Çayın beyazı da yeşili de antioksidan

Türkiyede insanlar çayı sadece içmiyor; çaya bayılıyorlar. Şimdilerde, yeşili, beyazı revaçta olsa da geneleksel çaydan vazgeçilmiyor. Uzmanlar kalori içermeyen çayın antioksidan etkisine dikkat çekiyor

Abone ol

Günde kaç bardak çay tüketiyorsunuz? 2 mi yoksa 3 bardak mı? Yoksa siz de benim gibi tiryakilerden misiniz? Sadece ben mi tiryakiyim? Sanırım, hayır! Çünkü çay, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de sudan sonra en çok tüketilen içecek ve her gün yüzde 96’ımız en az bir bardak çay içiyor. Piyasa araştırma ve analizi konusunda uzman Euromonitor ve Dünya Bankası verilerine göre, Çin yılda 725 milyon kg ile dünyanın en büyük çay tüketicisi. Ancak kişi başına düşen çay tüketimi hesaplandığında durum çok farklı. Kişi başına 3.2 kg/yıl çay tüketimi ile Türkiye dünyanın en çok çay içen ülkesi. Türkiye’yi İrlanda ve İngiltere takip ediyor. 

Bu rakamlar da gösteriyor ki, Türkiye tam anlamıyla çay tiryakisi bir ülke! Nasıl olmasın ki? Sabah kahvaltı yaparken, öğle yemeğinde, iş yemeğinde, akşam yemeğinden sonra hepimizin sıklıkla kurduğu şu cümle değil mi: “Haydi bir bardak çay içelim!” Öyle ki çay içmenin ritüelleri bile var. Sohbete eşlik eder. Yazın da, kışın da çay içmenin bahanesi vardır. Yani yazın harareti alır, kışın içi ısıtır... Çay içmenin bahanelerini saymakla bitmez… Yorgunluğu alır, katık olur… Yani daha önceleri büyük iş hanlarının, şimdilerde plazalarda, iş yerlerindeki ‘çay’ ocakları vazgeçilmezdir. Çay içmediği için başı ağrıyan kişiler vardır... Peki, çay içmenin faydası nedir ya da faydası var mıdır? Yeşil çay mı beyaz çay mı daha faydalı? Tüketimimiz artıyor mu? Çay tüketiminde ‘trendler’ ne durumda? 

İlk elden şunu söylemek gerekiyor. Siyah, beyaz, yeşil, ismi ne olursa olsun tüm çay türleri Latince adı ‘Camelia Sinensis’ olan çay bitkisinden elde ediliyor. Asıl fark, toplanan yapraklarda. Peki nasıl? Uzmanı anlatıyor. 

Doğadan Pazarlama Müdürü Gökçe Kunt, “Yeşil veya siyah çay için tam açmış en taze en üst 2.5 yaprak toplanıyor. Beyaz çayda ise henüz açmamış, tomurcuk haldeki üst yapraklar tek tek elle toplanıyor. Başka hiçbir işlem görmeden direkt kurutuluyor. Bu açmamış tomurcukların üstü beyazımsı gümüş rengi tüycüklerle kaplı. Bu yüzden de kurutulduğunda da çayın rengi beyaz oluyor. İşte beyaz çay adını buradan alıyor. Aynı bitkiden elde edilen siyah çay içinse yapraklar yavaş yavaş kurutulur, yeşil çay ise yaprakların toplanır toplanmaz kavrulup hızla kurutulması ile elde edilir. Siyah çay kurutulurken oksijenle tepkimeye girer, yeşil çayın ise tepkimeye girmesine izin verilmez” diyor. 

