Poliçe yenilenmedikçe deprem riski büyüyor
Türkiye’deki konutların yüzde 44’ü zorunlu deprem sigortası DASK’a sahip. Depremlerin ekonomik yıkıcılığını da hatırlatan sigorta sektörü temsilcileri “poliçeler yenilenmedikçe ve çoğalmadıkça risk artıyor” uyarısı yaptı.
Abone olSerhat ALİGİL
Son olarak Çanakkale ve Adıyaman’da yaşanan depremler, Türkiye’nin vazgeçilmez ama sıkça unutulan en önemli gündemlerinden birini, bir kez daha tartışmaya açtı. Topraklarının yüzde 96’sı deprem bölgesi içinde yer alan Türkiye için deprem, en büyük doğal afet sıralamasında ilk sırada yer alıyor. Örneğin 2000 yılından buyana DASK’a konu deprem sayısı bile 524 adet oldu. Büyük acılar veren can kayıplarının yanında, depremler büyük ekonomik kayıplara da yol açabiliyor. Türkiye bunu en acı şekilde 1999 Marmara depreminde yaşadı. 7,5 büyüklüğündeki o depremde resmi verilere göre 17 bin 480 kişi öldü, 23 bin 781 kişi yaralandı. Ayrıca 285 bin 211 ev, 42 bin 902 işyeri hasar gördü.
173 milyon lira ödeme
DASK’ı da ülke gündemine sokan o depremde bugüne, hem binaların yenilenmesinde hem sigortalamada önemli yol alındı ama son veriler hâlâ yapılacak çok şey olduğunu gösteriyor. DASK verilerine göre halen Türkiye’deki 17 milyon 662 bin konutun 7 milyon 770 bin adedi, yani yüzde 44’ü sigortalı. Toplam prim üretimi ise 904 milyon lira civarında. Yine DASK kurulduğundan buyana 22 bin 151 deprem hasar dosyası için 173 milyon lira ödeme yapıldı.
Bölgesel açısından bakıldığında en yüksek sigortalama oranı yüzde 54,1 ile Marmara’da olurken, en düşük oran yüzde 30,9 ile Güneydoğu Anadolu’da elde edildi. Ancak Generali Sigorta’nın İstanbul için çıkardığı ilçe bazlı zorunlu deprem sigortası haritası, bu alandaki duyarsızlığı dikkat çekici şekilde ortaya koyuyor. Çünkü Marmara depreminde büyük zarar gören Avcılar’da bulunan 155 bin konutun sadece 59 bin 364’ü DASK’lı. Birinci derece deprem bölgesinde yer alan Sultanbeyli’deki 91 bin 440 konutun ise sadece 5 bin 715’i sigortalı. Konuyla ilgili değerlendirme yapan ve olası İstanbul depreminin tahmini ekonomik kaybın 50 milyar dolar olacağın hatırlatan Generali Sigorta Genel Müdürü Mine Ayhan şöyle devam etti: “Bina hasarı maliyetinin ise 11 milyar dolar olması bekleniyor. Bu rakamlar sigorta yaptırarak tedbir almanın önemini gösteriyor. Deprem, ülkemizin bir gerçeği ve sektör olarak en büyük amacımız toplam konut sayısının yaklaşık 18 milyon olduğu Türkiye’de sigortalılığı da yüzde 100 seviyesine çıkartmak.”
Dayanıklı bina önemli
Türk Nippon Sigorta Genel Müdürü Dr. Baturalp Pamukçu da, depreme dayanıklı binaların yanı sıra, binalara ait deprem sigortasının bulunmasının da bir o kadar önemli olduğunu vurguladı. Pamukçu, “Sigorta bilinci giderek artsa da, hâlâ istenilen seviyelere gelinemedi. Sektör olarak başlıca hedefimiz; depreme hazırlıklı olmak adına sigortalılık bilincini artırarak, DASK sistemine kayıtlı konutların tamamının zorunlu deprem sigortası güvencesi altına alınmasının sağlanması olmalı. Her fırsatta ve platformda deprem gerçeğinin üzerinde özellikle durulmalı” dedi.
Ödeme gücü 15 milyar lira
Deprem Haftası nedeniyle açıklama yapan ve DASK’ın 17 Ağustos 1999 Depreminden bu yana aldığı yolu ortaya koyan önemli bir göstergenin tek bir deprem için sahip olduğu 15 milyar liralık ödeme gücü olduğuna dikkati çeken DASK Başkanı Murat Kayacı, şöyle devam etti: “DASK’ın olası bir İstanbul depremi durumunda muhtemel yükümlülükleri ile ilgili olarak yeterli kaynağı mevcuttur. Bu kaynaklar temel olarak, toplanan prim gelirlerinden ve reasürans korumasından oluşmaktadır.”