Doğanın ’extreme’ yükselişi!
İş dediğiniz bitmez. Daha stressiz bir hayat için "şunu da halledeyim sonra" ertelemeleri boşuna. Bir şekilde ‘deşarj’ olmak gerekiyor. Ne yapabiliriz?
Abone olKEZBAN KARABOĞA
Üzerimize gelen yoğun bir gündem var, yapılmayı beklenen işler… Stresliyiz. Dolayısıyla bir şekilde ‘deşarj’ olmak gerekiyor fakat nasıl? Bunun en güzel yollarından biri spor yapmak. Mesela ‘extreme spor’lar son dönemde en çok tercih edilenler. Diğer adı ile ‘adrenalin sporları’ doğa ile iç içe yapılıyor. İster yürüyüş yapın, isterseniz bir şelaleden aşağıya kano ile atlayın, siz ‘outdoor’sunuz, yani ‘kapının dışında’sınız. Bir kort veya sahada oynanmayan, tepenizde bir çatı olmayan her yer sizin oyun alanınız. ‘extreme’ sporlar, ‘doğa sporları’ olarak tanımlanan dev bir kategorinin parçası.
Örneğin doğayı en ‘çok’ yaşadığımız yerlerden biri olan ‘dağ’ları ele alalım. Dağların en vahşi halini kışları yaşarız. Bu sebeple örneğin kayak ve board, ‘extreme’ sporlar olarak kabul ediliyor. Eksi 20 derecede, 2 bin 500 metre yükseklikte yapılan bir spor pek de sıradan sayılamaz ne de olsa, değil mi? Peki, şimdi soru şu: Türkiye’de extreme sporlara ilgi nasıl? Artıyor mu? Bunu, kelimenin tam anlamıyla konusunun uzmanı Olgar Şirketler Grubu CEO’su Orkun Olgar’a sorduk. Diyor ki Olgar, “Doğa kategorisi müthiş yükselişte. Doğaya daha çok çıkmak gibi bir eğilim var. Bunun toplumsal bilinçlenme ve insanların yoğun şehir yaşamından kaçmak istemeleriyle ilgili olduğunu düşünüyorum. İster dağlara, ister denize, isterse en yakındaki ormana olsun, küçük kaçamaklar nefes aldırıyor ve ruhumuzu besliyor.”
ŞEHİRLİ ‘OUTDOOR’ GELİŞTİ
Tabii, kendimizi dağa-taşa ormana vururken doğru teçhizatı kullanmak da önemli. Olgar tam da bu noktada, “Ormana gidiyorsanız yağmur yağdığında vücudunuzun, ayaklarınızın kuru kalması gerek. Dağlara kaymaya gittiğinizde soğuktan korunurken vücudunuzun üzerindeki terin dışarı atılması gerek. Alaçatı’da sörf yaparken hem rüzgârdan hem de güneşten cildinizi korumanız şart” uyarısında bulunuyor.
İnsanların doğa sporlarında kullandıkları teknik ürünlerden konfor ve pratikliklerinden dolayı artık şehir hayatında vazgeçemediklerini belirten Olgar, bu trendin yepyeni bir kategorinin doğmasına sebep olduğunu söylüyor. Ve sözlerini şöyle sürdürüyor: “Buna ‘şehirli outdoor’ diyoruz. Mesela, Jack Wolfskin sadece bu amaçla ‘everyday’ isimli koleksiyon geliştirdi. Bu, pazarın çok ama çok büyümesine sebep oldu. Kayak, snowboard, outdoor/trekking (doğa yürüyüşü), sörf, kaykay/paten ve tenis olarak bizim uzman olduğumuz spor dallarını kıyaslamak istersek outdoor’un çok büyük farkla öne geçtiğini görüyoruz. Kayak ve board’u tek düşünmek gerekirse artık belirli gelir ve kültürel seviyedeki neredeyse her aile kışın bir kayak tatiline gitmeye çalışıyor. Yani deniz tatili kadar vazgeçilmez hale geldi.”
Bu yıl 11 yeni mağaza açacak
Olgar Şirketler Grubu CEO’su Orkun Olgar, “Sadece uzmanlığımız ile değil, ürün çeşitliliğimiz ve fiyatlarımız ile de hep çok iddialı olduk; bu konulardan ödün vermeden sektörün öncüsü olmaya devam edeceğiz. 2017 Şubat ayı itibari ile 33 adet SPX, 1 adet Jack Wolfskin Store, 5 adet VAULT yani multi-brand ayakkabı mağazası mağazamız var. Bunların tamamı bize ait ve bizim tarafımızdan yönetiliyor. 2016 içinde Afyon’da ve Trabzon’da birer mağaza açtık. 2017 yılında 11 mağaza daha açacağız ve yılı 50 mağaza ile kapatacağız” diyor.
En pahalı ayakkabı en doğru tercih mi?
Spora yeni başlayanların ilk hatalarından birinin "Bütçem var, en teknik, en pahalı ürünü almalıyım" düşüncesiyle hareket etmek olduğunu söyleyen Orkun Olgar, şu uyarılarda buluyor: “Önemli olan doğru kişi için doğru donanım seçimidir. Bir örnek vermek gerekirse; ben kayakçıyım ve kayak ekipmanları alacağım diyelim. "Başlangıç, orta veya uzman seviyelerinden hangisindeyim, dağa gittiğim zaman pist dışı mı, pist mi, Freestyle/park mı kaymak isterim, buna ayıracağım bütçe ne kadar" gibi soruların cevabını verdikten sonra ekipman arayışına girmek ve tercih yapmak gerekiyor.”
Evden işe yürümek de spor yapmak sayılır mı?
Her gün evinden işine 3 km yürüyen biri spor yapıyor sayılır mı? Orkun Olgar'a göre spor tanımının içinde biraz da disiplin olmalı. “Tartışmasız bir şey var ki, hareketli olduğumuz her an bizim için faydalı" diyen Olgar, şöyle devam ediyor: "Her akşam eşofmanını giyip belli bir düzen içinde yürüyüşe çıkan ve en az 1 saat yürüyen kişi kesinlikle spor yapıyor demektir."
Kotun altına da koşu ayakkabı giyiliyor
Türkiye'de spora ilgi de bu alanda yapılan harcamalar da hâlâ Batılı ülkelerin çok gerisinde. Her spor malzemesi de sağlık amaçlı satın alınmıyor. Buna en güzel örnek olarak kot pantolon altına giyilen koşu ayakkabılarını gösteriyor Olgar. Yine de ümitsiz değil, "Önümüzdeki 5-10 yılda özellikle doğa sporlarının çift haneli oranlarda büyüyeceğine inanıyoruz” diyor.