Her bütçe için bir sanat mümkün
“Ekonomik büyüme sanat piyasasında da büyümeyi tetikliyor. Emlak fiyatları ve sanat eserlerinin fiyatları arasında belirli bir paralellik var. Ancak her şeyden önce bu zevk ve tercih meselesi. Bazen kuaföre bıraktığımız paraya küçük bir tuval alabiliyorsak bu gerçekten bir tercih meselesidir."
Dünya Gazetesi | Abone olZühre KURT
Pandemi, savaşlar, iklim krizi, enflasyon gibi küresel ekonomiyi etkileyen sorunlara rağmen kültür-sanata olan ilgi azalmıyor.
Türkiye’de sanat piyasasını en iyi bilen isimlerden biri olan ve ekonominin farklı disiplinlerle ilişkisi üzerine çalışan Prof. Dr. Aylin Seçkin, ekonomi ve sanatın kesiştiği noktada önemli çalışmalara imza atıyor, ‘Sanatın Ekonomisi’ kitabının yazarı Seçkin, sanatın finansal olarak değer kazanışından, pandemi sonrası Türk sanat piyasasına, galeriler, müzayede evleri ve koleksiyonerler gibi sanatın paydaşlarına kadar birçok sorumuzu yanıtladı.
Koleksiyoner bir eseri almaya nasıl karar veriyor? İlk görüşte aşk diyebilir miyiz?
Çok çeşitli koleksiyoner vardır. İlk görüşte aşk şeklinde bir esere bakıp hayran olan koleksiyonere "magpie" koleksiyoner denir. Onlar genellikle anlık beğenilerine göre seçim yaparlar, belli bir fiyat aralığındaki eserleri toplarlar. Mustafa Taviloğlu buna bir örnektir. Bir de sanat danışmanlarıyla hareket eden, hangi sanatçıyı hangi sebeple takip ettiğini bilen, o sanatçının sergilerini ve müzayede fiyatlarını takip eden ve sanat danışmanlarıyla ortak karar veren koleksiyonerler vardır. Onlar daha çok bir bulmacanın parçalarını birleştirmek, bir konuda fikirleri tamamlamak üzere eser biriktirirler. Bazı sanat eserleri üzer, korkutur düşündürür. Bu eserler akılda kalır, düşüncelere işler.
Sanatın erişebilir olmasından bahsediyorsunuz. Türkiye'de bu mümkün mü?
Mümkün. Sanat ve estetikle iç içe yaşamak bir tercihtir. Renk uyumu, eskiye saygı, eski mobilya ve eşyaları biriktirmek bunların hepsi aslında bir yaşama ve düşünce biçimini temsil eder. Eserlerin posterlerini satın alıp çerçeveleterek de sanatsal bir ortam yaratabilirsiniz kendinize en düşük bütçeyle. Çevrenizdeki sanat üreticilerine değer vererek, onların üretimlerine para harcayarak pek çok güzel eseri hayatınıza katabilirsiniz. Her bütçe için bir sanat mümkün.
Bugün pek çok şeye büyük paralar harcanıyor. Bazen kuaföre bıraktığımız paraya küçük bir tuval alabiliyorsak bu gerçekten bir tercih meselesidir. Öte yandan elbette daha iyi sanat eserleri daha büyük sermaye gerektirir. Bunun için de müzeler vardır. Müzeleri ziyaret ederek de görsel olarak kendimizi sanatla beslemek mümkün. Amaç sanatı hayatın tam içine yerleştirebilmek, sanata alan açmak. Bir canlı müzik konserine gitmek, eskiciden bir tablo, bir obje satın almak hepsi erişilebilir sanat tüketimine giriyor.
Türkiye'de toplam koleksiyonerlerin sayısı nedir?
Türkiye’de yaklaşık 300 civarı aktif alım yapan koleksiyoner olduğunu söyleyebiliriz. Ancak her koleksiyoner her yıl eser satın almayabiliyor. Özel koleksiyonların müzeye dönüştüğünü görüyoruz. Her koleksiyonerin ortalama 100 bin dolarlık eser aldığını var sayabiliriz. Ancak kesin verilere ulaşmak zor. Türk sanat piyasasında sadece yerli sanatçıların değil yabancı sanatçıların da işleri satılmakta. Bu işler ise bazen birkaç milyon doları bulabiliyor. Türkiye’de her yıl plastik sanatlara harcanan para şu kadardır diyebilmemiz çok zor. Ancak yaklaşık bir tahminde bulunacak olursak piyasanın büyüklüğü 50 milyon dolar civarındadır.
