addent Oto­motiv’in Yönetim Ku­rulu Başkanı Yiğit Subaşı, son dönemde arıza sebebiyle park halindeki araçlara arkadan çarpma sonucu artan ölümlü kazalara dikkat çekerek, ülke­mizde yol güvenlik ürünlerine gerekli özenin gösterilmediğini söyledi.

Türkiye’de her araçta bulunmasının zorunlu olduğu güvenlik ürünlerinin kalitesiy­le ilgili sorunlar bulunduğunu belirten Yiğit Subaşı, denetim­sizlikten dert yanarak, piyasa­da olan ürünlerin hiçbir güve­nirliğinin bulunmadığına işa­ret etti.

Subaşı, “Hayati önem taşıyan ve kazalarda insan ca­nını koruması gereken yol gü­venlik ürünleri için insanla­rımız bilinçlendirilmeli, ucuz olduğu için kalitesiz ürünlere yönelmelerinin oluşturacağı sorunlara karşı uyarılmalıdır. Denetimlerin artırılması ve yö­netmelikle belirlenmiş stan­dartlara uygun olmayan ürün­lerin kullanılmasının önüne ge­çilmelidir. İşlevini görmeyen reflektörler yeni kazalara sebe­biyet vermektedir” dedi.

“Avrupa, standardı sürekli güncelleyip, denetliyor”

Üretimlerinin yüzde 70’ini gönderdikleri ve pazarın yüz­de 20’sine sahip oldukları Av­rupa’da, yol güvenlik ürünleri için sürekli bir regülasyon ol­duğunu ve denetlendiğini, bu nedenle de halkın bilinç sevi­yesinin çok yüksek olduğunu söyleyen Yiğit Subaşı, “Onların yönetmeliklerine göre, her ara­cın içinde bazı ülkelerde bir ta­ne, bazılarında iki tane reflek­tör bulunması zorunluluktur.

Her araçta yolcu başına reflek­tif yelek olması gerekir. Bun­ların yanında her araçta gazlı bez, yara bandı gibi bedene de­ğecek steril, makas, bandaj, ter­mal örtüler gibi vücuda temas etmeyecek nonsteril ilk yardım seti standarttır. Örneğin ref­lektörün hangi ağırlıkta, hangi ölçülerde ve hangi özelliklerde olacağının standartları belir­lenmiş durumda. Bunlara uy­mazsanız ürünlerinizin kapıla­rından girme şansı yok” dedi.

Türkiye’de ise trafik yönet­meliğinin çok eski yıllardan kaldığına işaret eden Suba­şı, “Ülkemizdeki setler çoktan güncelliğini yitirmiş durumda. Türkiye’de araç muayene iha­lesi yapıldı, Alman şirketi TÜV bu ihaleyi kazandı. Ondan son­ra ciddi bir şekilde araçlar mu­ayene edilmeye başlandı. Bu muayenelerde bütün araçlar sınıfta kaldı. Çünkü yönetme­liğe uygun yol güvenlik setleri hiçbir araçta yoktu. Sonra Sa­nayi Bakanlığı bir genelge ya­yınladı ve bu setleri ağır kusur­dan hafif kusura çekti, artık yol güvenliği setleri yoksa da araç muayeneden geçiyor ve yolu­na devam ediyor. Böyle olunca da insanlar bunun öneminden uzaklaştı” diye konuştu.

“Halkı bilinçlendirmeyi görev görüyoruz”

Yol güvenlik ürünlerinin ger­çekten çok tehlikeli bir bölgede yolda kalındığında veya trafik kazası geçirildiğinde önemli ha­le geldiğine işaret eden Subaşı, şöyle dedi: “Son zamanlarda çok fazla görmeye başladık. Yolda kalan araçlara gerekli yol güven­liği alınmadığı için arkadan gelip çarpan araçların kazada ölme­yenleri kazadan sonra öldürdü­ğü haberlerini sık sık izliyoruz. Kazadan sonra aracı yol kena­rına çekip reflektörler konulsa, böylesi kazalar olmaz.

Trafikte yanan araç görüyoruz, yardım için duran beş aracın beşinin de yangın tüpünün çalışmadığına tanık olduğumuz haberlere rast­ladık. Biz bu haberleri geçişti­rerek izliyoruz ama gerçekten başımıza geldiğinde önemi an­laşılıyor. Bunun için halkın bi­linçlenmesi gerekiyor. Trafik konusunda kamu spotlarının oluşması lazım. Sürücü kursla­rında bunların hayati önemde olduğunun öğretilmesi gerekir.”

