Zamanın altın olduğu fabrika: TOFAŞ Bursa…

Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ rustu.bozkurt@dunya.com

Hakan Güldağ TOFAŞ Bursa Fabrikası’na gideceğimizi söylediğinde, zihnim, ülkemizde ölçek ekonomisinin erişilebilirliği ile küçük ve orta ölçek yapının esneklik ve hızını dengeleyen önemli piyasa yapıcısı kuruluşun üretim tesislerinin son durumunu görme heyecanımı ateşledi. Dünyanın en yoğun rekabetinin yaşandığı bir üretim alanında yöneticilerin bakış açılarını öğrenmek, adım adım iş süreçlerini hızlandırma çabalarının sonuçlarını görmek bizim için önemli kazanım olacaktı. İçtenlikle belirtmeliyim ki, düşlediklerimiaşan bir kavrayış, iş yapma tarzını geliştiren disiplin, ilişki ve iletişimin düzeyi, zenginlik üretme sevdası olan herkesi umutlandıracak düzeydeydi.

Yazarken, merkez düşüncemi, nicelikten çok nitelikle, sonuçlardan çok süreçlerle, geçici cazibeden çok uzun dönemli geleceği güven altına alacak öngörü ve önlemlere odaklanma oluşturur. Merkez düşünceden sapmadan, TOFAŞ Bursa Fabrikası’nda gözlemlediğim 5 özelliği sizlerle paylaşmak istiyorum.

Fabrikada hepimizi umutlandırması gereken büyük zenginlik, genel müdüründen proje yöneticilerine kadar dinleme fırsatı bulduğumuz herkeste gözlediğimiz çağdaş bakış açısının kapsayıcılığı idi. Bir işin kavramları dünya genelindeki gelişmelerin uç noktalarını kapsıyorsa; düşünceler, davranışlar ve yaratılan sonuçlar da ileri rekabetin gerek ve yeter şartlarını içerir. TOFAŞ Fabrikası yöneticilerinin, müşteriden başlayan ve müşteriye geri dönen üretimde değer yaratma zincirinin bütün aşamalarında ve bütün ayrıntılarında “küresel rekabet odaklı bakışı” not edilmesi gereken önemli bir yetkinlik düzeyiydi. Söz konusu bakış açısı, örtük bilgileri açığa çıkararak, kendini sürekli yeniden üreten kolektif gücü yaratıyor. Araç kullanıcılarından bayilere, bakım-onarım servislerinden yan sanayiye kadar bütün paydaşların ortak değerlerini, ortak iradelerini, ortak yararlarını, ortak çıkarlarını gözeten kavrayış, ortak aklın sinerjisini oluşturuyordu. Bütün paydaşların kullandığı “ortak dil”, kendi alanında “dünya genelinin ilk üç fabrikası” arasına girebilen başarının altındaki somut imzaydı.

TOFAŞ Fabrikası’nda algıladığım ikinci özellik, dünyanın önde gelen otomotiv üreticisi ortakları arasında eş düzey bir ortaklık aşamasına gelinmesi, kimi alanlarda ise öncülük etme düzeyinin yakalanması idi .İnsanımız yarım yüzyıllık birikim ile Sanayi Devrimi sonrasının yaklaşık 250 yıllık birikimini yakalamıştı. Batı’nın büyük firmaları ile entelektüel ve sistem kapasitesi bakımından “eşdüzey yetkinlikler” ortaya koyabilmek, bazı alanlarda ise “öncü olmayı” kanıtlamak ülkemiz adına övgüyü hak eden bir başka başarıydı.

Üçüncü bir özellik daha var ki, gerçekten uzun dönemli geleceği güven altına alacak ve sağlıklı gelecek inşa edecek olanı da oydu… Ar-Ge için toplam cirosunun yüzde 3’ü düzeyinde harcama yapmak, yüzde 4 hedefine yönelmek gibi… Bir an duralım, Ar-Ge için ayrılan niceliklerin tek başına yeterli olmadığını, derinliğine bir anlam ifade etmediklerini düşünelim. Asıl önemli olan Ar-Ge’den kuruluş paydaşlarının ne anladığıdır: Fabrika yöneticilerinin Ar-Ge’den anladıkları, ürünlerini dünyanın her yerinde satabilmenin sürdürülebilirliğini sağlayacak olan, sürekli kendini yeniden üreten yapı, işlev ve kültür bütünüdür. Bu bütünsel bakış açısı, iş yönetiminin asıl gücünü oluşturur.

Gözlediğim bir dördüncü özellik, doğrudan ve dolaylı paydaşların tümünün örtük bilgilerini kurumsal ve açık bilgiye dönüştüren işletme içi kültürün oluşmuş olmasıydı. TOFAŞ Akademisi’nin üretim ağının kılcal damarlarından derlediği bütün önerileri, bütün bilgileri ve birikimleri paylaşarak “değer üretme çarpan etkisini” büyütmesi gerçek işletme gücüydü. Bu gelişme, yabancı ortaklarla üst düzey tasarımları birlikte oluşturma düzeyine taşınmıştı. Pastanın kreması tasarım ise orada eş düzey bir partner olabilmenin değerini elbetki hesaplamalıyız ama, asıl anlamı üzerinde, insanımız üzerinde yarattığı özgüvenin itici gücüne kafa yormalıyız.

Bu yazıda aktaracağım beşinci ve son gözlem, zamanın altın olarak algılandığı üretim anlayışını ileri düzeyde örgütlemiş, iş süreçlerinde yaratılan hız ve esnekliğe uzanan özendi. Ortaya koyduğu işgücü profili ile her zamanöğrenci olmanın yanında öğretmen de olabilen düzeyin yakalanması asıl umutlanılması gereken entelektüel kapasite gelişmesindeki ciddi adımlardı. Tesiste sürekli gelişme, adım adım ilerleme, üretimin ekosistemini bir bütün olarak algılama, alternatif tepkileri veriden metoda, tasavvurdan tasarıma, denemeden sonuca götüren bütünlüğe uzanan “değer katma” algısını hepimizin ortak kazancı olarak değerlendiriyorum.

TOFAŞ Bursa Fabrikası’nda hiçbir şey önemsiz değil. Bir mandalın kullanılmasında insan yaşamını kolaylaştırıcı etkiden, soğutma sistemini farklılaştırarak ekonomi yaratan motora kadar her şey ilgi menzilinde…

Zaman kazancını değere dönüştüren örneklerden yararlanmalı, yaygınlaştırmalı ve derinleştirmeliyiz…

Tüm yazılarını göster