EKMUD uyardı: Göçmenler bağışıklamada yeni bir risk unsuru
EKMUD Erişkin Bağşıklama Çalışma Grubu Başkanı İftihar Köksal, göçmenlerin yeni bir sağlık riski unsuru olarak ortaya çıktığını ve aşılamalarda bu unsurun dikkate alınması gerektiğini söyledi.
Abone olMehmet KAYA
ANKARA – Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği (EKMUD) diğer bazı derneklerle birlikte erişkin bağışıklamasına yönelik bir basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında konuşan EKMUD Erişkin Bağışıklama Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. İftihar Köksal, Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) göçmenleri risk unsuru olarak tanımladığını açıkladı. Köksal aşı karşıtlığının da Türkiye için ciddi bir risk olduğunu belirtti.
İftihar Köksal, DSÖ’nün göçmenlerle ilgili resmi uyarı yaptığını hatırlatarak, “DSÖ’nin web sayfasına da bakarsanız, bu seneki aşılamaya yönelik -2019’dan bahsediyorum- göçmenlere ayrı bir yer verildiğini görüyoruz. Çünkü göçmenler dünyanın her yerindeler ve göçmenlerin kendi ülkelerindeki aşılama şemaları göç ettikleri ülkeye uymayabiliyor. Göçmenlerin aşılanması da öncelikli gruplar arasında yer alan aşılamalar arasındadır. Dolayısıyla onlara ayrı statüde de değerlendirilmeli. Göçmenlerin çoğu aşı olup olmadığını bilmiyor. Salgın hastalıklar açısından risk oluşturabilecek gruplar” dedi.
Türkiye’de erişkinlere yönelik kızamık aşısının yapılmadığını, çünkü Türkiye’nin kendi aşı programı nedeniyle bu konuda korumanın sağlandığını belirten Köksal ancak göçmen yetişkinlerden bu hastalığın gelmesinin mümkün olduğunu belirtti.
Köksal, “Türkiye’nin çok başarılı bir aşı programı var çocukluk yaş grubunda. Ancak bu aşı yapılmamış olanlar hastalığın yayılması bakımından önemli risk arzedebiliyorlar. Türkiye’de yine eradikasyonun sağlandığı hastalıklardan birisi çocuk felci. Yıllardır çocuk felci görmüyoruz ama gelen göçmenlerin durumunu bilmiyoruz. İnşallah görmeyiz. Türkiye’ye girişte aşılamalar yapılıyor, Türkiye olarak bir miktar şanslıyız.” dedi. Köksal, yetişkinlerde boğmacanın da benzer bir risk oluşturduğunun altını çizdi.
Aşı karşıtlığına biz de karşıyız
Aşılamanın en iyi ve en ucuz sağlık koruma sistemi olduğunu belirten “Bu aşı karşıtlığına da biz karşıyız. Çünkü güllük gülistanlık bir ülkede yaşıyoruz. Başarılı bir çocukluk aşılamamız var. Şimdi ben sormak isterim bu aşı karşıtlarına, yarın bugün ülkemizde bir kızamık salgını olsa, başka bir hastalığın salgını olsa ne yapacağız? Biraz mantıklı olmak lazım. Kişilerin sağlığını etkilemeye kimsenin hakkı olmadığını düşünüyorum.” dedi.
“Aşı reddine karşı bir yasa çıkarılmalı”
Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Şenol Atakan da, aşı reddinin yasayla önlenmesi gerektiği görüşünü savundu. Dr. Atakan, “Birinci basamak sağlık hizmetlerinin asıl görevi olan koruyucu sağlık hizmetlerine tekrar tam olarak yoğunlaşılırsa ülkenin daha sağlıklı olacağına inancım tamdır. 2017 yılında 23 bin 642'lere ulaşan aşı reddi konusunda mücadelemiz devam edecektir. Bu vesileyle TBMM gündeminde olan sağlıkla ilgili yasa teklifleri içinde yer almayan aşı reddi ile ilgili yasanın da olması gerektiğini bir kez daha belirtiyor ve AHEF olarak bu amaçla TBMM'ne ve Sağlık Bakanlığına gönderdiğimiz yasa teklifinin dikkate alınmasını istiyoruz. Yaşam boyu aşılama bizim en kıymetli işimiz.” dedi.