Gelişen teknoloji güç sağlıyor fakat liderlik için esaslı bir değişim gerekiyor
Accenture, 2018 Teknoloji Vizyonu Raporunu yayınladı. Rapora göre hızla gelişen teknoloji akıllı işletmelere güç sağlıyor fakat liderlik konusunda esaslı bir değişim gerekiyor.
Abone olDanışmanık şirketi Accenture’ın her sene yayımladığı Teknoloji Vizyonu 2018 raporu, işletmelerin önümüzdeki üç yıl içinde ezberlerini bozacağını öngörüyor. Ancak hem büyüme fırsatlarından faydalanmak, hem de toplumsal fayda yaratmak için güven ve sorumluluğun öncelikli olduğu yeni bir liderlik dönemi gerekiyor.
Yapay zekanın ve diğer teknolojilerin hızla gelişmesi, akıllı şirketlerin ortaya çıkmasını hızlandırırken, kurumların, insanların hayatlarına entegre olmasına yardımcı oluyor.
İş yapış şekilleri değişiyor
“Akıllı İşletmeler Ortaya Çıkıyor: Mevcut Kurumların Yeniden Tanımlanması” başlığı ile yayımlanan 2018 raporuna göre; Yapay Zeka, İleri Analitik ve Robot Bilim gibi teknolojideki büyük gelişmeler, şirketlerin sadece inovatif ürünler ve servisler ortaya çıkarmasını sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda insanların iş yapış şekillerini ve nasıl yaşadıklarını da değiştiriyor.
Bunun sonucunda ise, kurumların müşterileri ve iş ortaklarıyla olan ilişkileri değişiyor.
Şirket rapor kapsamında 6.300 İş Lideri ve Bilişim Teknolojileri yöneticileriyle dünya çapında bir araştırma gerçekleştirdi. Her 5 katılımcının 4’ünden fazlası (yüzde 84’ü) şirketlerin, insanların yaşamlarına teknoloji sayesinde kusursuz bir şekilde nüfuz ettiği konusunda hemfikir.
Raporda buna örnek olarak verilen şirket ise Amazon. Echo cihazı ve yapay zeka asistanı Alexa vasıtasıyla Amazon, sadece online alışveriş ihtiyaçlarını değil, ayrıca yoğun yaşamların günlük taleplerini de yönetiyor. Hatta iş yeni apartmanların tasarımında özel Amazon posta kutularına yer vermeye kadar gitmiş durumda. Özel akıllı kilit sistemi (Amazon Anahtarı) vasıtasıyla kuryeler evde kimse yokken bile teslimat yapabiliyor.
Güven üzerine kurulu yeni bir ilişki
Accenture Türkiye Teknoloji Grubu Lideri ve Yönetici Ortağı Emre Hayretci, yayınlanan raporla ilgili şu ifadeleri kullandı:
“Teknoloji, günlük hayatımıza entegre olmuş ve vazgeçilmez bir parçası haline gelmesinin yanı sıra toplumumuzun da büyük parçalarını yeniden şekillendiriyor. Şehirler nasıl limanların, sonrasında da demir yollarının etrafında geliştiyse veya insanlar nasıl elektriğin etrafında yaşamlarını kurduysa, bugün de dünya, dijital inovasyon etrafında dönüyor; bunun bir uzantısı olarak da şirketler hizmetlerini bunun etrafında kurguluyor. Bu da ciddi miktarda kişisel bilgilerin paylaşıldığı, güven üzerine kurulu yeni bir ilişki gerektiriyor.”
Rapora göre yaşanan teknolojik dönüşüm ilk kez çift yönlü olarak gerçekleşiyor. Artık kullanıcılar sadece şirketlerin ürünlerini ve hizmetlerini kullanmakla kalmıyor, aynı zamanda onları bilgi ve erişilebilirlik ile besliyor. Bu şekilde bir “entegre inovasyon” ortaya çıkıyor, artan güven seviyesi de beraberinde daha derin bir ilişkiyi ortaya çıkarıyor.
Bu çift yönlü ortaklıklar tüketicilere ve iş ortaklarına yeni sorumluluklar yüklüyor. Konuya hakim firmalar yeni toplumsal beklentilerin kurumsal güce dönüşebileceğinin farkında olarak müşteriler, çalışanlar, devlet ve toplumla iş birliği kurmak için etkileşimlerini maksimum düzeyde tutuyorlar. Bu da, tüketici veya üreticinin çok daha ötesine geçiyor.
5 ayrı başlık
Hayretci’nin açıkladığı raporda şu başlıklar göze çarpıyor:
Sivil Yapay Zeka: Bu kavram işletmelerin kendi yapay zekalarını toplumun sorumlu, üretken bir mensubu olacak şekilde “yetiştirmeleri” ile ilgili kullanılıyor. Örneğin bazı Avrupa ülkeleri yapay zekaya vatandaşlık vermeyi gündemine taşıyor. Ya da Audi insansız araçlarında 60 km hız sınırına kadar yapılan kazalarda tüm sorumluluğu kendi üstleniyor. Bu da şirket ile müşteri arasındaki sosyal sözleşmelerin değişip dönüşmesine işaret ediyor.
Genişletilmiş gerçeklik: Sanal ve artırılmış gerçeklik birleşerek genişletilmiş gerçekliği ortaya çıkarıyor. İnsan, bilgi ve deneyimler arasındaki mesafeyi ortadan kaldırarak insanların yaşam ve çalışma şeklini dönüştürüyor. Genişletilmiş gerçeklik hayatımıza yeni deneyim ve değerler katıyor. Örneğin bir DHL deposunda sanal gözlükler aracılığıyla tüm kolilerin yönleri, bulundukları raflar ve içerikleri kolaylıkla izlenebiliyor. Ya da bir Kara Cuma öncesi Walmart, çalışanlarını bu deneyime sanal gerçeklik eğitimi ile hazırlıyor.
Veri gerçekliği: İşletmeler, kendilerini veri temelinde çalışmak üzere dönüştürürken yeni bir açık ortaya çıktı: Yanlış, oynanmış ve yanlı veriler. Her işletme veri analizi sonuçlarına göre iş yapış biçimlerini kurguluyor. Ancak burada ortaya çıkan soru şu: Veriler ne kadar doğru?
Sürtünmesiz işletme: İşletmeler büyümek için teknoloji tabanlı ortaklıklara güveniyorlar fakat eski yapıları büyük ölçekli ortaklıkları destekleyecek şekilde tasarlanmamış. İşletmelerin daha entegre bir yapıya sahip olmak için kendilerini tekrar inşa etmesi gerekiyor.
Düşüncelerin interneti: İşletmeler robot bilimi, yapay zeka ve bu gibi insanı da içine alan gerçeküstü deneyimlere büyük yarıtımlar yapıyor. Fakat, bu akıllı sistemleri hayata geçirebilmeleri için, kendi altyapılarını dinamik ve gerçek dünyaya uyumlu hale getirmeleri gerekiyor.