Mısır'la birlikte Afrika'ya açılıyoruz
ahmetcoskunaydin@hotmail. com
Abone olMısır, Başbakan’ın yapacağı ziyaretle Yeniden Türkiye gündeminde. ’Arap Baharı’ sonrası yapılan ilk özgür seçimlerle iktidara gelen Muhammed Mursi, ülkemize ve başbakan Erdoğan’a özel bir ilgi gösteriyor. Muhammed Mursi’nin en önemli özelliği Müslüman Kardeşler adlı siyasal İslami örgütün lideri olması.
Bunun en yakın göstergesi olarak 30 Eylül 2012 tarihinde Ankara’da yapılan Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Ankara toplantısına Muhammed Mursi’nin katılımı ve orda bir konuşma yapmasıydı.
Mursi, Ankara konuşmasında ,Türk Hükümetinin ‘Tahrir Devrimi’ sırasında verdiği desteğe teşekkür etmeyi de ihmal etmemişti.
İçinde bulunduğumuz günlerde iyice alevlenen Orta Doğu’da ki istikrarsızlık nedeniyle Türk ve Mısır yetkililerinin görüşmesi ayrı bir önem taşıyor...
Mısır, İsrail ile ilk barış anlaşmasını 1979 yılında Camp David'de imzalayan ilk Arap ülkesi de aynı zamanda. Gerçi bu anlaşmayı imzalayan Devlet Başkanı Enver Sedat bunu 1982 yılında kendisine karşı yapılan korkunç bir suikastla canıyla ödedi.
Yaklaşık 1 milyon kilometre kare yüzölçümüne sahip Mısır’da büyük çoğunluğu Müslüman olan 83 milyon insan yaşıyor. Burada erkeklerin ortalama ömür 72, kadınların ortalama ömrü ise 76 yıl.
Hala bir tarım ülkesi konumunda ki bu ülkede kişi başı yıllık ortalama gelir 2 bin 600 dolar. Ülkenin gelir kaynaklarını pamuk, petrol ve petrol ürünleri ile, başka Arap ülkelerinde çalışan Mısırlı işçilerin yolladıkları dövizler oluşturuyor.
Mısır, Başbakan Erdoğan’ın birlikte geziye götürdüğü yaklaşık 200 kişilik Türk işadamının 20 dalda yatırım yapmasını umuyor.
Bunun dışında Mısır, Afrika’da atılım yapan ve nerdeyse 30 ülkede temsilcilik açan Türkiye ile birlikte bu kıtada ortak hareket etme niyetinde. Mısır aynı zamanda Türkiye’nin izlediği yolu izleyerek Batı Avrupa kültürünü ve ekonomisini de yakalama peşinde. Mısır’ın batı dünyası ile ilk temasları 1800’lü yılların başında Napolyon Bonaparte’nin Mısır’ı işgaliyle olmuştu.
Türkiye ile Mısır arasında ki dış ticaret oldukça gelişmiş düzeyde, öyle ki 2011 yılında ki 3. 2 milyar dolarlık, hacim bu yılın daha ilk yarısında aşılmış durumda.
Geziye, belki de beklenenlerin aksine ekonomi değil de, Suriye konusu, Gazze, İsrail’in son atılımları damgasını vuracak. Siyasal yönde bu zamanlama doğru bile olsa, ekonomiyi gölgelemesi kaçınılmaz gibi görünüyor.