Dericiler balık ve kelebekle rekabeti kızıştıracak
Alışılmış satış hedeflerinin dışına çıkan dericiler, var olan pazarları kelebek ve balık derisinden yapılmış ürünlerle hareketlendirecek.
Abone olGamze ŞENER
Yener KARADENİZ
İSTANBUL - Türkiye’nin yaklaşık bin yıllık geçmişe sahip sektörü dericilik, 2023’te parlayan sektörlerden biri olmaya hazırlanıyor. Dünya Ekonomi TV’de yayımlanan ve İş Bankası’nın desteğiyle hazırlanan Sektör Zirvesi’nde bu hafta ele alınan deri ve deri mamulleri sektörü, 2023 yılında reel olarak 5.2 milyar dolarlık ihracat yapmayı hedefliyor. Bu rakamın yolcu beraberinde ve bavul ticareti gibi satışlar da dahil edildiğinde ise 10 milyar doları geçmesi bekleniyor.
Fuarlarda başlayan kimlik değişikliğine ek olarak, üretim de bir hayli renklenmeye başlıyor. Önümüzdeki dönemde ayakkabıcılar kelebek derisinden, konfeksiyoncularsa balık derisinden çeşitli ürünler yapacak. Hatta bu ürünler, en önemli pazarlardan biri olan Rusya’da şimdiden dikkat çekerek alıcı bulmuş durumda. Sektör temsilcileri, Ar-Ge çalışmaları ve ihracat adımlarına ek olarak pazar alternatifi geliştirme çabalarını da sürüyor. İtalya, Rusya ve Çin’den sonra, sıradaki umut vaat eden pazar ise Japonya…
Öte yandan sektörün önünde önemli engeller de bulunuyor. Bunlardan biri deri üretimini etkileyen değişkenler. Bunların başında tıp sektörünün kırmızı et tüketimine yönelik uyarıları ve hayvan hastalıkları geliyor. Kırmızı et konusunda yapılan her uyarı hayvan kesimini azaltırken bu da deri sektörünü olumsuz etkiliyor. Çin’in iç piyasası için Avustralya’dan yünlü deri alması da fiyatları değiştiren etkenler arasında. Sektörün önündeki bir diğer engel ise Rusya pazarında uzayan vadeler. Son 5 yılda Türk deri sektörü için en büyük pazar olan Rusya’da rekabet arttığı için uzun vadeli ödeme planlarıyla mal temin etme talebi artmış durumda. Bütün ülkelerin kendine göre önlemleri varken Türkiye’nin buna seyirci kalması da sektörü zorlayan bir diğer gelişme. Sektör temsilcileri koruma önlemleri talep ediyor…
Katma değerli ama hammaddede dışa bağımlıyız
TÜRKİYE İŞ BANKASI GENEL MÜDÜR YARDIMCISI SUAT İNCE:
Türk deri sektörü, dünyadaki eğilimin tersine küçükbaş hayvan derilerinin yoğun biçimde kullanıldığı bir görünümde olup bunun başlıca nedeni sektörün deri giyim eşyasına yönelik üretim yapmasıdır. İthal edilen hammaddeleri yurtiçinde yüksek katma değerle işleyip, tekrar ihraç etme yoluna giden sektörde, başlıca hammadde olan deride yurtdışına bağımlılık söz konusudur. Sektördeki üretimin seyri incelendiğinde kriz dönemi sayılmazsa genelde yatay bir eğilimin söz konusu olduğu görülmektedir. 2008 sonu ve 2009 başında hem sanayi üretimi, hem de deri ürünlerine dönük talepteki gerilemeye bağlı olarak azalan üretimin, bu süreçten sonra hızla toparlandığı görülmektedir.
Deri ürünlere yönelik talep yalnızca nihai ürün şeklinde değil, aramalı olarak da gerçekleşebilmektedir. Deri ürünlerin otomotivden, mobilyaya ve tekstile kadar birçok sektörde geniş bir kullanım alanı bulunmaktadır. Öte yandan, özellikle son dönemde maliyetlerin düşürülmesi amacıyla suni deriye yönelimin artmasıyla deri ürünlerin bir miktar pazar kaybettiği görünmektedir.
