Kemik erimesi tedavi edilebilir
Kemik erimesi (osteoporoz), özellikle yaşlılarda önemli hatta ölümcül sonuçlara neden olabiliyor. Oysa osteoporoz, önlemler alındığı takdirde gelişmesi engellenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık
Abone olİSTANBUL - Acıbadem Maslak Hastanesi Romatoloji Uzmanı Prof. Dr. Nuran Türkçapar, özellikle yaşlılarda önemli hatta ölümcül sonuçlara neden olabilen kemik erimesinin (osteoporoz), önlemler alındığı takdirde gelişmesi engellenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu bildirdi.
Türkçapar, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'de sık görülen ve halk arasında "kemik erimesi" olarak bilinen osteoporozun, kemik dokusundaki yoğunluğun veya kitlenin azalması anlamına geldiğini ifade etti.
Hastalığın en ciddi komplikasyonunun ise kalça, omurga ve el bileğinde kırıklara yol açabilmesi olduğuna işaret eden Türkçapar, "Kırığa bağlı ciddi ve inatçı ağrılar gelişebiliyor ve bu sorun yaşam kalitesini ciddi boyutlarda düşürebiliyor. Ayrıca omurgada gelişen volüm kaybı ve çökme kırıklarına bağlı olarak boyumuz kısalıyor. Bu da kamburluk gibi çok önemli bir sorunu daha beraberinde getiriyor. Daha da kötüsü osteoporoz özellikle yaşlılarda önemli hatta ölümcül sonuçlara neden olabiliyor. Oysa osteoporoz, önlemler alındığı takdirde gelişmesi engellenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık" ifadelerini kullandı.
Türkçapar, vücudun yeterince kalsiyum alabilmesi için gün boyunca iki bardak süt veya yoğurt ile iki kibrit kutusu kadar peynir yemeye özen gösterilmesi gerektiğini belirtti.
Güçlü kemikler için dikkat edilmesi gereken bir başka önemli noktanın da D vitamini almak olduğuna işaret eden Türkçapar, D vitamininin en önemli kaynağının güneş ışınları olduğunu, bu nedenle güçlü kemikler için her gün, güneş ışınlarının yeryüzüne dik gelmediği saatlerde 15 dakika boyunca güneşlenilmesi önerisinde bulundu.
"Proteinsiz kalmayın, ancak fazla da tüketmeyin"
Nuran Türkçapar, yeterli seviyede protein tüketmenin kemik ve genel vücut sağlığı için çok önemli olduğuna değinerek, yetersiz protein alınmasının kas gücü ve kitlesinde azalmaya neden olduğunu açıkladı.
Yüksek proteinli diyetlerden de kaçınılması gerektiğini belirten Türkçapar, şunları kaydetti:
"Fazla miktarda protein tüketmek, idrarla kalsiyum atılımını artırarak kemiklerde güç kaybına neden oluyor. Günlük protein ihtiyacı kişinin yaş, cinsiyet, fiziksel aktivitesi, boy ve kilosuna hatta hastalığına bağlı değişiyor. Günlük protein alımını kronik böbrek hastasında 30 g/gün ile sınırlarken, düzenli egzersiz yapan bir kişide 200 g/gün olabiliyor. Önemli olan yoğun protein içeren öğünlerinizde yoğurt gibi süt ürünlerini eksik etmemeniz. Çok fazla tuz içeren yemek tüketmek, vücudun kalsiyum kaybına, dolayısıyla kemik kaybına yol açıyor. Bu nedenle tuz alımını olabildiğince azaltın. Hedef, günlük 6 gram veya daha az sodyum almak olmalı.
Kahve, çay ve sodalı içecekler kafein içeriyor. Kafein, kalsiyum emilimini azaltarak kemik kaybına yol açan bir madde. Dolayısıyla günde üç bardaktan fazla kahve ve çay tüketmeyin. Kolalı içecekler de kafein ve fosfor içeriyor ve kalsiyum emilimini bozuyorlar. Bu tür içecekleri de abartmamanızda fayda var. Bunların toplamı üçü geçmemeli. Çay ve kahveyi, süt ürünleriyle birlikte tüketmeyin. Çünkü süt, peynir veya yoğurttaki kalsiyum emilimini engelliyor. Alkolün fazla tüketimi de kemik kaybına neden oluyor. Dolayısıyla alkol tüketimi günlük 2-3 kadehten daha fazla olmamalı. Sigara da osteoporoza yatkınlık sağlıyor."
Türkçapar, vücuda ağırlık bindiren egzersizlerin (dans, aerobik hareketler, yürüme, koşma, ip atlama, merdiven çıkma, tenis gibi), hem osteoporozdan korunmada hem de tedavisinde çok önemli rol oynadığına işaret etti. Yoga ile pilatesin, denge ve esneklik açısından en fazla tercih edilen egzersizleri oluşturduğuna dikkati çeken Türkçapar, haftada 3 veya 4 gün, 30 dakika vücuda ağırlık bindiren egzersizleri, haftada 2 veya 3 gün germe egzersizi, denge, postur egzersizleri yapılması gerektiğini vurguladı.
Sebze ve meyvelerin magnezyum, potasyum, C ve K vitamini açısından zengin olduğunu belirten Türkçapan, "Kemik sağlığında, kalsiyum ve D vitamininin yanı sıra bunlar da kemik mineralizasyona katkı sağlıyor. Vücut kitle indeksi 19 ve altındakiler osteoporoza daha yatkınlar. Aşırı zayıflıkla birlikte cilt altı yağ kitlesinin azalması, östrojen seviyesinde de azalmaya neden olarak osteoporozu tetikliyor" ifadelerini kullandı.
Posalı gıdaların fazla miktarda fitat içerdiğini ve bunun da kalsiyum emilimini engellediğini kaydeden Türkçapan, posalı gıdalarla kalsiyum bakımından zengin gıdaların bir arada tüketilmemesi uyarısında bulundu.