'Hollanda kadar bir alanı nadasa ayırıyoruz'
Bayraktar, "Hollanda kadar bir alanı nadasa ayırıyoruz. Suyla buluşturacağımız alanlardaki tarımsal gelir 5-6’ya katlanabiliyor. Bir an önce sulama yatırımlarını tamamlamalıyız" dedi.
Abone olTürkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, yaptığı açıklamada, Türkiye, çayır ve mera alanları hariç, 23 milyon 933,9 bin hektar alanın 3 milyon 283,8 bin hektarının meyve, içecek ve baharat bitkileri alanı, 808,5 bin hektarının sebze bahçeleri, 4,6 bin hektarının süs bitkileri için ayrıldığını; kalan 19 milyon 837 bin hektar alanın 15 milyon 723 bin hektarının ekildiğini, 4 milyon 114 bin hektarının nadasa bırakıldığını bildirdi.
Çayır ve mera alanları hariç tarım alanlarının 6 milyon 230 bin hektarın sulandığını belirten Bayraktar, sulanan alanların büyük bölümünü de ekilen alanların oluşturduğuna dikkati çekti.
Sebze, meyve bahçeleri, içecek ve baharat bitkileri ile süs bitkileri alanlarının dışında kalan tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerin alanının yüzde 20,7’sinin nadasa ayrıldığını belirten Bayraktar, teknik ve ekonomik olarak sulanabilir alanların yüzde 70’den fazlasının da ekilen alanlardan oluştuğunu bildirdi.
Kuruda tarımsal gelir
Altyapıları tamamlanamadığı için sulanamayan alanların 2 milyon 270 bin hektarı bulduğunu, bu alanın yaklaşık 600 bin hektarının nadasa bırakıldığını, kalan 1 milyon 670 bin hektar alanda ise kuru tarım yapıldığına dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti:
“Halen teknik ve ekonomik olarak sulanabilecek olmasına karşın sulama altyapısı tamamlanamadığı için sulanamayan alanlarda buğday, arpa, baklagiller gibi ürünler yetiştiriliyor. Kuruda buğday ekimini esas alarak yapılacak bir hesaplamaya göre, ülke ortalamasında kuruya ekmeklik buğday verimi dekara 244 kilogramdır. Nadas dışında ekim yapılan 1,67 milyon hektar alanda 4 milyon 75 bin ton ekmeklik buğday elde etmek mümkündür. Halen serbest piyasa fiyatlarına göre ekmeklik buğday fiyatı 95 kuruştur. Sonuç olarak ekmeklik buğdayla yapılan hesaplamaya göre bu alanlardan yılda 3,87 milyar liralık da ürün alınıyor.
Kuruda ve suluda ülke ortalama verim rakamları
Sulama, verimi doğrudan ve büyük oranlarda etkiliyor. Ülke ortalamasına göre, kuruda ekmeklik buğday verimi dekara 244 kilogramken, suluda 412 kilograma yükseliyor. Yine aynı şekilde durum buğdayında kuruda 247 kilogram, suluda 466 kilogram, arpada kuruda 268 kilogram, suluda 400 kilogram verim alınıyor. Yağlık ayçiçeğinde birinci ekim, ikinci ekim ağırlıklı ortalamalarına göre, kuruda ve suluda verim, 228 kilogramdan 368 kilograma, baklagillerden yeşil mercimekte 121 kilogramdan 159 kilograma, kırmızı mercimekte 159 kilogramdan 194 kilograma, nohutta 126 kilogramdan 211 kilograma, kuru fasulyede 145 kilogramdan 266 kilograma, soya fasulyesinde birinci ekim, ikinci ekim ağırlıklı ortalamalarına göre 399 kilogramdan 444 kilograma çıkıyor. Kuruda üretimi yapılmayan pamukta suluda birinci ekim, ikinci ekim ağırlıklı ortalamalarına göre 473 kilogram, mısırda ise birinci ekim, ikinci ekim ağırlıklı ortalamalarına göre 933 kilogram verim elde ediliyor.”
