Contemporary İstanbul Başkanı Ali Güreli: Türkiye’deki koleksiyoner kitlesi büyüyor ve çeşitleniyor
Uluslararası çağdaş sanat fuarı Contemporary İstanbul'un 19. edisyonu, 23-27 Ekim 2024 tarihleri arasında gerçekleşecek. 14 ülkeden 53 galeriye ev sahipliği yapan fuarda, 503 sanatçının 809 eseri Tersane İstanbul'da sanatseverlerle buluşacak.
Dünya Gazetesi | Abone olZühre KURT
İstanbul’u çağdaş sanat alanında bir buluşma noktası haline getirecek olan Contemporary İstanbul, hem yerel hem de uluslararası sanatçılardan oluşan bir seçki sunacak. Akbank ana partnerliğinde gerçekleşecek fuar, 23 Ekim ön izleme ve 24-27 Ekim tarihlerindeki genel ziyaret günlerinde, 14 ülkeden 51 çağdaş sanat galerisinin temsil ettiği sanatçıların eserlerine ev sahipliği yapacak. Sanat eserlerinin satış değerlerinin düştüğünü ancak sanat pazarının büyüdüğünü belirten Contemporary İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Ali Güreli, "Çevrim içi sanat satışları artış gösteriyor. Herkesin sanata ulaşabildiği bir alan olarak çevrim içi marketler öne çıkıyor. Kadın sanatçıların pazardaki ilerlemesi devam ediyor. Önümüzdeki dönemlerde yavaş yavaş büyüyecektir." dedi. Ali Güreli, Contemporary İstanbul öncesinde sorularımızı yanıtladı.
Bu yıl Contemporary İstanbul’da sanatseverleri neler bekliyor?
Contemporary İstanbul, 19. edisyonunda ve bundan sonraki yaşamında Tersane İstanbul’da devam edecek. Geçen yıllardan farklı olarak çok daha geniş ve çok yönlü bir mekân kullanımı ile yapıyoruz fuarı. Tersane İstanbul’dan bahsederken öncelikle Haliç’ten, Türkiye ve İstanbul’a dair buranın öneminden söz etmemiz gerekir. Türkiye, İstanbul dünyanın iki farklı coğrafyası arasındaki kültürler tercümanıdır, bu görevini de yüzyıllarca devam ettirecektir. Bu sene de Akbank ana partnerliğinde gerçekleştirdiğimiz CI 19’da 14 ülkeden 53 galeriyi ağırlıyoruz. 19. Contemporary İstanbul’un bu yılki odak bölümü İspanya ve Latin Amerika ülkeleri oldu. "Spain & Latin America Focus" bu ülkelerden galerileri ve CIF Dialogues panel programında yer alacak konuşmacıları ağırlıyor. Ayrıca, Madrid’de Reina Sofia müzesi direktörlüğü yapmış sanat eleştirmeni Juan Manuel Bonet’nin küratörlüğünde İspanya'nın Born in the Seventies (Yetmişli Yıllarda Doğanlar) sergisi katılımcılarla buluşuyor. İspanya’nın Türkiye Büyükelçiliğı ve bizzat Büyükelçi Cristina Latorre Sancho’nun destekleriyle İspanya’dan 15 farklı galeriye ait 21 sanatçının 21 eseri yer alıyor.
Fuarın gelenekselleşen The Yard Açık Hava Sergisi, 4. edisyonunda Cenevre’deki Musee d’Art et d’Histoire’ın (Sanat ve Tarih Müzesi) direktörü ve Contemporary Istanbul’un sanat danışmanı Marc Olivier Wahler'in küratörlüğünde gerçekleşiyor. The Yard Açık Hava Sergisi’nde katılımcı galeri sanatçılarının yanı sıra Anselm Reyle, Bilal Hakan Karakaya, Bilal Yılmaz, Ebru Döşekçi, Erdil Yaşaroğlu, Etienne Krahenbul, Franco Guerzoni, Giulio Paolini, Georg Herold, Gözde Can Köroğlu, Kazım Karakaya, Kemal Tufan, Metin Alper Kurt, Onur Mansız, Semih Zeki ve Ugo Rondinone gibi sanatçıların 19 eseri kamusal alanlara çıkarak, fuar içinde özel olarak belirlenen, Haliç kıyısındaki açık alanlarda ve Rixos Hall A terasında sergileniyor. Özellikle büyük ölçekli eserlerin Tersane İstanbul’un tarihi yapısıyla buluşması, ziyaretçilere etkileyici bir deneyim sunacak. Bu yıl The Yard’da yer alan eserler arasında, doğa ile sanatın buluştuğu enstalasyonlar, tarihî mekânın dokusuyla bütünleşen heykeller yer alacak. Fuarda ana partnerimiz Akbank, Hasan Bülent Kahraman’ın küratörlüğünde, Genco Gülan ve Mehmet Ali Uysal’ın eserlerinin yer alacağı Oyun Oyunu Bozar sergisini ağırlayacak.