Ayrıca, alt faaliyet kollarının üretim değerlerinden aldığı paylar incelendiğinde, sektörün nihai deri ürünlerinden ziyade diğer sektörlere ara girdi üretir pozisyonda olduğu görülmektedir. Özellikle otomotiv ve mobilya sektörleri, tabaklanan ve işlenen deriye yoğun bir talep göstermektedir.
Dış ticaret açısından incelendiğinde ise, Türkiye’nin ana ihracat pazarı konumundaki AB ülkelerinden ziyade üretici ülkelere dönük ihracat gerçekleştirdiği görülmekte olup, bu durum ihracatın daha çok aramalı niteliğinde olmasından kaynaklanmaktadır. Öte yandan, deri bazlı ürünler içinde ayakkabı vb. ürünlerde nihai ürün ihracatı da yüksek seviyededir.
[PAGE]
Deride yeni pazarlara açılacağız
İSTANBUL DERİ VE DERİ MAMULLERİ İHRACATÇILARI BİRLİĞİ (İDMİB) BAŞKANI LEMİ TOLUNAY:
Deri ve deri ürünleri sektörü Türkiye için geleneksel bir sektör. Belki 1000 yıldır bu coğrafya dericilik yapıyor. İhtiyacımızın çok daha fazlasını üretiyoruz Çünkü önemli bir ihracat kalemimiz. Türkiye'ye gelenler, deri, halı ve kuyum almaya gelirler. Üç hedef pazarımız var Deri Tanıtım Grubu (DTG) olarak. 2013 ve 2014 yıllarında İtalya, Rusya ve Çin. Biz buna yenisini eklemeye çalışıyoruz. Japonya. Japonya, Türk ürünlerini memnuniyetle kabul edecek ve beklenti içinde olan bir pazar. Sık sık ziyaret ediyorlar. Satın alma ekipleri altyapımızı araştırıyor. 2014 yılının Ağustos ayında STA imzalayacağız. Onu imzalamamız Türk deri sektörünü kucaklayacak. Çünkü muhteşem bir pazar.
2023 hedefi resmi 10 milyar dolar
Uluslararası pazarlamaya geçtiğimiz zaman, piyasa taleplerini göz önünde bulundurmanız lazım. Bu düşünceyle son 17 yıldır Türkiye'nin deri ihracatı sürekli artışta. Yüzde 8'leri bulan artışlar var. Bir tek 2009'da bütün dünya problem yaşayınca biz de hafif bir düşüşe geçtik. 2012 ile 2013 yıllarını karşılaştırdığımızda, 1 Ocak-5 Aralık tarihi itibariyle, yüzde 17.5'lik bir artışımız var. 2023 yılı deri ve deri mamulleri ihracat hedefimiz 5.2 milyar dolar. Resmi kayıtlara geçen olarak değerlendiriyoruz. Türkiye zaten şu an bu kadarını yapıyor. Ancak kargo, turistik satış ve bavul ticareti de var. Kayıtlara girmesi mümkün olmayan bir ticaret var ve bunun değerini ölçemiyoruz. O ihracatla da birlikte 2023'te 10 milyar doları geçeriz.
Dünyada lüks segmenti elimizde
Türk deri sektörü 20 yıllık sürede iyi bir olay yaşadı. Deri fabrikalarının Zeytinburnu'ndan, dünyanın en modern teknolojileriyle Çorlu ve Tuzla'ya taşıdık. O an farkına varmasak da büyük bir avantaj elde ettik. Sıçrama tahtası oldu. İtalya, ispanya, Fransa gibi ülkeler bu gelişmeye ayak uyduramadılar. Öte taraftan AB ülkelerinin üretim gücünü elimize aldık. Çin, Pakistan, Hindistan'a da saygımız var ama gururla söylerim ki biz Premier Lig'teyiz, onlar 2'nci ve 3'üncü ligdeler. Dünyanın lüks segmentini biz elimize geçirdik. Dünyada deri üretimini etkileyen önemli değişkenler var ve bunlar fiyatları değiştiriyor. Finansman gücü en zayıf noktamız. Son 5 yılda en büyük pazarımız Rusya'da rekabet arttığı için uzun vadeli ödeme planlarıyla mal temin etmek istiyorlar. Bu da bizi zor duruma sokuyor. Ödeme ritimleri açık hesap çalışmalar sektörde finansman sıkıntısı yaratıyor.
