Akbank Sanat'ın müdürü Derya Bıgalı: Kültür-Sanat kitleleri bir araya getiren büyük bir güç
Derya Bigalı, “Yapılan tüm etkinlikler sosyal medyanın etkisiyle çok hızlı olarak herkesin ulaşımına sunuluyor, tepkiler de aynı şekilde geri geliyor. 21. yüzyılda kültür sanatın kitleleri bir araya getirmede büyük gücü olduğuna inanıyorum” dedi.
Dünya Gazetesi | Abone olZühre KURT
Türkiye’de çağdaş sanatın gelişimini destekleyen ve sanatın farklı disiplinlerinde uluslararası projelere yer veren Akbank Sanat bu yıl 31. yaşını kutluyor. Yılda 700’ün üzerinde etkinlik gerçekleştiren Akbank Sanat, sergilerden modern dans gösterilerine, konserlerden panellere, çocuk atölyelerinden film gösterimlerine uzanan geniş bir yelpazede birçok farklı etkinliğe ev sahipliği yapıyor. 1993 yılından bu yana 31 yıldır müzik, yayın, sahne sanatları ve görsel sanatlar alanlarında faaliyet gösteren Akbank Sanat’ın Müdürü Derya Bigalı, kurumun projelerini, geleceğe dair planları ve yeni programlar hakkındaki sorularımızı yanıtladı:
Programınızı hazırlarken hangi kriterlerle hareket ediyorsunuz?
Akbank Sanat’ın vizyonu ve misyonu doğrultusunda programlarımızı hazırlıyoruz. Sanatın farklı disiplinlerinde çağdaş sanatın gelişimine destek olmak, gençlerin kendilerini ifade edebilecekleri bir platform yaratmak ve etkinliklerimizin sürdürülebilir olmasını gözetmek bizim en önemli misyonumuz. Tüm projelerimizin öncelikle bu kriterleri sağlamasına özen gösteriyoruz. Bir yandan dünyadaki gelişimleri takip ederken bir yandan da kendi sanatçılarımızı destekliyoruz.
Bir sanat merkezinin, sizce olmazsa olmazları neler?
Her sanat merkezinin bir çizgisi olmalıdır. Kendi tarzını korurken, günceli takip etmesi ve projelerini geliştirmesi çok önemlidir. Bugün artık müzeler ve sanat merkezleri çok önemli buluşma noktaları haline gelmiştir. İzleyiciler sadece sanat etkinliklerini izlemek için değil belli bir deneyim yaşamak, kendileriyle aynı ilgi alanına sahip diğer insanlarla birlikte olmak için de sanat merkezlerine giderler. İzleyici bir sanat kurumuna giderken o kurumun ona nasıl bir deneyim sunacağını da aşağı yukarı tahmin eder. Bu da o kurumun tutarlılığını gösterir.
Kültür-Sanat içeriklerinin digital ortama taşınmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Biz tüm etkinliklerimizi yıllardır dijital arşivimize aktarıyoruz. Bunların bir kısmı da daha sonra youtube’da izleyiciye sunuluyor. Bunları koruyarak arşivlemek bizim için çok önemli. Yıllar sonra geriye dönüp baktığımızda bunun önemli bir bellek oluşturduğunu görmek bizi mutlu ediyor.
Pandemi sürecini nasıl geçirdiniz?
Pandemi süreci bizim için çok farklı bir deneyim oldu. Yıllardır etkinliklerimizi dijital ortamda sakladığımız için onları da sunma imkanı bulduk. Evlerinden ve stüdyolarından sanatçılara bağlanıp online etkinlikler gerçekleştirdik. Caz festivalimizde fiziksel konserler yerine 30. yılı için özel bir albüm yaparak sanatçılara eser ısmarladık. Pandemi bize koşullar ne olursa olsun, sorunlara çözüm üretmeyi ve her şeye rağmen yola devam etmeyi öğretti.
Ekonomide yaşanan sıkıntılar kültür sanat faaliyetlerini nasıl etkiliyor?
