Aşırı sosyal medya depresyon belirtisi olabilir!

Bu yıl en iyi film dalında Oscar alan ‘Spotlight’ı izlediniz mi bilmiyorum. Film, Amerikan gazetesi The Boston Globe’deki araştırmacı gazetecilik birimi ‘Spotlight’ın hikayesini anlatıyordu. Aslında Spotlight’ın taciz olayıyla gündeme gelen bir kilisenin kendini aklamaya çalışmasını ve bu tacizi aydınlatmasını konu ediyordu. İşte, bu müthiş ekibin bir üyesi Michael Rezendes geçen günlerde Hürriyet Gazetesi’nden Çamlıbel’e bir röportaj verdi. Bu röportajda Sağlık Notları sayfası için dikkatimi çeken bir nokta vardı. Rezendes orada diyordu ki: “Haber yazarken internetin fişini çekerim. Sosyal medya müthiş. Ancak her şeyi takip etmek de zor, giderek de zorlaşıyor. Bir haber üzerine konsantre olduğumda ya da haberi toparlayıp yazmam gerektiğinde internetin bağlı olduğu bütün cihazları kapatıyorum. Ya gazetedeki kütüphaneye ya da evime gidip kapanıyorum. Yazı tamamlanana kadar da internete bağlanmıyorum.” Söze ben de Rezenders gibi yaptığımı söyleyerek başlayayım ve lafı sosyal medyanın gündelik hayatımızda kapladığı alana ve bizde yarattığı etkilere getireyim. Bakın, Dünya Ekonomik Forumu’nun internet sitesi Agenda’da 29 Mart’ta bir makale yayınlandı. Makalenin başlığı: “Sosyal medya bizi depresif mi yapıyor?” şeklindeydi. Makalede ABD, Pittsburgh Üniversitesi'nde depresyon ve sosyal medya üzerine çalışan bilim insanlarının, sık ve uzun süre sosyal medya kullanan kişilerin depresyona daha yatkın oldukları ortaya çıkardıklarına yer verildi. 

Kontrol takıntısı 

Depresyon ve Anksiyete (Depression and Anxiety) dergisinde yayınlanan araştırma için ABD genelinde yaşları 19-32 arasında değişen bin 787 kişiye Facebook, Youtube, Twitter, Google Plus, Instagram, Snapchat, Reddit, Tumblr, Pinterest, Vine ve Linkedin gibi çeşitli sosyal medya platformları hakkında sorular soruldu. Sosyal medya kullanımları ve depresyon belirtileri incelendi. Buna göre bu kişiler günde toplam 62 dakika sosyal medyayı kullandılar. Haftada 30 kez bahsedilen sosyal medya hesaplarını ziyaret ettiler. Buna göre sosyal medyayı sıklıkla kullanan kişilerin az kullananlara oranla 2.7 katı depresyona eğilimli olduğunu ortaya çıktı. Sosyal medyayı uzun süreler kullanan kişiler de, kısa süre kullananlara göre 1.7 kat daha fazla depresif olduğu ortaya kondu. Şimdi hal böyleyken sizce de biraz sakinleşmek gerekmiyor mu? En azından şu tavsiyeleri yapabiliriz: Uyanır uyanmaz telefona bakmayın. Yatağınızdan doğru şekilde kalkın. Gerinin, böylece güne hazırlanın.

Sabah saatleri özgürlük saatleri, kendiniz için kullanın!

Hadi itiraf edin daha uyanır uyanmaz telefonunuza bakıyorsunuz. Elinizde telefona bakarken mutfağa gidip kahve veya çay hazırlıyorsunuz. Sıra giyinmeye geldi, bekletmeyin hemen mailleri açın. Oysa sabah saatleri sizin özgürlük saatleriniz bunu kendiniz için kullanın. Bu rutinleri değiştirin. Mesela uzmanların söylediği gibi güne daha mutlu başlayıp, verimli geçirmek için en azından uyandığınızda 15 dakika telefona bakmayın. Yatağınızdan gerinerek uyanın, çay ya da kahve yerine limon suyu için. Gün içinde hedefl erinizi belirleyin. Eğer vaktiniz oluyor öğle yemeği arasında kısa mesafe yürüyüşler yapın. Biraz sakinleşmeye çalışın… Deneyin, bakalım neler olacak…