Araştırmacı doktorlar gerek bu ülkeye
Odağına sağlık bilimlerini alan İstinye Üniversitesi bünyesindeki 8 laboratuvar için bugüne kadar 10 milyon dolarlık yatırım yapmış. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erdal Karagöz, “Hedefimiz Sağlık Teknoparkı kurmak. Çünkü ülkemizin araştırmacı doktorlara ihtiyacı var” diyor.
Abone olYASEMİN SALİH
Sağlık sadece insan türünün değil küresel ekonominin de geleceği gözüyle bakılan bir alan. Birçok global şirket bunu kabul edip, faaliyetlerini bir şekilde sağlıkla bağlantılı hale getirmeyi tercih ediyor. Yatırımlarında giderek sağlıkla ilgili konulara daha fazla yer ayırıyorlar. Kamu yönetimleri açısından da durum farklı değil. Temel amaç yaşamı verimli ve sürekli kılmak olunca yapılan her işin ucu sağlığa dokunuyor. 2015’te 21. Yüzyıl Anadolu Vakfı tarafından kurulan İstinye Üniversitesi’nin sağlık odaklı Ar-Ge stratejisini devreye alma tercihi de bu trendin bir sonucu. Bünyesinde Medical Park, Liv Hospital ve VM Medical Pak hastane zincirlerinin bulunduğu MLPCare Grubu’nun devamı olarak gösterilen vakıf, 25 yıllık deneyiminin sonucu olarak üniversitede de sağlık bilimlerine özel bir yer veriyor. Üniversitenin Rektörü olan Prof. Dr. Melih Bulu her ne kadar “Sağlık üniversitesi değiliz ama sağlıkta çok iyiyiz” dese de durumun pek de öyle olmadığını görebiliyoruz. Bunda şaşılacak bir şey de yok üstelik; 30’dan fazla hastanenin dahil olduğu bir sistemdeki üniversiteden beklenmesi gereken bir tercih.
Laboratuvarlara 10 milyon dolar
Ar-Ge’ye odaklanan üniversitenin bu anlamda kurduğu merkezlerin tamamı sağlıkla bağlantılı. Sağlık Bilimleri Enstitüsü bünyesinde “Kök Hücre ve Doku Mühendisliği (İSÜKÖK)”, “Kanser Araştırma-Moleküler Kanser (İSÜMKAM)”, “Nörolojik Bilimler (İSÜCAN)” ve “Üç Boyutlu Tıbbi ve Endüstriyel Tasarım” isimlerini taşıyan Ar-Ge merkezleri var. Ayrıca “mikrobiyota”, “doku tipleme ve immünoloji”, “genetik analiz”, “biyokimya” ve “pataloji” tahlil laboratuvarları da hem bilim insanları yetişmesine hem de Türkiye’de yapılamayan testlerin gerçekleşmesine olanak sağlamak üzere kurulmuş. Prof. Dr. Erdal Karaöz, laboratuvarların Harvard’daki örnekleri incelenerek kurulduğunu ve bire bir yapıldığını vurgularken, “Bugüne kadar laboratuvarlara 10 milyon dolarlık yatırım yapıldı. Hedefimiz buradan bir Sağlıkteknokenti’ne doğru ilerlemek. Amacımız bu yatırımın 100 milyon dolarlara, alanımızın 35 bin metrekareye çıkması. Türkiye’nin ilk sağlıkteknoparkı için gerekli görüşmeleri de yürütüyoruz” diye konuşuyor.
Hedeflerinin Türkiye’de araştırmacı doktorların yetişmesi olduğunun altını çizen Karaöz, bu niyetle sadece kendi öğrencilerinden değil farklı üniversitelerden de öğrencileri bu imkanlardan yararlandırdıklarını ifade ediyor. Bu kapsamda 10’u aşkın bursiyer öğrencinin Ar-Ge merkezlerinde araştırma yürüttüklerini anlatan Karaöz, “Bu gençler buradan da dünyanın en büyük sağlık kuruluşlarına gitsinler, kendilerini geliştirsinler istiyoruz” diyor.
Nörofizyolojide İtalya işbirliği
Bilimsel araştırmaların küresel entegrasyonla gerçekleşmesi de üniversitenin stratejileri arasında. Bu amaçla İtalya’da Roma La Sapienza Üniversitesi ile nörofizyoloji alanı ağırlıkta olmak üzere ortak proje geliştirme ve öğrenci değişimi anlaşması yapılmış. Bu tür işbirliklerinin artacağını belirten Prof. Dr. Karaöz, “Biz sadece Türkiye değil, küresel çapta da bilimin gelişmesi için yetenekli gençlerimize destek veriyoruz. Bunu da bu tür işbirliği anlaşmalarıyla güçlendiriyoruz” diye anlatıyor düşüncelerini.
Kanser ilacı üzerinde çalışıyor
İstinye Üniversitesi’nin bilim kadrosuna transferleri de yeni projelerin geliştirilmesi hedefiyle yapılmış. Bu aamaçla Uludağ Üniversitesi’nde onkoloji alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Prof. Dr. Engin Ulukaya, SağlıkBilimleri Enstitüsü Müdürü olarak transfer edilmiş. Aynı zamanda Moleküler Kanser Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin de yöneticiliğini üstlenen Prof. Dr. Ulukaya, uzun süredir üzerinde çalıştığı ve onkoloji alanında ilk yerli ürün olma özelliği taşıyan bir bileşik için faz 1 aşamasına kadar geldiklerini söylüyor. TÜBİTAK destekli proje için bugüne kadar 1 milyon liraya yakın yatırım yapıldığını söyleyen Ulukaya, “Faz 1 ve 2-3 için Sağlık Bakanlığı ile görüşme halindeyiz” diyor. Kolon kanseri üzerinde etkisi belirlenen bileşiğin uluslararası tıp açısından da önemli bir gelişme olacağı belirtiliyor.