Daha ‘az’ şekerli çay ilgi görüyor 

Özellikle doğal ve sağlıklı ürünlere yönelik ilginin artmasıyla bitki ve meyve çayları pazarı da her geçen gün büyüyor, hareketleniyor. Son yıllarda tüketiciler yaşam kalitelerini artırmak için doğal olana, ‘organik’ gıdalara yöneliyor. Çay ile ile ilgili olarak akla şu soru geliyor: Artık daha fazla mı ‘yeşil çay’ içiyoruz? Gökçe Kunt, “Çay sektörünün küçük ama hızlı büyüyen kategorisi bitki ve meyve çayları, doğal ve sağlıklı besinlerin artan popülaritesinden payını alıyor. Yaşam kalitesine dikkat eden, sağlıklı yaşamak isteyen tüketicilerimizin artması bizlere yansıyor” şeklinde konuşuyor. 

Tüketicilerin doğal ürünlere yönelmeye başladıkça şirketlerin de farklı ihtiyaçlara yönelik ürünler üretttiğini aktaran Kunt, “Artık daha az şekerli, fonksiyonel, doğal aromalı ürünler üretiliyor. Biz Doğadan olarak ürün gamımızı her zaman tüketici iç görülerini dikkate alarak genişletiyoruz. Ancak buna Türkiye’de geleneksel ürünlerin her zaman talep gördüğünü vurgulayan Kunt, “Siyah çayın yarattığı algı malum fakat Anadolu kültürüne sahip bir ülke olarak, bitkileri çok iyi tanıyan bilinçli bir tüketici kitlemiz olduğunu söylemeliyim” diyor. 

Çay ‘ne’ye iyi geliyor? 

Yürütülen bilimsel saha çalışmaları ve klinik çalışmalar, düzenli olarak uzun süreli yeşil veya siyah çay tüketiminin bazı hastalıkların engellenmesinde yararlı olabileceğini ortaya koyuyor.* Buna göre beyaz çay, yeşil çay ve siyah çay kuvvetli antioksidan etkiye sahip. Ancak siyah çayın etkisi, yapraklara uygulanan fermantasyon işlemi esnasında kateşinlerin polimerleşmesi neticesi kayba uğruyor. Her iki çayın antioksidan etkisine bağlı olarak kalp- damar hastalıkları ve metabolik hastalıklar koruyucu rol oynadığı belirtiliyor. Ayrıca idrar artırıcı olarak vücuttan ödemin boşaltılmasına yardım ediyor. Hafif ishal vakalarında şikayetlerin giderilmesi amacıyla yararlı olabiliyor. Yine beyaz çay ve yeşil çay içinde bulunan kafein türevleri nedeniyle fiziksel halsizliği giderici ve enerji verici bir içecek olarak biliniyor. Kafein türevleri idrar artırıcı etkisi ile yine vücutta ödemin sökülmesine yardımcı oluyor. Yağ yakıcı özellikleri var. 

Bu özellikleri nedeniyle bitçi çayları her geçen gün daha fazla talep görüyor. Gökçe Kunt, “Tüketicilerin yaşam kalitelerini artırmaya destek amacıyla doğal destek aramalarının bitki ve meyve çayları tüketimini önemli ölçüde artırdığını söyleyebiliriz diyor ve ekliyor: “Bu doğrultuda Doğadan uzmanlığında formüle edilmiş ve tasarlanmış ürünler, özellikle tanımlı bir fonksiyonu amaçlayan karışık bitki çayları tüketicilerimiz tarafından yoğun ilgi görüyor.” Son olarak Türkiye’nin çay üretim rakamlarını verelim. Türkiye’de toplam çay pazarının büyüklüğü 220 bin ton seviyesinde. Türkiye’de 202 bin üretici yaklaşık 758 bin dekar alanda ortalama 1 ile 1.3 milyon ton yıllık yaş çay üretimi gerçekleştiriyor. Bu büyük bir rakam olarak ifade ediliyor. Çay pazarı her yıl büyümeye devam ediyor.

'Ateşkes' derken İsrail yine Beyrut'u vurdu Bahçeli'den son dakika Ahmet Türk açıklaması Elon Musk: İngiltere zalim bir polis devleti İstanbul Eğitim Araştırma Hastanesi'nde yangın Deniz Akkaya hakkında gözaltı kararı