İş dünyasının yeni stres topu boyama kitapları

Büyük şehirlerin meşgul insanları kendilerine yeni bir ‘meşgale’ buldu. Artık Candy Crush ya da Flappy Bird gibi dijital hobiler yerine ‘boyama kitabı’ ile stres atıyorlar. Yöneticiler, oyuncular, patronlar, profesyoneller herkes deli gibi bu kitapları bitiriyor. Boyama yapıyor. Bu dijital olmayan hobi için Facebook grubu kuranlar, buluşma düzenleyip bir araya gelenler dahi var. Sadece Türkiye'de değil dünyada da boyama kitabı çılgınlığı yaşanıyor. Bakın, Amazon. com'da uzun süre en çok satan kitaplar listesinin zirvesinde bir roman ya da bir tarih kitabı yoktu; yetişkinler için olan bir boyama kitabı vardı. Bunlardan en popüleri 'Secret Garden' dünya çapında yaklaşık 1.5 milyon satış yaptı. Pek çok dilde yayınlandı. Peki, tüm bu deliliğin amacı ne?Cevap basit: Stres atmak, kendine kendine kalmak, zihinsel rehabilitasyon yaşamak. BakınMedical Park Gebze Hastanesi Uzman Psikoloğu Gizem Sezgiç çok güzel söylüyor. Diyor ki: Bu boyama kitaplarının kimi zaman kıvrımlı kimi zaman minyatür işlemeleri var. Boyama sürecinde kişiye şu mesajı veriyorlar: “Bu şekli, çizgilerin sınırını aşmadan özgürce renklendir.” Yani alıyorsunuz elinize boyayı ve başlıyorsunuz boş sayfaları boyamaya, renklendirmeye. 

Sabır işi çözüyor 

İhtiyacınız olan iki şey var: Konsantrasyon ve sabır. Bunları sağladığınız anda saatlerce takılıp kaldığınız trafik, yolunda gitmeyen işler bir anda çözülüyor. Çünkü bakın Psikolog Sezgiç’in belirttiğine göre odaklanan ve konsantre olan zihin bir göreve hizmet ediyor. Bu görevi yerine getirince kişi boyama bitince en büyük tatmin duygusu olan yeni bir ürün ortaya koyma; üretme duygusunu yaşıyor. Tıpkı sanat gibi. (Bu noktada söyleyelim bu kitaplar tür olarak bazı yerlerde ‘art coloring’ yani boyama sanatı altında sınıfl andırılıyor. ) Mesela ilginç bir şey daha söylüyor Sezgiç: "Zihnin bir göreve odaklanması, çok sayıda cephede ve çok sayıda frekansla mücadele etmesinden daha iyidir. Çünkü yoğun iş temposu, zorlaşan hayat koşulları giderek artan stres faktörleri içerisinde bireylerin zihinlerine böyle zamanlar ayırması gereklidir." 

Oto-terapi görevi var 

Medicana Konya Hastanes’inden Uzm. Psk. Işıl Yenikaynak da benzer yorumlar yapıyor.Diyor ki: "İnsanların son zamanlarda boyama kitaplarına olan ilgisi, boyamanın çocukluktan kalma bir zevk olması ve kişilerin çocukluklarına dönme arzuları ile doğrudan ilişkilidir. Bu durum aynı zamanda boyamanın rahatlatıcı ve stres azaltıcı bir unsur olduğunu düşündürüyor. Kişiler kendileri ile baş başa kalabilmek bir nevi oto-terapi yapabilmek adına bu popüler boyama kitaplarına zaman ayırıyorlar. Çünkü kişinin dikkatini belirli bir yöne yöneltip, içsel dünyada gezebilmesine olanak sağladığı için ilgisi olan kişilere boyama kitaplarını önerebiliyorum.” Ne diyelim, hayat tek renk yok değil mi? O halde, bir yerden başlamak ve hayatı renklendirmek gerek.

Sırt ağrısına iyi geldiğini söyleyenler bile var

Etrafımda çılgınlar gibi bu boyama kitaplarını boyayanlara sordum: "Neden bunu yapıyorsunuz?" Herkesin ortak olarak söylediği cümleler şunlar: "Akşamları rahatlamak için boyuyorum. Bana yardım ediyor. Rahat uyumamı sağlıyor. Güne iyi başlıyorum." Boyamanın kendilerine niçin iyi geldiğini okuduğum yabancı yayınlarda bunun sırt ağrısına iyi geldiğini, boyama yapmak için akşamları çocuklarının uyumasını sabırsızlıkla beklediğini yazanlar dahi vardı.

Hobi için de sağlıklı bir ruhsal yapı gerek

Dans kursu, bir enstrüman çalışmak, yoga yapmak… Bireysel hobiler hayatın her alanına yayılmış durumda. Fakat burada önemli bir nokta var diyor Medicana Konya Hastanes’inden Uzm. Psk. Işıl Yenikaynak: Bir enstrümanı çalmak bir kişi için ne kadar rahatlatıcı bir yöntem ise diğer bir kişi için örgü örmek de aynı derecede rahatlatıcı etkiye sahip olabilir. İkisinde de temel prensip tek noktaya odaklanmak, ritmik biçimde hareket etmek ve gevşeyip olumlu hissetmektir. Fakat en önemli ayrıntı; kişinin kendisini rahatlatacak aktiviteleri bulabilmesi için sağlıklı bir ruhsal yapıya sahip olması gerektiğidir. Bu nedenle depresyon, anksiyete gibi psikolojik rahatsızlık yaşayan hastalarda tedaviye ek olarak, yaşam kalitesini arttırabilmek adına eskiden hoşlandıkları veya hoşlanabilecekleri aktivitelere zaman ayırmaları gerektiğini öneririz.