BMW i5 Flow NOSTOKANA, BMW’nin yenilikçi renk değiştirme teknolojisini Güney Afrikalı sanatçı Esther Mahlangu’nun geleneksel sanat anlayışıyla buluşturan aracıyla BMW’nin en yeni renk değiştirme teknolojisini, arabaların sanat eserlerine dönüşmesini sağlayan teknolojiyi sanatseverlerle buluşturuyor. Contemporary Istanbul'un 19. edisyonunda ayrıca görsel sanatçı Quayola ve LG OLED, Chaumont-sur-Loire Şatosu bahçelerinden algoritmik olarak üretilmiş gece çiçeklenmelerini betimleyen ‘Jardins d’Été’ (Yaz Bahçeleri) adlı video serisini sunuyor.
Ayrıca 23 ve 24 Ekim’de, 2 güne yayılacak CIF Dialogues panel programı kapsamında farklı disiplinlerde uzman isimlerin konuşmaları gerçekleşiyor. Konferans partneri İGA İstanbul Havalimanı’nın kültür sanat çalışmalarını yolcularıyla buluşturduğu İGA Art iş birliği ve dünyadan “emerging” ve tanınmış sanatçıların eserlerinin yer aldığı önde gelen bir pazaryeri olan Artsy birlikteliğinde ve CI New York temsilcisi ve CI 19 sanatsal içerik danışmanı Sarp Kerem Yavuz'un kurguladığı CIF Dialogues programında gazeteci ve yayıncı Fatih Altaylı, The Yard Açık Hava Heykel sergisinin küratörü Marc Olivier Wahler, e-Ink teknolojisinin uygulayıcısı BMW AG, Lider Mühendisi Dr. Stella Clarke, sanatçılar, küratörler ve koleksiyonerler için kripto sanata odaklanan disiplinlerarası bir platform olan TAEX’in İş Geliştirme Direktörü Stefanie de Regel, bitforms Gallery NY Kurucusu ve Direktörü Steven Sachs, Dijital Satış Stratejisti Sureyya Wille, Museum Gegenstandsfreier Kunst Direktörü Wilko Austermann, Badr El Jundi Vakfı Başkanı ve GCC İspanya Kurucu Üyesi olan Maria Gracia de Pedro, Kamusal Sanat Uzmanı ve Riyad Şehri Kraliyet Komisyonu Direktörü Miguel Blanco Carrasco gibi isimler CI 19’da CIF Dialogues kapsamında sanatseverlerle buluşuyor.
Türkiye'deki sanat piyasasındaki son gelişmeler neler?
Türkiye'de çağdaş sanata ilgi son 10 yılda önemli bir ivme kazandı. Bu gelişmelerin birkaç nedeni var. İlk olarak, Türkiye’deki koleksiyoner kitlesi büyüyor ve çeşitleniyor. Contemporary İstanbul, sanat etkinlikleri, yeni galeriler ve tabii çağdaş sanat müzeleri bu geçişte önemli rol oynuyor. Bununla beraber Türkiye'deki sanatçıların eserleri de uluslararası pazarlarda daha görünür olmaya çalışıyor.