Bu sektörde belgeli tek üre­tici oldukları için halkı bilinç­lendirmek konusunu kendi­lerine dert edindiklerini söy­leyen Subaşı, “Biz zaten bunu bir şekilde üretip, Türkiye’nin yüzde 80’ine satıyoruz. Tüke­tici daha kalitelisi ve standar­da uygun olanını talep etmiyor.

Her zaman daha ucuz olanını tercih ediyor. Bizi de daha ucu­zunu ve doğal olarak daha ka­litesizini üretmeye zorlamaya çalışıyor. Ben bir üretici olarak ürettiğim ürünün kalite stan­dartlarında olması ve bunun kullanılması için bir mücade­le içinde olmamalıyım, bana bu standartta üretmek zorun­dasın denilmeli. Hem tüketici hem de devlet tarafından de­netlenmeliyim” dedi.

Üreticinin var olan yönet­meliğe göre, E belgeli reflek­tör üretmesi gerektiğine işa­ret eden Subaşı, “Ancak belge­siz reflektör satışlarının önüne geçilemiyor. Şu anda araçlarda bulunan ürünler genelde bel­gesiz ve kalitesiz. Standartla­ra tam uyumlu yaptığınızda Türkiye’de talep görmüyor, ka­litesiz ürünlerle halk bu ihti­yacını karşılıyor.

Ama bunlar koruyucu bir önlem olarak kul­lanılamaz. Üretici kendi üret­tiğinden dolayı tüketicinin za­rar görmemesini sağlamalı­dır. Merdiven altı üretimlerde bunların hiçbirisinin önemi yok. Türkiye’de belgesiz reflek­tör satışı çok fazla ve deneti­mi yok. Merdiven altı, belgesiz üretilen ürünlerle mücadele ediyoruz ve açıkçası iç piyasa­da rekabet etmekte zorlanıyo­ruz. Biz kalitesi Avrupa’dan da­ha düşük olan ürün satmak is­temiyoruz. Satılan tüm yol güvenlik ürünlerinin denet­lenmesi konusunda gereğinin yapılmasını bekliyoruz” dedi.

Tüketici nelere dikkat etmeli

Reflektörün bir kaza veya arıza anında hayat kurtardığını söyleyen Yiğit Subaşı, “Çoğu insan kaza yaptığında veya aracı arızalandığında güvenliği sağlamak için bagajındaki reflektörü 100-150 metre uzağa koymalıdır. Böylece yol kenarında duran bir araç olduğunu diğer sürücüler görebilir. Ancak standarda uygun olmayan reflektörler, koyulduğu halde yeteri kadar ağır olmadığı için uçuyor, devriliyor.

Işık yansıtması yeterli olmadığı, üçgen içindeki hareketli bayrağı olmadığı için dikkat çekmiyor. Bu sebepten arkadan bir araç gelip duran araca çarpabiliyor” dedi. Tüketicinin aldığı ürün konusunda da bilinçli olması gerektiğini söyleyen Subaşı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tüketiciler, belgesiz, faturasız, üreticinin ismi ve markası bulunmayan, kalite standardını gösteren ibareleri olmayan, hafif ve ayakta duramayan, ışığı yansıtmayan reflektörleri almamalılar.

Hiçbir satıcı E belgesi olmadan, o standardı sağladığını gösteren belge numarasını basamaz. Herhangi bir denetlemede bunun kimin tarafından üretildiği bu numaradan bulunuyor. Alırken mutlaka belge numarasına bakılmalı, firmanın aktif olup olmadığı kontrol edilmelidir. Ağırlığına bakmak gerekir. Kaldırıp attığınızda ayakta durması, rüzgarda savrulmaması, uçmaması gerekir. Işık kaynağı tutulduğunda parlaması, rüzgarda dalgalanıp dikkat çekmesi için yansıtıcılı bir reflektör bayrağı olması gerekir.”

VakıfBank 3. kez Guinness Dünya Rekorları’na girdi Türkiye bitkisel proteinin Ar-Ge merkezi oluyor  Serbest bölgelerdeki ihracat artışı KOBİ’lerin üretimini artırıyor Sabancı, batarya mühendisliği alanında uzman yetiştirecek Türkiye’de belgesiz reflektör satışlarının önüne geçilemiyor