‘İçinde Yaşadığımız Deri’ Sergisi sanatseverlerle buluşuyor
Arter, Koray Ariş’in İçinde Yaşadığımız Deri başlıklı kişisel sergisini izleyiciyle buluşturuyor. Sergi, sanatçının farklı dönemlere ve serilerine ait heykellerini, atölyesindeki üretim süreçlerini belgeleyen nesneler ve malzemelerle mekâna özgü bir kurgu içinde bir araya getiriyor.
Dünya Gazetesi | Abone olZühre KURT
Heykeltıraş Koray Ariş’in 60 yıllık sanat pratiğine ışık tutan ‘İçinde Yaşadığımız Deri’ sergisi, Arter’de açıldı. Sergide Ariş’in altmış yıla uzanan heykel pratiğine figür, ten, tını, hareket ve denge gibi yapıtlarındaki merkezi temaların merceğinden kapsamlı bir bakış sunmayı amaçlıyor.
Sergiyi oluşturan 300’e yakın yapıt ve nesne, formların dönüşümlerine tanıklık ederken aynı zamanda heykel, nesne ve beden arasında kurulan ezeli ayrımların kırıldığı ve heykelin tene büründüğü bir ortaklık alanını deneyime sunuyor.
İçinde Yaşadığımız Deri, Ariş’in 1982’den bu yana çalışmalarını sürdürdüğü Çatalca’daki atölyesinde sanat, yaşam ve doğa arasında ördüğü bağlardan hareketle şekil alıyor. Bu alanın giriftliğini ve farklı formlar arasında sağladığı komşulukları benimseyen sergi, Ariş’in ahşap, metal, buluntu nesneler ve özellikle deri ve köseleyi kullanarak ürettiği eserleriyle heykel sanatına yaptığı özgün katkıların izini sürüyor.
Küratör Selen Ansen’in oluşturduğu kronolojik olmayan güzergâh, sanatçının bedensel formları andıran ve doğadan esinlenen heykellerini, ses ve hareketi içinde barındıran serileriyle buluşturarak yeni komşuluklar kuruyor. Ariş’in heykele duyumsal yaklaşımını ve maddeye adanmışlığını yüzeylerde usanmadan bıraktığı izler üzerinden görünür kılan İçinde Yaşadığımız Deri, doğal ve yapay olanın iç içe geçtiği, farklı süreçlerin kesiştiği, malzemelerin birbirine eklemlendiği ve formların evrildiği bir dünyanın kapılarını açıyor.
Sergiyi meydana getiren erken dönem figüratif temsiller ve büstler, soyut kafalar, hayvanileşen / taşlaşan yüzler, kemikleşen taşlar, ağaçlaşan / kabuklaşan figürler, gövdeleşen / sırtlaşan rölyefler, figürasyondan soyunarak ortaya çıkan bu formların tümü, “heykel” ismini verdiğimiz nesneye ve heykel yapma faaliyetine alışılmış tanımların ötesinde bir yaklaşım öneriyor.
“Eleştiri bizleri ileriye götürüyor”
Küratörlüğünü Selen Ansen’in yaptığı Arter’deki serginin ön izlemesinde konuşan sanatçı Ariş, görülebilen ve kendisinden bir şeyler alınabilen işler ürettiğini belirterek, hayatının en güzel sergisini açtığını söyledi. Koray Ariş, eleştirinin sanatçı için önemine işaret ederek, şunları kaydetti: “Eleştirmenizi beklerim. Eleştiri bizleri ileriye götürüyor ama bizde eleştiri kültürü maalesef çok yok. ‘Elinize sağlık’ deyip geçiyorlar.”
Sergi küratörü Selen Ansen ise “2021 yılında, Koray Ariş’i, 1982’den beri sanatını sürdürdüğü Çatalca’daki atölyesinde ziyaret ettim. Atölyesine adım atar atmaz, mesafe üzerine kurulu yeni dünya düzeninin geçerli olmadığı bir alemde buldum kendimi. Coşkuyla yüzeyleri deriyle kaplı eserlerinin tepesine vurup, gövdelerimizi titreten betimler doğuruyor, durağan görünen cüsseli cisimleri harekete geçiriyordu.” dedi.
Sanatçının, soyutlama yoluyla harmanlayarak ve maddeyle kopmuş bağları onararak heykeller ürettiğinin altını çizen Ansen, serginin adını ise Pedro Almadovar’ın 2011 yapımı filminden aldığını dile getirdi.