Yunanistan’da “Fenerbahçe” korkusu

 Yunan kolonileri, Batı uy­garlığının temellerini oluşturan “Atina demokrasi­si” gibi kavramlarla Helenistik kültür ve değerlerini yaymış­lardır. Bu nedenle Yunanlılar kendilerini Avrupa medeniye­tinin ortasına yerleştirirler. Bu medeniyetin yaratıcısı olduk­larını iddia ederler.

Prof. Dr. Ragıp Kutay KARACA DIŞ POLİTİKANALİZ ragipkutay.karaca@dunya.com

Yunan kolonileri, Batı uy­garlığının temellerini oluşturan “Atina demokrasi­si” gibi kavramlarla Helenistik kültür ve değerlerini yaymış­lardır. Bu nedenle Yunanlılar kendilerini Avrupa medeniye­tinin ortasına yerleştirirler. Bu medeniyetin yaratıcısı olduk­larını iddia ederler.

Bugün Yunanistan, Türki­ye’nin demokrasi, insan hakla­rı, kadın hakları gibi birçok konu­da sorgulandığı ve bu nedenlerle kapısından içeri sokulmadığı de­mokrasi hovardası Avrupa Birli­ği’nin bir üyesi.

Avrupa demokrasisi ve insan hakları anlayışı yalnızca kendi­lerinden olduğunda tepki koyar. Ama suç Gazze, Bosna, Kıbrıs, Ka­rabağ gibi Avrupa medeniyetinin dışında veya kendi içinde kendi çı­karlarına aykırı yaşanan bir sorun ise üç maymunu oynamaktan geri durmaz.

Size şimdi tam da “demokra­si” kavramına uyacak bir olaydan bahsedeceğim. Hele hele konu hem uluslararası ilişkileri hem de Fenerbahçe’yi ilgilendirince yaz­mamak olmazdı. Gümülcine’deki ilgili mahkemeden tüm izinlerini alıp, Ekim 2022’de faaliyete geçen “Batı Trakya Fenerbahçeliler Spor ve Kültür Derneği”nin başına ge­lenlerden...

Fenerbahçe Spor Kulübü’nün Türkiye dışında 19 farklı ülkede 36 derneği bulunuyor. Bu dernek­lerden 22’si 9 AB ülkesinde açıl­mış durumda. Batı Trakya Fener­bahçeliler Spor ve Kültür Derneği bunlardan biri.

Dernek resmi makamlardan onayı alır almaz baskılarla karşı karşıya kalıyor. Yönetim Kurulu için yapılacak genel kurulda res­mi olarak görevlendirilecek avu­kat ancak 1 gün önce atanıyor.

Bu dönemde dernek hakkında üst makamlardan tepkiler gelme­ye başlıyor. Yüksek Mahkeme es­ki Başkanı ve eski Başbakan Vasi­liki Thanu, derneğin isminde yer alan "Batı Trakya" ifadesi­nin sadece Türkiye tarafın­dan kullanıldığını savunarak, derneğin "kamu güvenliğine tehdit oluşturduğunu" öne sürüyor ve Yunan mahkeme­lerini derneği açma kararını gözden geçirmeye çağırıyor. Bunda da başarılı oluyor.

Gümülcine Savcısı Ma­ria Kapetanyanni, geçen yıl mart ayında hazırladığı iddi­anamede "Türk azınlık iması ya­ratabileceği" gerekçesiyle der­neğin adının yasalara aykırı ol­duğunu iddia ediyor ve derneğin kapatılması talebinde bulunuyor. Bu talep, savcının başvurusunu geri çekmesi üzerine dernek lehi­ne sonuçlanıyor.

Tam iş bitti derken derneği ka­patmayı kafasına koymuş Yunanlı yetkililer, ikinci bir dava açıyorlar. Bu dava, 28 Mayıs 2024’te sonuç­lanıyor. Gümülcine’deki Asliye Hukuk Mahkemesi adındaki "Ba­tı Trakya" ifadesinin Türk azın­lık iması oluşturabileceği gerek­çesiyle dernek hakkında kapatma kararı veriyor. Mahkeme, derne­ğin “Yunanistan’ın milli çıkarla­rına aykırı olduğunu” gerekçe ola­rak gösteriyor. İşin ilginç yanı, son davaya “Firilorio Pontus Futbol Takımı” da mahkemeye bir gün kala müdahil oluyor. Mahkeme öyle demokratik ki bu takımın yö­nelttikleri suçları mahkemeye sa­atler kala derneğe gönderiyor.

Futbol üzerinden siyaset bu ol­sa gerek. Karar, Yunanistan ulu­sal mevzuatına aykırı olduğu gi­bi uluslararası hukukça korunan birçok hakkın da ihlali niteliğinde.

Fenerbahçelilik Yunanistan’da kamu tehdidi oldu

Bir taraftar derneği nasıl oluyor da ulusal tehdit görülüyor? Der­nek Başkanı Mümin Hasan ile gö­rüştüm. Derneğin amacı Yunanis­tan’da yaşayan Fenerbahçelileri bir araya getirmek. Bu mahkeme­ye sunulan açılış dosyasında açık­ça ifade edilmiş.

Yunan makamlarını rahatsız eden konunun başında derneğin üye sayısının hızlı artması var. Üye sayısı şimdiden 700’ü geçmiş. Derneğin Gümülcine’de çok güzel bir lokali var. Üyeler Fenerbahçe maçlarını birlikte seyretmek için burada toplanıyorlar. Hasan, mah­kemede kendilerine bu kadar ki­şi neden toplanıyorsunuz sorusu­nun sıkça sorulduğunu söyledi.

Dernek, davayı üst mahkemeye taşımaya karar verdi. Sonuç alın­ması Türkiye tarafından verile­cek desteğe muhtaç diye düşünü­yorum. Sorun yalnızca Fenerbah­çe’nin girişimlerine bırakılamaz. Konu uluslararası birçok anlam içeriyor. Dolayısıyla Dışişleri Ba­kanlığı tarafından da muhatapla­rıyla görüşülmesinde yarar var. Sonuç alınamaz ise konunun Av­rupa İnsan Hakları Mahkemesi­ne taşınması ayrı bir önem taşıyor.

Konu hakkında bir kamuoyu baskısı yaratmak gerekir. Bura­da yalnızca Fenerbahçeliler değil tüm sporseverler destek verme­li. Bu destek, Türkiye ile de sınır­lı kalmamalı. Özellikle Avrupa’da yaşayan Türkler Avrupa Futbol Şampiyonası’nda gösterdikleri birliği bu konularda da gösterme­liler. Yunanistan’da “Türk” keli­mesi her zaman sorundu. Burada­ki Türk azınlığı “Müslüman” azın­lık olarak tanımlıyorlar. Bu olayla birlikte Batı Trakya ifadesinin de kullanılmasının sorun olduğunu öğrenmiş olduk. İşin ilginç yanı 40 yıla yakındır faaliyet gösteren “Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tah­silliler Derneği”nin resmi varlı­ğının Yunanlı makamlarca sorun olarak görülmemesi.

O zaman korku Fenerbahçe mi? Tabii ki Yunanistan’ın güvenliği­ne değil. Ancak dünyada Fener­bahçelilerin oluşturabileceği ka­muoyundan ben olsam tedirgin olurum.

Tüm yazılarını göster