Yüzyıl sonra anayasal devrimler kuşağına yeniden bakmak: 1908-2008

Gündüz FINDIKÇIOĞLU GLOKAL BAKIŞ debrovian@gmail.com

Glokal Bakış / Gündüz Fındıkçıoğlu findikciog@tskb.com.tr Bu yıl 1908'in yüzüncü yılı. Tarihi bir rastlantı sonucu yüzüncü yıl Türkiye'nin yeni Anayasa'yı tartıştığı bir dönemece denk geliyor. 1908'in tek başına kalmış bir olay olmadığını, ortada bir burjuva devrimleri ve/veya anayasal devrimler kuşağı olduğunu unutmamalıyız: 1905 Rusya; 1906 İran; 1910 Meksika; 1911 Çin. Anayasal devrimlerin 'Aydınlanma' ile iç içe olduğunu, bizzat "Anayasa" teriminin bir 'Erken Aydınlanma' ürünü olduğunu da unutmamalıyız. 1908-2008 mecrasını Aydınlanma, aydın, intelligentsia kategorilerinin altını çizmeden katetmenin mümkün olmadığını söyleyebiliriz. 'Erken Aydınlanma Politik Aydınlanma'dır veya 'Radikal Aydınlanma'dır. Erken Aydınlanma'nın bağışlanamaz ve unutulamaz radikalizminden alınmak istenen geç post-modern rövanş erken post-modernizmin intikamına göre daha az sürpriz etkisi taşıyabilir. Ama, daha az köşeli olmasını beklemek için neden göremiyorum. Bu amaçla Radikal Aydınlanma'yı veya 'Aydınlanmanın Radikalizmi'ni öne çıkarmalıyız. Bunu yaparken bir ek olarak İskoç aydınlanmasının etik karakterini ve moral aydın değerlerinin zamandan bağımsız niteliğini vurgulamalıyız. Adam Ferguson, Bernard Mandeville, Adam Smith ve asri zamanlara da teğet geçmek gerekiyorsa, son olarak Aydınlanma değerlerinin "burjuva değerler" olduğunu savunan Deirdre McCloskey'i yapıtaşları arasına alıp bunu yapabiliriz. Pratikte bunlar 1908'e Erken Aydınlanma'yı merkeze koyarak bakmak ve The Theory of Moral Sentiments tarzında, İskoç aydınlanmasının ve ekonomi-politiğin etik-felsefi niteliğini vurgulayan ama Aydınlanma değerlerinin "burjuva değerler" olmadığını, olamayacağını savunan bir duruşu tanımlamak anlamına geliyor. Liberalizmin, bir siyasi akım olarak, gelişmiş ülkelerde dahi ancak ve ancak muhafazakarlığa eklemlenerek güç olabildiğini biliyoruz. Gericiliğin muhafazakarlıktan ayrıştırılmasının zor olduğu durumlardaysa bu işin manası gericiliğe payandalanmak, gericiliğe eklemlenmektir. Mesela, Fransa'da bugün siyasi gericilik nedir? Kilisenin eğitime hakim olmasini istemek veya politik platformda krallığın restorasyonunu savunmaktır 19. yüzyıl kavgalarının temaları. Ancak, dünya Fransa değil ve her şey her yerde bu kadar aşikar olmayabiliyor. Öte yandan, bir anayasal devrimler kuşağına mukayeseli bakış olmadan yaklaşamayız. Aynı şekilde, 1908 öncesi dünyanın ekonomi politiğini 2008 öncesiyle kıyaslamak da kaçınamayacağımız verimli bir perspektif sunuyor. İdeolojik tutkallarını bularak ayakta kalan imparatorluklar -Çin ve İran- yüzyılın başındaki devrimler kuşağının sonuçlarına daha özel bir yaklaşımın ipuçlarını sağlayabilir. Sovyetler Birliği uzun süre tutkalını bulmuş bir imparatorluk gibi göründüyse de, sonuçta tutkalın tutmadığı anlaşıldı ve 21. yüzyılın başlangıcını üstbelirleyen de hâlâ bu sonuçtur. Başka? Aydınlanma sadece prosedüre ilişkin değildir: Özseldir. Dışsal semboller de önemlidir ve iki fonksiyonu -bazen birbirine karşıt biçimde- ifa edebilirler. Biçim-görüntü, bazı inançların içselleştirilemezliğini, inanılamazlığını, sığlığını ve sadece zahiri olandan ibaret halde varolabildiklerini sinyalleyebilir. Ama tam tersine içerik, öz ve biçim-görüntü arasında sağlam bir bağ da olabilir. Aydınlanma, tartışılması dahi düşünülemeyecek temel ve sıradan bireysel özgürlüklerden ibaret değildir ve Türk Aydınlanması, olduğu kadarıyla, sadece modern ve monden bir hayat yaşayabilme özgürlüğünü -önemli ama basit bir özgürlük- savunmaktan ibaret değildir; amacı da bu olmamıştır. Modernizmden bu kadar nefret edilmesinin nedeni bütün bir varoluş, düşünüş, dünyayı sembolleştirme kipine itiraz etmesinde ve bu itirazı son derece güçlü bir kavram-alet-analitik avadanlıkla birleştirerek gerçekleştirebilmiş olmasındadır. Tabii ki Aydınlanma'nın vücut bulduğu özgül proje ve tasarımların bir kısmını zamanla terk edebiliriz: doğaldır. Ama Aydınlanma'nın kendisini ve radikal varlığını unutmayı, yok saymayı ve vazgeçmeyi tahayyül bile edemeyiz.

Tüm yazılarını göster