[PAGE]
İhtisas OSB'leri yapar, ihracatı 15 milyar $'a çıkarırdım
DÜNYA GAZETESİ YAZARI RÜŞTÜ BOZKURT:
Dericilerimizin büyük projelere ihtiyacı var. Arkalarında tutarlı ve uzun vadeli bir destek yok. Halbuki Türkiye için oldukça önemli bir pazar. Deri sakatlıklarından hayvancılığa kadar, rekabet şansı yok. İşlemecephesinde, büyük sermayeler bağladık Çorlu'ya. Fizibilite çalışması yapılmadan, aşırı yatırımlar yapıldı. Kapasite kullanım oranları yüzde 60'lar seviyelerinde. Kümelenmede de yeterli bir artış yok. İç örgütlenmede bir zaafın olduğunu düşünüyorum. Ayakkabıda işin hamaliye tarafındayız artık kaymak tarafına geçmemiz lazım. İnsansız hava uçağı yapan bir ülkenin tasarım yapmaması olur ama kabul edilemez. Odak eksikliği olduğunu düşünüyorum. Türkiye'de piyasa yapıcı bir derici yok. Deride yeniden yapılanma gerekiyor. Ben olsam hızlı trenin gideceği mesafede Marmara Bölgesi'nde 3 ihtisas OSB yapardım. Deri, konfeksiyon ve ayakkabıyı ayırırım. O bölgede sabit fuar da oluştururum. İşletme sayısına göre desteği de geliştiririm. Eximbank desteğini artırırım. Tüm bunlardan sonra 2023'te 15 milyar dolara çıkarırım ihracat hedefini de.
[PAGE]
Gerilla taktikleri başladı, yenilenme şart
TÜRKİYE DERİ VAKFI (TÜRDEV) BAŞKANI RUKEN MIZRAKLI:
Fuarlar artık sadece ticaretin yapıldığı yerler olarak görülmemeli. Gerilla taktikleri çok ön planda. Fuarları daha enteresan yerlere getirmemiz lazım. Paris'teki Le Cuir Deri Fuarı yenilenerek son 3-4 yıldır yeniden tırmandı. Aslında insanları İstanbul'a getirmek çok zor değil, yeni projeler ortaya koymak lazım. Sanatı, tasarımı ortaya koyduk. 3 çağdaş sanatçımızı derinin içine soktuk. Eskiden tasarımcıları satılamayan yerlere koyarlardı, biz en girişe ve en merkezde yer verdik. Yabancı ve yerli katılımcılar, dünyaca ünlü tasarımcılarla birlikte bu yıl çıtayı yükselttik.
Türkiye kürk süette uzun süredir dünya lideri Türkiye'de deri sektörü 500 yıllık geçmişe sahip. 1990 sonrası Rusya'nın ve Çin'in ağrılığıyla sanayileşmiş bir duruma geldik. Yünlü deride Türkiye dünya lideri, yani kürk süet. Uzun süredir böyleyiz. Diğer sektörlerde de ilk 3 ya da 4'te yer alan sıralamalarımız var. 4 milyar dolarlık ihracatımız var. Bunun 1.6 milyar doları resmi. Bavul ticareti, yolcu taşımacılığı ile 5 milyar dolarlık iç ve dış piyasa var. Dünyada ise 225 milyar dolarlık bir piyasa var. Biz yüzde 2'lik pay alabiliyoruz. Yakın zamana kadar deri kar marjı yüksek bir sektördü. Ama son 10 yılda ham deri fiyatlarının aşırı artması kar marjlarını düşürdü.
