Yunanistan'ın işi zor. Neden zor?
Kesin olmayan bilgilere göre bütçe geliri 100 milyar dolar, gideri 40-50 milyar dolar.
Bütçe açığını kapatması için Euro ile 2010'da borçlanması gerekiyor.
Bitmedi. Dıç borçları nedeniyle 2010'da 50 milyar Euro ödemesi gerekiyor..
Diyelim ki dış borç ödemeleri ertelendi.
İyi de, bütçe açığını nasıl kapatacak?
Bütçe açığını kapatmak için 35-40 milyar Euro'yu nereden bulacak?
Hadi bu yıl buldu diyelim. Gelecek yıl ne yapacak?
Çözüm öncelikle bütçe açığının kapatılması. Ama bütçe açığı bugünlerde sözü edilen tedbirlerle 3 yılda kapatılamaz ki?
Kamu personelinin, Başbakan'ın, bakanların maşının dondurulması, emeklilik yaşının 63'ten 65'e çıkarılması, 35-40 milyar Euro (4-50 milyar dolar) bütçe açığının kapanmasını sağlayamaz ki.
Yunanistan'da tasarruf oranı yüzde 15 dolayında. Açık anlatımıyla halkın tüketimi yüksek. İthalat 61 milyar dolar, ihracat 18 milyar dolar. Ülkenin yaklaşık 40 milyar dolar cari açığı (bizim döviz açığı diye adlandırdığımı açığı) var.
İyi de AB'nin babaları Fransa ve Almanya Yunanistan'a nasıl yardım edecek. Tekrar edelim, en kolayı borçları ertelemek. Ama, bütçe açığı ve cari açığı her yıl nasıl kapatacaklar.
Açıklar 5-10 milyar Euro olsa kolayı bulunur. Dertli ülke sadece Yunanistan olsa kolayı bulunur. Sırada İspanya, Portekiz var.
Bu gelişemelerden bize ne diyemeyiz. AB pazarı bizim en büyük pazarımız. (1) AB pazarının canlı olması gerekir. (2) Euronun değer kaybetmemesi gerekir.
Bizim ihracatçımızın girdileri dolar ile satışı Euro ile gerçekleşiyor. Dolar yükselir, Euro düşer ise ihracatçı zarar ediyor.
Ama bizim yapabileceğimiz bir şey yok. Dışarıdan olan biteni seyredeceğiz ve bizi üzmemesi için gelişmeler karşısında akıllı pozisyonlar almayı bileceğiz.