Türk plastik sanat piyasasının ekonomik boyutu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Türk Plastik sanat piyasası daha çok İstanbul'da konumlanmış galeriler ve birkaç müzayede evinin satışların başını çektiği küçük, lokal bir piyasa. Aslında 2006-2013 arasında yabancı koleksiyonerlerin ilgisini bir an üzerine çekebilmiş ancak sonrasında bu etkinin devam etmediği bir piyasa. Yıllık 150 milyon dolar civarı müzayede ve galeri satışlarının olduğu 2011-2012 yılından sonra piyasa bu büyüklüğü yakalayamadı. Bazı galeriler ise yurt dışında da mekan açarak, yabancı sanatçıları da sergileyerek karma bir portföyle dünya sanat piyasasına tutunma gayretinde.
Dünyada en çok eseri satılan ilk 500 sanatçı arasına artık hayatta olmayan Fahrelnisa Zeid'in ara sıra girdiğini biliyoruz. Refik Anadol'u ayrı tutacak olursak Türk çağdaş sanatını temsil eden geniş sayıda sanatçımızın dünya satışlarından çok çok küçük bir pay aldığını söyleyebiliriz. Bunun sebepleri daha çok sanat tarihçilerin ve küratörlerin alanına girmekle beraber, ana metropollerde üretim yapmayan veya global galerilerle bağlantıları olmayan sanatçıların görünürlüklerinin daha az olduğunu söyleyebiliriz.
Müzayede fiyatları ikincil piyasa fiyatlarıdır
Bir sanat eserinin değeri ekonomik olarak nasıl belirleniyor?
Bu çok zor ve formülü bir hisse senedi fiyatı kadar net olmayan bir fiyatlama. İlk kez satışa çıkacak genç ve tanınmayan bir sanatçının eserini fiyatlamak genellikle o şehirdeki galeri fiyat kalıplarına göre oluyor. Örneğin genç sanatçıların fiyatı 1000-2000 dolar aralığında kabul edilebilir dünya metropollerinde. Daha sonrasında bilinen sanatçılar için fiyatlama o sanatçıların galerilerinin fiyatlama tekniklerine göre gelişiyor.
Sanatçının en son müzayede fiyatı varsa bu fiyat bir temel oluşturabiliyor. Ya da en son sergisindeki fiyatlar bir miktar arttırılarak yeni sergisinin eserleri fiyatlanıyor. Sanatçının eserleri çok ünlü koleksiyonlara girmişse, hakkında önemli sanat eleştirmenleri yazılar yazmışsa, eserleri müzelerdeyse, sanatçı önemli bienallere davet edilmişse her bir nokta fiyatın oluşumuna etki ediyor. Ancak ekonomik gelişmeler, koleksiyonerlerin sayısı da sanat eseri satışlarında etkili.
Ekonomik büyüme sanat piyasasında da büyümeyi tetikliyor. Emlak fiyatları ve sanat eserleri fiyatları arasında da belirli bir paralellik var. Ancak her şeyden önce bu zevk ve tercih meselesi.
Her sanatçı kendi hayran ve koleksiyoner kitlesini oluşturabildiği ölçüde üretimini sürdürebilir. Sanatçı geçimini sağlayabilecek ölçüde satış yapabilmek için en az 5-6 koleksiyonerin kendisini sıkı takip edebilmesini sağlamalıdır. Genellikle bu işi galeriler üstlenir. Müzayede fiyatları ikincil piyasa fiyatlarıdır. Daha önce sergilenmiş işlerin müzayede yoluyla yeniden piyasaya çıkışı fiyatlanır. O an müzayedeye katılan kişiler aslında sanatçının eserinin fiyatında etkili olur. Eserlerin boyutları, malzeme, eserin hikayesinin olup olmaması da sanat eserinin fiyatını etkileyen faktörlerdendir.
Örneğin Rockefeller'e ait bir Rothko tablosu aynı yıl aynı boyutta bir başka Rothko tablosundan tam 3 kat daha pahalıya alıcı bulabilmiştir aynı müzayede evindeki satışta. Ayrıca, aynı müzayede evinin fiyat stratejisi de şehirden şehre, dönemden döneme farklılık gösterebilir. Aynı sanatçının aynı boyutta, aynı dönemdeki eseri sonbaharda New York'ta Londra'da bahar döneminden daha pahalıya satışa sunulabilir.