Ekonomide yaşanan sıkıntılar tüm sektörleri belli oranlarda etkiliyor. Bu da yeni çözümler sunmaya zorluyor. Projeleri yeniden gözden geçirmek, bazı konulardan konsolide olmak gibi. Her dönemin ayrı zorlukları var, Pandemi döneminde de fiziksel olarak bir araya gelememek en önemli zorluktu, onun için dijital medya etkin olarak kullanıldı. Bu dönemin de başka çözümler üretilerek aşılacağını düşünüyorum. Bizim için sürdürülebilirlik çok önemli, Çocuk Tiyatromuz 52, caz festivalimiz 34, kısa film festivalimiz 20 yıldır devam ediyor. Akbank Sanat 31 yıldır etkinliklerini sürdürüyor.
Yeni sezonda seyircileri neler bekliyor?
Eylül ayında dünyaca ünlü bir sanatçının sergisiyle merkezimizin yeni sezonuna başlayacağız, hemen ardından 34. Akbank Caz Festivalimiz gelecek. Akbank Sanat’ta birçok farklı alanlarda etkinlik, seminer ve söyleşilerle sezonumuz devam edecek.
Kurumlar kişileri, kişiler de kurumları geliştiriyor
Kariyerinizle ilgili bilgi alabilir miyiz?
Bilgisayar mühendisliği okudum. Önce Netaş’ta daha sonra Stuttgart – Alcatel’de çalıştım. Almanya’da olduğum 7 yıl boyunca birçok sanat eğitimi aldım. Bu hobinin ötesine geçti. İstanbul’a döndükten sonra Akbank’ın kültür sanat müdürlüğünde işe başladım. Cazla başlayan bu serüven diğer alanların da yönetimine evrildi.
Uzun soluklu bir yönetici olmanızın sizce sırrı nedir?
Sanırım tecrübe ve yenilikleri takip etmek. Kazanılan deneyimler gelecek projelerinin planlanmasında büyük rol oynuyor. Her yıl etkinliklerimizi planlarken önceki yıllardan çıkarımlar yapıyoruz, bu da tecrübeyle oluyor. Bir yandan da dünyadaki ve Türkiye’deki gelişmeleri yakından takip etmek ve kendi özgün çizginizde projeler geliştirmek önemli. Kurumlar kişileri, kişiler de kurumları geliştiriyor.
Siz bir kadın yönetici olarak fark yarattığınızı düşünüyor musunuz mesleğinizde?
Ben iş hayatında kadın ve erkek ayrımı yapmayı sevmiyorum. Daha önce de bilgisayar mühendisliği yaptığım dönemde özellikle erkeklerin çoğunlukta olduğu şirketlerde çalıştım. Sanat sektöründe kadınlar daha önde. Belki de daha detaycı ve estetik mükemmeliyetçilikleri bu sektörde başarılı olmalarını sağlıyor. Ama yine de genelleme yapmak istemem. Bu tamamen kişinin kendi özelliklerine bağlı diye düşünüyorum.
Globalleşen dünyada artık lokal hiçbir şey kalmadı
Kültür-Sanat 21.yüzyılda sizce neye dönüşüyor?
Her dönemin kendi ruhu vardır. 21. yüzyıl da ekonomik, sosyal ve siyasal açıdan çok farklı. Globalleşen dünyada artık lokal hiçbir şey kalmadı. Dijital çağla birlikte artık dünyadaki herşeye hemen ulaşabiliyoruz. İletişim çağı kendimizi çok hızlı geliştirebilmemizi sağlarken, herkesten farklı, özgün şeyler üretmemizi de gerektiriyor. Sanat kitleleri etkileyen en önemli araçlardan biri, eskiden de böyleydi, bundan sonra da bu artarak devam edecek. Sosyal medyanın bundaki gücü yadsınamaz. 21. yüzyılda kültür sanatın kitleleri biraraya getirmede büyük gücü olduğuna inanıyorum.