Sağlık turizminde 'serbest bölgelerle' yükselişe geçme hedefleniyor

Sağlık alanında cazibe merkezlerinden biri olma hedefinde olan Türkiye, 'sağlık serbest bölgeleri' ile bu konuda önemli bir adım atmayı planlıyor.

Abone ol



İlhan DUMAN


İSTANBUL - Türkiye'de sağlık turizmini geliştirmek için planlanan ve uzun süredir beklenen 'sağlık serbest bölgeleri'nin kurulması konusunda son aşamaya gelindi. Hazırlıkları süren Sağlık Serbest Bölgesi Yönetmelik taslağına göre, turizm potansiyeli bulunan yerler ön planda tutularak iki ya da üç serbest bölgenin kurulması öngörülüyor. Özellikle uluslararası hastalara yönelik olacak bölgelerden Türk vatandaşları en fazla yüzde 15 oranında yararlanabilecek. Yönetmeliğe göre bu bölgelerde, SGK geçerli olmayacak ve doktorların yarıdan fazlası yabancı olacak. Yatırımlarına bu yıl başlanması amaçlanan serbest bölgelerde yüzde 100 yabancı sermayeli kuruluşlar da yatırım yapabilecek. Sektör aktörleri, bu açıdan sağlık serbest bölgelerinin hem sektör hem de ülke ekonomisi açısından çok önemli olduğuna vurgu yapıyor. Gerek çevre ülkelerdeki, gerekse birçok Avrupa ülkesindeki hastaların Türkiye sağlık sektörü açısından ciddi bir potansiyel oluşturduğuna değinen sektör temsilcileri, Türkiye'nin bu potansiyeli değerlendirecek durumda olduğunu ve sağlıkta cazibe merkezlerinden biri olmasının mümkün görüldüğünü belirtiyor. Sektör aktörleri, sağlık alanında kamu ve özel sektör sağlık kuruluşlarının güçlenmesi ve sistemin oturması ile bu yönde ilk adımın atıldığını vurguluyor. Türkiye'de faaliyette olan kuruluşların yabancılara tedavi hizmeti vermesinin vergi indirimiyle teşvik edilmesinin sağlık serbest bölgelerinin ikinci adımını oluşturduğu ifade ediliyor.

Türkiye, dünyada sağlık turizminde gözde ülkeler arasında yer alıyor. Sağlık Bakanlığı yetkilileri, 10 yıl önce Türkiye'den hastaların ABD ve Avrupa'ya tedavi için gittiğini, bugün gelinen noktada ise Türkiye'nin sağlık turizminde dünyada ilk 10 ülke arasında yer aldığını ve hızla yükseldiğini belirtiyor. Kurulması planlanan sağlık serbest bölgeleri ve sağlık turizmine verilen diğer teşviklerle birlikte Türkiye'nin sağlık alanında biraz daha cazip hale geleceği belirtiliyor. Halen, yarısı tatil için Türkiye'ye gelip rahatsızlananlar, diğer yarısı ise sadece tedavi için gelenler olmak üzere yılda 200 bine yakın kişi Türkiye'de tedavi oluyor.

Türkiye'nin sağlık harcaması 2015'te ikiye katlanacak

Dünyanın önde gelen araştırma ve danışmanlık gruplarından biri olan Frost&Sullivan uzmanlarına göre, 'Sağlıkta Dönüşüm Programı' 10'uncu yılını tamamlarken, 74.7 milyon genç ve dinamik nüfusuyla Türkiye'de sağlık bilinci ve sağlık hizmetlerine erişim hızla artıyor. Söz konusu gelişme global sağlık firmalarının gözünde Türkiye'yi nüfusları gittikçe yaşlanan ve tüketim anlamında doygunlaşan Batı Avrupa sağlık pazarları karşısında gittikçe daha çekici ve cazip hale getiriyor. 2000'li yılların ortalarına kadar daha çok 'avantajlı bir üretim merkezi' olarak tanımlanan Türkiye, bugün bir 'sağlık tüketicisi pazarı' olarak global arenada yıldızı en fazla parlayan ülkeler arasında gösteriliyor. Öte yandan uzmanlar, kişi başına düşen milli gelirin artmasına paralel sağlık harcamalarının da arttığını vurguluyor. 2010 yılında kişi başına 10 bin dolar olan milli gelirin 2025 yılına kadar 2.5 kat artışla 25 bin dolar seviyelerine ulaşması bekleniyor. Uzmanlar, sağlık reformu ve özel sektör yatırımları sonucunda 2006'da 30 milyar dolar seviyesine çıkan Türkiye'nin sağlık harcamasının 2015'te ikiye katlanarak 63 milyar dolar düzeyine ulaşacağını öngörüyor. Türkiye'de SGK kapsamındaki nüfus 2003 öncesinde yüzde 50 iken bugün yüzde 90 seviyelerine ulaşmış bulunuyor.

