"Bir dakikalık yürüyüş ömür uzatıyor"

ANTALYA - Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği ile Amerikan Endokrin Derneği işbirliğinde Serik ilçesine bağlı Belek beldesindeki bir otelde gerçekleştirilen "EndoBridge 2013 Antalya" kongresi kapsamında basın toplantısı düzenlendi. Yıldız, toplantıda yaptığı konuşmada, diyabet ve obezite ile ilişkili genlerin egzersizle bağlantısını anlattı.  

Bununla ilgili İsveç Malmö Üniversitesi'nde 6 aylık bir egzersiz programı öncesinde ve sonrasında 23 erkekten alınan cilt altı yağ dokusundan DNA ve RNA ayrıştırılarak, hareketsiz yaşam sürdüren sağlıklı kişiler ile karşılaştırıldığını anlatan Yıldız, "Egzersiz ile diyabet ilişkili 21 genin yapısında bir değişiklik, artış ve bu genlerin üçte birinin de fonksiyonunda değişiklik gözlendi. Çalışma, genlerimizin vücuttan veya çevreden aldıkları sinyallere yapı ve fonksiyon değişikliği ile yanıt verdiğine işaret ediyor. Bu yanıtlar, diyabet ve obezitenin tedavisinde klinik olarak önem taşıyabilecek bu toplantımızda da değerlendirildi" diye konuştu. 

Egzersiz konusunda Türkiye'nin sınıfın altında kaldığına işaret eden Yıldız, toplumun düzenli egzersiz konusunda daha fazla bilinçlenmesi ve teşvik edilmesi gerektiğini bildirdi. Egzersizin ömrü de uzattığını belirten Yıldız, "Bir dakikalık yürüyüş yaptığınızda ömrünüz 1,5 dakika uzuyor" ifadelerini kullandı. 

"Hareketsizlik obeziteyi tetikliyor" 

Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Başkanı, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Endokrinoloji Metabolizma ve Diyabet Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sadi Gündoğdu, vücutta hormon salgılayan bezler ve salgıladıkları hormonların endokrin sistemini oluşturduğunu, bu sistemin de bir sinyal iletim ağı görevi gördüğünü söyledi. 

Hormonların değişik doku ve organlara taşıdıkları mesajlar aracılığıyla endokrin sistemin metabolizma, üreme, büyüme, uyku, strese yönelik vücudun tüm işleyişini kontrol ettiğini anlatan Gündoğdu, obezite, diyabet, kemik erimesi, metabolizma gibi tüm hastalıkların temelinde endokrinin bulunduğunu kaydetti.  

Hormonların salgılanmasıyla bağlantılı olan obezitenin ciddi bir sorun olduğunu ve bu sorunun dünyada olduğu gibi Türkiye'de de artarak devam ettiğini dile getiren Gündoğdu, hareketsizliğin insanları daha fazla kilo almaya teşvik ettiğini ifade etti.  

Gündoğdu, Türkiye'de egzersiz alışkanlığı olmayan bir toplumun ortaya çıktığına işaret ederek, "Çocuklarımız okullara servislerle gidiyor, önceden yürüyerek giderlerdi. Yürüyen merdivenler, asansörler çok fazla kullanılır oldu. Yürüyerek gidilebilecek mesafede bile araç kullanıyoruz, trafik ciddi bir sorun haline geldi" diye konuştu. 

Diyetlerin bireysel hazırlanması gerekiyor  

Kiloyu önlemek amacıyla zaman zaman televizyon ya da gazetelerde diyet önerilerinin yer aldığına dikkati çeken Gündoğdu, diyetlerin bireysel olarak hazırlanması gerektiğini vurguladı. Obezite olan insanlarda farklı hastalıkların da bulunabileceğinin altını çizen Gündoğdu, "Televizyona çıkarak diyet önerisinde bulunan kişiler, sanırım herkesi sağlıklı olarak düşünüyor ve ona göre diyet öneriyor. Ama kalp hastası ya da diyabet olan hastalar var, bunların almaları gereken besin kaynakları var. Televizyonlarda maalesef uzman olmayan kişiler, çıkıp yanlış bilgilendirme yapıyorlar" dedi.  

Gündoğdu, yanlış diyetin farklı hastalıkların doğmasına neden olabileceğini bildirdi. 

Walter Reed Ulasal Askeri Tıp Merkezi Diyabet Enstitüsü'nden Prof. Dr. Robert A. Vigersky ise diyabetli hastaların sayısında artış olduğunu aktardı. Diyabetin görme yetisinin kaybolmasına, böbrek yetmezliğine, sinir sistemlerinin bozulmasına neden olduğunu anlatan Vigersky, sağlıklı beslenme ve düzenli egzersiz ile diyabetin önlenebileceğini belirtti. 

Eski Amerikan Endokrin Derneği Başkanı Prof. Dr. William F. Young da endokrinolojinin sadece bir dalla ilgilenmediğini, vücuttaki bütün bezlere odaklandığını söyledi.  

Toplantı sonrası katılımcılara, bir firma tarafından üretilen Aktif Yaşam Ünitesi'nde vücut değerleri testi yapıldı.