Oteller 'fitness'ı çok sevdi
Turizmin sıkıntılı günler yaşadığı bu dönemde oteller fitness'la flörtü artırdı. Sebep tamamen duygusal. Çünkü konaklamadan kaybedilen ciro fitness düşkünü müşterilerden gelmeye başladı. Hal böyle olunca yatırımcılar, daha lüks ve iddialı fitness salonları için kesenin ağzını açıyor.
Abone olTürkiye'de fitness, 1990'lı yılların sonlarına doğru, uluslararası otellerin Türkiye yatırımlarını artırmasıyla sektörleşmeye başladı. Aslında otellerin beş yıldız alma kriterleri içinde spor salonunun da yer alması, süreci hızlandıran etkenlerin başında geliyor.
Sektör, 2000'li yıllarda Amerika ve Avrupa'da dolgunluğa ulaşırken Türkiye'de yeni yeni hareketleniyor. Spor salonuna üyelik penatrasyonlarına bakıldığında İsveç, Norveç gibi Kuzey ülkelerinde yüzde 20'lerde olan oran Türkiye'de yüzde iki. Üstelik bu yüzde ikinin içinde sporcular ve atletler de var. Sektör temsilcileri, önümüzdeki üç yılda bu rakamın yüzde üçü bulacağını, gelecek 10 yılda ise yüzde 8-9'lara ulaşacağını öngörüyor. Şimdi soru şu: Fitness sektöründeki büyümenin motivasyonu nereden gelecek, hangi dinamikler harekete geçecek?
Bu soruları Life Fitness Türkiye-EKS Dış Ticaret Yönetim Kurulu Üyesi Emre Özdeş'e yönelttim. Özdeş'in yanıtı, "Oteller" oldu. Son dönemde 'dışarıya' üyelik satan fitness salonlarının sektöre hareket kattığını söyleyen Özdeş, "Türkiye'de üyelik satan fitness salonu sayısı bin 650. Fakat oteller sektörü başlattıkları gibi devam ettiriyorlar. Spor salonlarından ciddi ciro elde edebileceklerinin farkına vardılar. Mevcut fitness salonlarını büyütüp onları dışarıya açmanın önemli gelir kapısı olduğunu keşfettiler. Bu farkındalık son 5-6 yılda arttı" diyor. Özdeş'e göre bu durum zon günler yaşayan turizm sektörü için de bir umut olmuş. Yüzde 10-20'ler seviyelerinde doluluk oranıyla çalışan, yatak-toplantı odası satışlarından eski ciroları elde edemeyen oteller için fitness ve spa salonlarının kurtarıcı olduğunu anlatan Özdeş, "Bu dönemi bir fırsat olarak kullanıyorlar. Yeni yatırımlar yapıyor, daha lüks daha bol alternatifli fitness salonları kurmak için adeta yarışıyorlar" diye anlatıyor.
Global markalar hakim
Fitness ekipmanları pazarının globaldeki büyüklüğü yaklaşık 3.2 milyar dolar. Türkiye'de ise 50 milyon dolar. Türkiye'nin, Rusya, Dubai, Suudi Arabistan ve Polonya ile birlikte en hızlı gelişen pazarlardan olduğunu anlatan Özdeş, Avrupa'daki zincirlerin de yatırım için Türkiye'deki ortamı yokladığına ilişkin haberler aldıklarını vurguluyor. "Ciddi potansiyel var, doğru hamlelerle açılan kulüp boş kalmıyor" diyen Özdeş, İstanbul'un doygunluk seviyesinden çok uzak olduğunu Anadolu'nun ise emekleme dönemini yaşadığını ifade ediyor.
Özdeş'e göre bu alanda teknoloji de son hızla gelişiyor. Örneğin koşu bantlarından kredi kartı borcunun bile ödenir hale geldiğini söyleyen Özdeş, "Bir uçmadıkları kaldı" diyor.
Budget kulüpler artacak
Son birkaç yılda, vücut ağırlığına göre egzersiz yöntemlerinin arttığını da belirten Özdeş, trendleri paylaşıyor. "Kendi vücut ağırlığını kullanarak yapılan egzersizler çok popüler hale geldi çünkü her yerde ve her zaman yapabiliyorsunuz" diyen sektörün ünlü ismi, şunları söylüyor: "PersonAl Training (PT) yani kişisel spor eğitmenlerinin sayısı artacak. Budget spor kulüpleri de çoğalıyor. Butik stüdyolar son iki yılda oluşan bir trend. Bunlar belli hedef kitleye hitap eden, daha küçük alanlarda, daha yüksek üyelik ücretleriyle daha niş hizmet sunan kulüpler. Ve sayılarının hızla artması bekleniyor."
Oturmak yerine günde 1 saat daha fazla ayakta kal…
Life Fitness, bir süredir InMovement isimli start-up projesi üzerinde çalışıyor. Özdeş, projeyi şöyle anlatıyor: "Standart bir beyaz yakalının mesaisinin büyük bölümü oturarak geçiyor. InMovement, insanları nasıl ayağa kaldırabiliriz, üniversitelerde, ilkokullarda bu bilinci nasıl uyandırırız üzerine araştırmalar yapıyor. Örneğin ilkokulda fiziki gelişimini henüz tamamlamamış çocuklar 40-45 dakika oturup beş dakikalık teneff üste ayağa kalkıyor. Oturmak yerine günde 1 saat daha fazla ayağa kalkarsak ve bunu yıl boyu yaparsak sene sonunda 3 tane maraton koşmuş kadar kalori yakıyoruz. Bu bizim sektörün en büyük büyüme motivasyonudur."