Türkiye'nin mısır üretimi rekora koşuyor

TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "TÜİK'in, 2012 1. tahminlerine göre mısır üretimi 4 milyon 600 bin tonu bulacak. Bu bir tarihi rekordur"

Abone ol
ANKARA - Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK), 2012 1. tahminlerine göre mısır üretiminin 4 milyon 600 bin tonu bulacağını, bunun tarihi bir rekor olduğunu belirtti.
 
Şemsi Bayraktar, yaptığı yazılı açıklamada, mısır üretiminde GDO'lu tohum kullanılmadan ulaşılan rakamların hem çiftçi hem de ülke adına gurur kaynağı olduğunu ifade etti.
 
Bayraktar, "Bu günlerde 2. ürün mısır hasadı sürmektedir. Çiftçimize 1980'li yılların ortalarından bu yana ikinci bir gelir kapısı açan mısır üretimi, 2012 yılında üretim açısından Türkiye'nin mısır arz-talebi dengesinde önemli bir noktaya gelmiştir" değerlendirmesini yaptı.
 
1980 yılında 1,2 milyon ton olan mısır üretiminin 2012'ye gelindiğinde yaklaşık 4 kat arttığına işaret eden Bayraktar, şöyle devam etti:
"2003 yılında 1,8 milyon tona varan ithalat, 2011 yılı itibarıyla 0,3 milyon tona geriledi. 2011 yılında 4,2 milyon ton olan üretimin 2012 yılında 400 bin ton artması 2012-2013 piyasa yılında ithalat yapılmayacağını düşündürebilir. TÜİK'in 2012 yılı 1. tahminlerine göre mısır üretimi 4 milyon 600 bin ton. Bu tarihi bir rekordur. Bu üretim, Türk çiftçisine hedef gösterildiğinde, destek verildiğinde, yapamayacağı bir iş olmadığını ispatlaması açısından da çok büyük değerdedir.
Çiftçimiz hibrit tohum ve bölgelere uygun tohum çeşitlerinin kullandı; yetiştirme tekniklerine uyum gösterdi. Yem sanayisi talebindeki artış, düşük dünya fiyatlarının Türkiye fiyatlarına yaklaşması ve prim desteklerinin de etkisiyle pamuktan mısıra yöneliş buna eklenince, özellikle GAP yöresi ve Ege Bölgesi başta mısır üretiminde önemli artışlara ulaşıldı."
 
Ege ve Çukurova'daki verim ABD paralelinde
 
Bayraktar, öz tüketim ve yöresel gıda için üretilen geleneksel Karadeniz Bölgesi üretiminin ortalama verimi düşürmesine rağmen melez tohum sayesinde ticari üretim yapan bölgelerde birim alana düşen üretimin yüksek olduğuna dikkati çekti.
Özellikle Ege ve Çukurova'daki verimin, ABD'deki mısır verimine paralellik gösterdiğini bildiren Bayraktar, Adana, Şanlıurfa, Mardin ve Sakarya'nın toplam üretimden geçen yıl yaklaşık yüzde 44 pay aldığını ifade etti.
Bayraktar, şunları kaydetti:
"Son yıllarda, Şanlıurfa, Mardin, İzmir, Konya ve Bursa'da ekim alanı ve üretim artışı; Sakarya, Adana, Mersin ve Hatay'da ise ekim alanı ve üretim azalışı görülmüştür. Mısır ekim alanı, kendi fiyatından ve pamuk fiyatlarından etkilenmektedir. Yapılan araştırmalar mısır fiyatının yüzde 10 arttığında mısır ekim alanının yüzde 6,1 arttığını göstermiştir. Mısır üreticilerimiz başta tohum olmak üzere teknolojiyi iyi kullanmıştır. Pamuk ürününe göre yetiştirme tekniği, hasat, nakliye ve depolamasının kolay olması ve birim alandan elde edilen yüksek verimle birlikte üretim masraflarının düşüklüğü dolayısıyla maliyet açısından, pamuk ekim alanlarından pay kapmaktadır."
Mısırda gümrük vergileriyle yüzde 180'e kadar oynanabilmesinin en büyük avantajlardan biri olduğunu anlatan Bayraktar, gerektiğinde uygulanan gümrüklerin, maliyet fiyatları daha düşük olan, destekleri ve ithalatçı ülkelere verdikleri kredileriyle dünya mısır fiyatlarını çarpıtan ülkelerle rekabeti sağladığına dikkati çekti.
 
"Çiftçimiz GDO'lu tohum kullanmıyor"
 
Şemsi Bayraktar, Türkiye'de GDO'lu mısır tohumluğu kullanmadığına da işaret ederek, mısır üretiminin artırılmasında, yurt içi hibrit tohumluk üretiminin geliştirilmesi ve kullanımının artırılmasının çok büyük önem arz ettiğini belirtti.
Mısırın sanayide başlıca nişasta ve yem üretiminde kullanıldığını hatırlatan Bayraktar, Türkiye'nin yıllık 200 bin ton mısıra eşdeğer mısır nişastası ithal ettiğini, GDO'lu ürünlerin yurda girme olasılığı dikkate alınarak bu ihtiyacın da yerli mısırdan karşılanmasının hedefler arasında yer alması gerektiğini ifade etti.
Bayraktar, "Zira gelinen nokta göstermiştir ki ülkemiz üretimini artırıp, mısır ithalatına son verme şansına da bunu başarabilecek üretim alanı ve üreticiye de sahiptir" değerlendirmesinde bulundu.
 
"Mısır hayvancılık açısından çok önemli"
 
Bayraktar, özellikle tavukçuluk sektörü ile büyükbaş ve küçükbaş hayvancılıkta yem olarak kullanılan mısır üretimindeki artışın devam etmesinin önemine işaret ederek, şunları belirtti:
"Bu, kapasitesi yüksek olan yem sanayimize hem ucuz hammadde sağlayacak hem de hayvancılığımızın başlıca girdisi yem fiyatlarının da düşmesine yardımcı olacaktır. Nişasta bazlı şeker ve nişasta ihtiyacımızın tamamen yurt içi üretimden karşılanması da bu üründe kendimize yeterliliğin şart olduğunu göstermektedir. Biyoyakıt kullanımı dolayısıyla da dünya fiyatının artması beklenen mısırın üretim ayağı, ulaşılan nokta yeterli görülerek asla göz ardı edilmemeli, üretimde gevşemeye izin verilmemeli, aksine desteklenmelidir."
Cumhuriyetçi Senatör Graham, Trump'ın dış politika önceliğini açıkladı 'Aile Destek Programı' 2025 yılında da sürecek mi? Prof. Dr. Naci Görür'den sitem dolu mesaj: Çok rica ediyorum... Yapı Kredi'den 'sınırları kaldıran' 25 kadına e- ticaret desteği Türkiye’nin dev şirketi Dardanel'den flaş karar! KAP'a bildirildi