[PAGE]
Kelebek derisinden ayakkabıya Rusya'dan talip var
TÜRKİYE AYAKKABI SANAYİCİLERİ DERNEĞİ (TASD) BAŞKANI HÜSEYİN ÇETİN:
Türkiye'den çıkan 5 ayakkabının bir çifti Rusya'ya. Letonya, Irak, Almanya, Ukrayna da ihracat yaptığımız ülkelerin başında. Doğu bloklarda İspanya ve İtalya'nın açığını kapattığımızı düşünüyoruz.
Ayakkabı sektörünün bundan sonra katma değeri yüksek, moda ürünler üretmesi gerekiyor. şimdi kelebek derisinden ayakkabı üreteceğiz. 2-3 ülkeden kelebek projesini satın almak isteyen firmalar geldi. Özellikle Rusya'dan bir firmayla önümüzdeki hafta görüşeceğiz. Ayakkabı üretiminde dünyanın 9'uncu, Avrupa'nın 3'üncü büyüğüz. 117 milyar dolarlık hacimden yüzde 1'lik bir pay alıyoruz. Önümüzdeki yıllarda, Avrupa'daki payın Türkiye'ye kayacağını tahmin ediyoruz.
Bizim yerimize artık İtalya ve İspanya çabalıyor
Eskiden İtalya'ya özenirdik, bize fuarlarında yer vermezlerdi. Kasım ayında ev sahibi olduğumuz fuara 23 tane İtalyan firması katılmak istedi. Bir sonraki fuara daha kalabalık gelmek istediklerini beyan ettiler. İspanya'nın da Türkiye'deki fuara katılmak istediğini duyuyoruz. 450 milyon çift gibi üretim gücümüz var. Hala yüzde 67'sini kullanıyoruz. Dünya pazarından çok ciddi pay alacağımızın sinyallerini görebiliyoruz. 700 milyon dolar ihracat hedefimiz var ve 2015 hedefimiz 1 milyar dolardı ancak 2014'te bunu yakalamaya çalışacağız.
"Koruma önlemlerinden sonra bir lira almadık"
Sektörde ithalat baskısı var. 2006'da koruma önlemleriyle birlikte ithalatta artış büyümeye devam etti. 2012'de 863 milyon dolar ithalat, 546 milyon dolar ihracat yaptık. Tekstilde olduğu gibi ayakkabı sektöründe de ek vergi çıksın, koruma kalksın. İhtisas OSB'lerinin oluşturulması gerektiğini, özellikle 6'ıncı bölgede ciddi yatırımlar olabileceğini düşünüyoruz. 1 milyar dolar koruma önlemleriyle devletin kasasına giren para. 2006 yılından beri kasaya giren paradan bir lira bile almadık halbuki Avrupa da direkt sektöre yönlendirilir. 2012'de koruma önlemlerinin uzatılmasına ileri teknoloji ihtiva eden ayakkabılar kapsam dışıdır diye bir şey ilave edildi. İlk 10 ayda ithalat 870 milyon dolar. Geçen yılın yılsonu rakamlarını ilk 10 ayla şimdiden geçtik. 38 milyon çift ayakkabının GTİP numarası, 651 milyon dolarlık bir karşılığı var.
[PAGE]
Sektörün imajı için balık derisinden mont üreteceğiz
TÜRKİYE DERİ KONFEKSİYONCULARI DERNEĞİ (TDKD) BAŞKANI MEHMET ALİ DİNÇ:
Yeni stratejiler oluşturabilirsek daha iyi noktalara geçebileceğimizi düşünüyorum. Balık derisinden mont üretmeye başlayacağız. Bu sektörün imajını artırmaya yönelik çalışmalar aslında. Büyük ticari hacimlere ulaşamayabilir ama dikkat çekici olduğu kesin. Yüzde 18'lik bir KDV var, lüks kürk hayvanlarının kürkleri için. Özel tüketim vergisinin kaldırılmasını istiyoruz. 40 milyar dolarlık pazar payının yüzde 1'ini bile alamıyoruz. Kürk, ihracatın ara ürünü. Mesela gelen bir toplu siparişte yakasına tilki koymamız isteniyor. 30-40 dolar ekstra maliyet çıkardığı için 10 bin adetlik siparişleri başka ülkelere kaptırıyoruz. Tüm siyasi parti temsilcileri bizimle aynı fikirde olmasına rağmen siyasi malzeme olur diye bizi desteklemiyor ve kurban ediliyoruz.