Son yıllarda İstanbul dışındaki kentlerde sanat inisiyatiflerinin arttığını, geliştiğini ve bazılarının zaman içinde galeri olarak kendilerini konumlandırdıklarını izliyoruz. Bu gelişmenin büyümesi amaçlı Bursa, Antalya, Ankara, Diyarbakır gibi kentlerimizden bu genç galerilere CI Bloom içinde özel şartlarda yer vererek yanlarında olma gayreti içindeyiz. Bu kentlerin sayısı artacaktır, biz de Contemporary İstanbul olarak kendilerini izlemeye devam edeceğiz. Diğer taraftan, sayıları bunun için az da olsa, dünyadaki gelişmeye paralel galerilerin çesitli ülkelerdeki galerilerle kolektif bir çalışma başlattığını ve özel anlaşmalarla dikkat çeken sanatçıların sergilerini açtıklarını izliyoruz.
Bir başka gelişme ise, genç koleksiyoner sayısındaki sevindirici artış ve sanat piyasasındaki yaygınlaşmasıdır. Ulaşılabilir ve ülke ekonomisiyle orantılı fiyat politikasıyla genel pazar hacmi büyümekte. Bu büyüme, aynı şekilde dünyada da seyretmektedir. Türkiye’deki sanat piyasanın gelişmesinin ve büyümesinin önde gelen şartı ticari kurumların sanat eseri alma, sanata yatırım yapma teşviklerini getirmesidir. Kurumsal koleksiyonerlik mekanizmasının büyüme potansiyeli son derece yüksektir ve ülkemizde sanatın gelişmesi, sanatçıların ve galerilerimizin artması bu kurumsal koleksiyonerliğin geliştirilmesiyle indekslidir. 2025 yılında bu çözümlerin gerçekleşmesi için çalışmaya devam edeceğiz.
Sanat piyasasının öncüsü yüzde 42 ile ABD
Türk plastik sanat piyasasının ekonomik boyutu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Dünya'daki yüksek enflasyon ile paralel olarak; dünya genelinde 68 milyar dolar olan sanat piyasası 65 milyar dolar oldu. Bu piyasanın öncüsü %42 ile ABD, takibinde %19 ile Çin, üçüncü sırada ise son iki yılda 4 puan kaybeden İngiltere’dir. Türkiye’deki çağdaş sanat piyasasının ölçülebilmesi güçlükleri var, ancak tahminlerimiz 350 ile 500 milyon dolar arasında olduğudur. Türkiye’deki sanat sektörünün gelişmesi için KDV oranının Avrupa ülkelerinin seviyesine getirilmesi gerekir. Bu yılın ikinci çeyreğinde Almanya, takip eden haftalarında İtalya KDV oranını sanat alanında %20’den %7’ye indirdi. Fransa’da ise bu oran %6 seviyesinde. Ülkemizde ise %20 uygulaması devam ediyor. Bu oranlar ile Avrupa'da bir sanat yatırımcısının Türkiye’de alışveriş etmesi mümkün değildir. İkinci olarak, kurumlar vergisi matrahında sanat eseri alımı kaydedilememektedir. Kurumlar vergisi matrahına kaydedilme dışında, kurumların sanat eseri alımı ayrıca vergi yasalarıyla teşvik edilmelidir. Türkiye’deki şirketlerin kurumsal vergi matrahının %2’si ile sınırlı bir sanat eseri alımı teşviğiyle tüm mevcut pazarın 2-3 misli büyümesi mümkündür. Son olarak, sanat galerilerinin ve sanat etkinliklerinin ihracata teşvik amaçlı yurtdışı fuarlarına ve müze sergilerine katılım teşviklerinin, Ticaret Bakanlığı tarafından hızla düzenlenmesi gerekir. Bu, sektörün gelişmesini sağlayacak en önemli unsurlardan biridir.
Sanat ekonomisinin ülkemiz ekonomisine katkısı nedir?
Sanat ekonomisinin gelişmesi, yukarıda bahsettiğimiz gibi sadece rakamsal boyutları ile değil, aynı zamanda ülkenin yumuşak gücünün hem Türkiye içinde hem Türkiye dışında anlaşılması, ülkenin banka değerinin yükselmesi ve diğer tüm ticari sektörlerin daha kolaylıkla iş yapabilmesinin önünü açacaktır. Öncelikle kültür-sanat ve diğer tüm sanat dallarının, gastronomi yanında mimarlığın, tasarımın ve sporun da içinde olduğu, ülkemizin yumuşak gücünün yine ülkemizin insanlarına ve dünyaya tanıtılması, anlatılması ülkenin algısının güçlenmesinde kaçınılmazdır.