Sektör, global yatırımcılar için fırsatlar barındırıyor

Uzmanlar, 'Sağlıkta Dönüşüm Programı'na paralel olarak Türkiye'ye son yıllarda ilaç, özel sağlık hizmetleri, medikal cihaz gibi alanlarda yerli ve yabancı özel yatırımlarda gözle görülür bir artış yaşandığına dikkat çekiyor. Bütün bu yatırımların sonucunda hızlı bir büyüme sürecine giren Türkiye özel sağlık sektörünün, 2015 yılında 29.6 milyar dolar büyüklüğe ulaşacağı tahmin ediliyor. Türkiye'nin, özel sağlık hizmetlerinden sağlık teknolojilerine kadar birçok alanda henüz doymamış, hızla büyüyen, alım imkanları ve farkındalığı artan nüfusuyla global sağlık yatırımcıları için çok ciddi fırsatlar barındırdığının altını çiziliyor.

Yeşil hastane yatırımları hızlanacak

Sektörün gündeminde yer alan bir başka konu ise yeşil hastaneler. Sağlık Bakanlığı'nın 200 yatak ve üzeri kapasitedeki tüm hastanelerde uluslararası yeşil bina sertifika sistemi olan LEED'i zorunlu hale getirmesiyle, yeşil binaların kapsamı genişliyor. Altensis firması kurucularından Yeşil Bina Uzmanı Berkay Somalı, 2012 yılının son çeyreğinde yayınlanan Sağlık Bakanlığı Genelgesi ile yeşil hastanelerin yaygınlaşması ve önemlerinin iyice anlaşılmasına paralel olarak yeşil hastane yatırımlarının hızlanmasının beklendiğine işaret ediyor. Somalı, Altensis'in devam eden yeşil hastane projelerinin birkaç sene içinde tamamlanmasıyla Türkiye'nin toplamda 5 bin yatağın üzerinde kapasiteye sahip yeşil hastaneleri olacağını kaydediyor. 2011 yılı Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Sağlık Bakanlığı'na bağlı 121 bin yatak kapasiteli 840 devlet hastanesi bulunduğunu ifade eden Berkay Somalı, bu yüzden halk ve çevre sağlığı için atılan bu adımların son derece önemli olduğunu belirtiyor.

Son dönemlerde sektörün gündeminde yer alan bir başlık da Özel Hastaneler Yönetmeliği'ne eklenen geçici 2'nci maddenin uygulanmasıyla ilgili. Söz konusu madde, hastanelerde iskan, yangın ve depreme uygunluk şartı arıyor. Bu maddeye yedi yıl içinde uyum sağlamayan hastanelerin ya kapanacağı ya da taşınacağı ifade ediliyor. Türkiye'deki özel hastanelerin sayısı 530'u buluyor. Ancak bu hastanelerin yaklaşık yarısının iskanının olmadığı belirtiliyor.

 

AK Parti'den Netflix dizisine 'Rum propagandası' tepkisi! Garfield Tarçın'ı görmeye şehir dışından geliyorlar 2024 KPSS Önlisans soru ve cevapları yayımlandı! Ünlü sanatçı Gül Avalan yardıma muhtaç halde! TSK tarihinde bir ilk! Kadın teğmenler tarihe geçti