"Üretim dünya çapında ama fiziki şartlar kötü"
Zara gibi ünlü markalar ne kadar kaliteli üretim yaptığımızın bilincinde. Rusya'da reklamlarda "Türk derisi satıyoruz" sloganıyla satış yapılıyor. Markalaşmayı kısmen Rusya'da başardığımıza inanıyoruz. Diğer ülkelerde satın alanlar da kalitenin farkında ama tüketicide bu algıyı oturtmamız gerek. Üretim iyi ancak üretim kalitesine uygun alanlar yok. Zeytinburnu'nda birçok işletmeyi dolaştılar. Ürünü, fiyatı beğeniyor. Bir tek fiziksel şartlarımızı beğenmiyor. Buna uygun ihtisas OSB'leri oluşturulmasını istiyoruz. Mümkün olduğu kadar Zeytinburnu'na yakın olmalı. Zamanla kentsel dönüşümle birlikte firmalarımızın da buradan çıkacağını düşünüyoruz. '7'inci, 8'inci bölgeye gidin' diyorlar. Biz burada kalmak istiyoruz. 2 milyon adet deri mont üretiliyor. Yüzde 10'unu ancak yurtiçine satabiliyoruz. Deri konfeksiyonda koruma tedbiri getirilmesi gerekir. Rusya'da hiçbir üretim yok; yüzde 10 gümrük vergisi, yüzde 18 KDV koyarken, Çin yüzde 40'lara yakın koruma vergisi koyuyor. Biz ise seyrediyoruz.
[PAGE]
Deri markasıyla bir AVM'de kalmak kolay değil
DERİ SANAYİCİLERİ DIŞ TİCARET ANONİM ŞİRKETİ (DSD) GENEL MÜDÜRÜ REMZİ ÖZBAY:
Dış ticaret sermaye şirketi olarak kamunun karşısında sektörün gümrük ve vergi ile ilgili sigortasıyız. Özelikle 1990'lar işler ve müşterilerin çok fazla olduğu dönemlerdi. O dönem firma ceket yapmayı biliyor ama onu nasıl ihraç edecek bilmiyordu. Biz bu noktada dış ticaret sermaye şirketi olarak bir anlamda okul işlevi gördük. 2000'li yılların acaba nasıl marka çıkarırız düşüncesiyle hareket ettik. Marka çıkaramadık ama çok önemli şeyler öğrendik. Derinin bir tutku işi olduğunu gördük. Bunu 2006'da Polonya'da denemiştik. Tüm üreticiler bunun arkasındaydı ama yapamadık.
"Kalitemiz İtalyan algımız Çin gibiydi"
Bizim ürünlerimiz İtalyan kalitesinde ama algımız Çin gibiydi. Haliyle varlıklı, genç ve kaliteye önem veren genç tüketici İtalya'yı tercih ediyordu. Deriyi önemseyen ama parası olmayan için de pahalı kaldık. Biz sadece Polonya'nın yaşlısına kaldık. Bir araya gelerek yapabileceğimiz işler var ama marka yaratmak bunlardan biri değil. Deride marka yarattığımız zaman tek başına deri markası ile bir AVM'de ayakta kalmak koyla değil. Bunu yan ürünler ile desteklemek lazım.
"Kuyrukta bekleyen turist bir daha gelmiyor"
Formal ihracatta yurt içinde turiste satışlar önemli potansiyel ama sonrasında bürokrasi de problemler var. Havaalanları çok yoğun vergi iadeleri için saatlerce sıra bekliyorlar. Yarım saat baklayan turis, bir daha da gelmiyor. Başka ülkelerde alışveriş yapıldığı anda işlem gümrük idaresinin sitemine düşüyor ve turist hava alanında kartını kiosktan geçirererk işlemi tamamlıyor. Biz bunu idare ile konuştuk olumlu yaklaştılar ama yıllardır bekliyoruz.