“İthal yönetim teknikleri yarardan çok zarar getirir”
BTSO ev sahipliğinde düzenlenen eğitimde Bursa iş dünyası ile buluşan Prof. Dr. Acar Baltaş, yönetmenin kültürle alakalı bir iş olduğunu belirterek, Batı’dan ithal yönetim tekniklerinin Türkiye’de birebir uygulanmasının yarardan çok zarar getireceğini söyledi.
Abone olBURSA - AB Türkiye Delegasyonu finansal desteği ile uygulanmakta olan, Türkiye’de AB Bilgi Merkezleri Ağı’nın desteklenmesi projesi kapsamında Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) bünyesinde faaliyetlerini sürdüren Bursa AB Bilgi Merkezi tarafından, BTSO Akademi projesi işbirliğinde “Türk ve Avrupa Kültürlerinde Yönetmek, Değerlerle Yaşamak ve Çalışmak” konulu seminer düzenlendi. Seminere psikolog, yazar Prof. Dr. Acar Baltaş konuşmacı olarak katıldı.
Yönetimde Anglosakson kültürüne ait özelliklerin evrensel kabul edilmesinin büyük bir yanılgıya yol açtığını ifade eden Acar Baltaş; “Yönetmek kültürle alakalı bir iş. Amerika veya herhangi bir kültürün normlarını birebir şekilde Türkiye’de uygulayamayız. Türk iş dünyasının çok farklı kültürel değerleri var. Türkiye’de iş yaparken en fazla kullanılan kelimelerin başında vefa, hatır gibi sözcükler geliyor. Bu kelimelerin Batı dillerinde bir karşılığı yok. Plan, program, vizyon ve strateji gibi kavramlar da bizim dilimizde bulunmuyor. Biz ‘kervan yolda düzülür’ anlayışıyla hareket ederken, Batı zamanı kendine uydurabiliyor. Dolayısıyla iş hayatında başarı için Batı’daki sistemleri olduğu şekilde değil, kendi kültür ve değerlerimize uygun olacak biçimde uyarlayıp hayata geçirmeliyiz” dedi. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girse de girmese de Avrupa ile uyum ve işbirliği içerisinde çalışması gerektiğini de belirten Prof. Dr. Acar Baltaş, bu konuda Türkiye’nin gerekli düzenlemeleri hayata geçirmesinin önemine dikkati çekti.
Dünya genelinde müthiş bir değişim yaşandığına değinen Prof. Dr. Acar Baltaş, “Perde açılırken senaryo değiştirmeye hazır olmamız gerekiyor” diye konuştu. Dünyada artık yapılanı daha iyi yapmanın yetmediğini ifade eden Baltaş, “Bugün yaptıklarımızı mükemmelleştirerek yarının dünyasında var olamayız. 21. yüzyılın birinci çeyreğinden çıktıktan sonra hangi mesleklerin olacağını bilmiyoruz. Şu anda yapılan birçok iş değişecek. Ancak ortaya çıkacak yeni mesleklerde başarılı olacak insanların hangi özelliklere sahip olması gerektiğine dair fikrimiz var. İşbirliği, ilişki kurma, eleştirel düşünme ve yaratıcılık bu özelliklerden en önemlileri. Çocuklarımıza gerçekte hiç gerekli olmayacak şeyleri öğretmek için vakit harcamak yerine bu becerilerini geliştirecek fırsatları sunmamız gerekiyor” değerlendirmesini yaptı.