Yüzde 13.8 küçülme sürpriz değil

Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com

2009 yılının ilk 3 aylık döneminde milli gelirde büyük oranlı bir düşme bekleniyordu.

Kapasite kullanımındaki ve sanayi üretim endeksindeki gerileme böyle bir düşmenin boyutunun büyük olacağını haber veriyordu.

İyimser bekleyiş yüzde 10'un altında, kötümser bekleyiş yüzde 10'un üzerinde bir küçülme idi.

Türk ekonomisi krizden 2008 yılının dördüncü 3 aylık döneminde etkilenmeye ve küçülmeye başlamıştı. 2008 yılının son 3 aylık döneminde (2007 yılının aynı dönemiyle yapılan karşılaştırma sonucu) ekonominin yüzde -6.2 oranında küçüldüğü hesaplanmıştı.

2009 yılının ilk 3 aylık döneminde küçülmenin daha yüksek oranlarda açıklanması normaldir.

Bizim milli gelirimizin lokomotifi sanayi üretimidir. Kapasite kullanımı oranları ve sanayi üretim endeksi gibi göstergeler 2009 yılının ilk 3 ayında (2008 yılının aynı dönemine göre) sanayi üretiminin yüzde 20-25 dolayında küçüldüğünün işaretini vermişti. Sanayi üretimi düşünce, toptan ve perakende ticaret, ulaştırma-haberleşme gibi milli gelirde ağırlığı olan kesimlerin geliri de düşüyor.

Açıklanan rakamlara göre, yılın ilk 3 ayında imalat sanayiinde yüzde 18.5 oranında küçülme gerçekleşmiş.

İmalat sanayi küçülünce, tabii olarak toptan ve perakende ticaret de yüzde 25.4 oranında küçülmüş. Ulaştırma ve haberleşme kesiminde de yüzde 17.6 oranında küçülme gerçekleşmiş.

İmalat sanayi milli gelirde yüzde 24.4 ağırlığa sahip.

Bu 3 sektörün toplam milli gelirdeki ağırlığı yüzde 51.1'dir.

2009 yılının ilk 3 ayında inşaatta da yüzde 18.9 oranında gerileme var ama, inşaatın toplam milli gelir oluşumundaki payı (ağırlığı) sadece yüzde 5.7 oranında.

Şaşırtıcı olan, iyi hava şartları nedeniyle tarımdaki olumlu gelişmenin milli gelir rakamına yansımaması, tarımda yüzde 3.0 oranında bir küçülmenin görülmesi.

Yılın ilk 3 ayına ait göstergeler değerlendirilirken, ocak-şubat-mart aylarının krizin en dip dönemini kapsadığı unutulmamalıdır.

 Bu küçülme hayatımıza yansıdı. İşsizlik bunun için arttı. Esnaf, tüccar, çiftçi, halk bunun için ezildi, büzüldü ve üzüldü.

Ama fazla dertlenmeye de değmez. (1) Açıklanan rakamlar yılın ilk 3 aylık dönemindeki durumu gösteriyor. Biz ise yarın (1 Temmuz günü) yılın 3'üncü 3 aylık dönemine giriyoruz. İlk 3 aylık dönem çok gerilerde kaldı. O dönemin faturasını herkes kendi ölçüsünde ödedi. (2) Yılın ikinci 3 aylık döneminde (nisan-mayıs-haziran) işler biraz daha iyi gitti. Ümidimiz önümüzdeki üçüncü 3 aylık dönemin daha iyi olacağı. (3) Yıl içinde 4 adet 3 aylık dönem var.

Yılın bütünüyle ilgili değerleme bu 4 adet 3 aylık dönemin ortalamasına göre yapılıyor. Birinci 3 aylık dönemde milli gelir küçülmesi ne kadar büyük olursa olsun, 2009 yılını yüzde 5'in altında bir küçülmeyle tamamlamamız bekleniyor. Yüzde 5'in altında kalacak bir küçülme (her şeye-bu büyük kriz dalgasına rağmen) iyi sayılabilir.

Biz genelde gelir rakamlarına bakarız. Harcama rakamları ikinci planda kalır. Yılın ilk 3 aylık döneminde milli gelir yüzde 13.8 oranında azalırken halkın tüketiminin de yüzde 9.2 oranında azaldığı görülmektedir.

Buna karşılık devletin tüketimi artmaya devam etmiştir. Devlet maaş ödemelerini ve mal ve hizmet alımlarını frenleyememiştir.

Yatırım harcamalarındaki gerileme dikkati çekmektedir. İnşaat harcamalarında da yüzde 28.8 oranında küçülme gerçekleşmiştir.

İşte bu gelişmeler hem işsizliğin nedeni, hem de işsizliğin sonucudur.

Üretim durunca, gelir düşüyor. Gelir düşünce, harcana düşüyor. Harcama düşünce, talep daraldığı için üretimi ve istihdamı kısmak zorunlu hale geliyor.

Ümidimiz ikinci üç ayın daha iyi gelişeceği, yılın sonuna doğru küçülmenin yavaşlayacağıdır.

Tüm yazılarını göster