“Kuru tarım yapılan 2,27 milyon hektarda sulu tarımla 11 önemli üründeki açık kapatılabilir”
Ülke ortalamasına göre, kuruda ve suluda verimin soya fasulyesinde yüzde 11,3, kırmızı mercimekte yüzde 22, yeşil mercimekte yüzde 31,4, arpada yüzde 49,3, yağlık ayçiçeğinde yüzde 61,4, nohutta yüzde 67,5, ekmeklik buğdayda yüzde 68,9, kuru fasulyede yüzde 83,4, durum buğdayında yüzde 88,7 verim farkı olduğunu belirten Bayraktar, şu bilgileri verdi:
“Tarımsal ürünler içinde ekmeklik ve durum buğdayı, arpa, dane mısır, kütlü pamuk, yağlık ayçiçeğinde, baklagillerden kuru fasulye, nohut, kırmızı mercimek, yeşil mercimek, soya fasulyesi gibi 11 önemli üründe üretim açığı bulunuyor. Bu alanlar sulamaya açıldığında, üretim açığı verilen 11 önemli üründe açık kapatabilecek şekilde alan ayrıldığında 13,5 milyar liralık tarımsal ürün yetiştirmek mümkün görünüyor.
Tabii her üründen alınacak gelir aynı değil. Seçilmiş ürünlerden en fazla getirisi olanlarla yapılan hesaplamaya göre elde edilecek ürünün değeri 25-26 milyar liraya kadar çıkabiliyor. Sulamaya açılacak 2,27 milyon hektar alana arpa ekildiğinde 7,2 milyar, ekmeklik buğdayda 8,9 milyar ürün elde edilirken, durum buğdayında 10,3, soya fasulyesinde 12,1, kırmızı mercimekte 12,2, yeşil mercimekte 14,7, ayçiçeğinde 15, mısırda 15,3, kuru fasulyede 21,2, nohutta 25,6, pamukta 25,8 milyar liralık ürün yetiştirmek mümkün hale geliyor. Bu ürünlerde kuru tarımda ekmeklik buğday yetiştirmeye göre, bu alandaki tarımsal geliri 1,8 ile 6,6 kat arasında artırmak mümkün. Bu alanlarda seçilmiş bu ürünlerden çok daha fazla gelir sağlayabilecek ürünler yetiştirmek de imkan dahilindedir.”
“Ülkemiz böyle bir gelirden mahrum kalmamalı, yatırımlar hızla bitirilmelidir”
Teknik ve ekonomik olarak sulanabilecek bu alanların acilen sulamaya açılması, ortalama yıllık 9,5-10 milyar lira tarımsal değerin ülkeye kazandırılması gerektiğini vurgulayan Bayraktar, “bu rakam ekilecek ürüne göre 21-22 milyar liraya bile ulaşabilir. Ülkemiz böyle bir gelirden mahrum kalmamalıdır. Sulama yatırımlarına ne kadar harcama yapılması gerekiyorsa yapılmalı, yatırımlar hızla bitirilmelidir. Suya yapılacak yatırımlarda 2 yılda bile kendini amorti eden projeler var. 10 yılda amorti etse bile yapılmalıdır. Yıllık 9,5 milyar liradan hesap etsek bile 10 yılda elde edilecek gelirin 95 milyar lirayı bulacağını düşünürsek, yapılacak yatırımın bu gelirin yanında önemi kalmayacaktır. Çünkü sulama yatırımları düzenli bakımı yapıldığında çok uzun süre hizmet veren yatırımlardır” dedi.
Örnek projeler
Sulama yatırımlarının kısa zamanda kendini amorti ettiğine örnek verilebilecek projeler içinde, 2012 yılında başlamış ve 2015 yılında tamamlanan “1000 Günde 1001 Gölet ve Sulama Projesi” bulunduğunu belirten Bayraktar, şunları kaydetti:
“Bu çalışma 611 milyon metreküp suyun depolanması ve 170 bin hektar tarım alanının sulanması ve taşkından korunması için yapıldı. Maliyeti 3,3 milyar lira olan proje yıllık 1,7 milyar liralık gelir artışına yol açacak. Yani söz konusu proje çok kısa bir zamanda, iki yılda kendi maliyetini karşılayacak.
Göl-Su projesiyle de 2019 yılına kadar 1071 gölet inşa edilecek. 300 bin hektar alan suyla kavuşturulacak. 15 milyar lira yatırım bedeli olan bu proje tamamlandığında, 1,8 milyar metreküp su biriktirme hacmi sağlanacak ve bu tesisler ile 300 bin vatandaşımıza iş imkânı yaratılacak. Ayrıca bu projeyle 3 milyar lira ilave gelir artışı meydana gelecek. Buna göre, proje 5 yılda kendini amorti edecek.
Sulama yatırımlarıyla kırsaldaki göç azalacak ve üreticiler kırsalda istihdam imkanı bulacaklar. Bu projelerle yeraltı suyu potansiyeli de emniyetli bir şekilde rezervde tutulabilecek.”