Yunanistan vakası: Tradeji komediye dönmek üzere

Şant MANUKYAN Ekofobi dunyaweb@dunya.com

Yunanistan konusu sanki kupon faizi (yüzde 3.0- yüzde 4.0) üzerinde anlaşamadıkları için çözülmüyor gibi görünse de aslında farklı dinemikler söz konusu. Konunun gelişimine baktığımızda krizin ilk günlerinde (PSI diye adlandırılan) çözüme özel sektörün katılımı tamamen gündem dışındaydı. Ardından "Bu işten kar edecek olan özel sektördü zarara da ortak olmalılar" düşüncesi ise sadece  Yunanistan vakası ile sınırlı olmak kaydı ile PSI konusu gündeme geldi.

Bir nokta çok önemli, 21 Temmuzdaki "PSI şu alternatiflerle yapılabilir" açıklamasına kadar  X sayıda banka ve hedge fon o güne kadar süre gelen Yunanistan dinamikleri ile tahvillere yatırım yapmış veya pozisyonlarını kapatmıştı. Ancak bu açıklama yapıldıktan hemen sonra yeni ve çoğu muhtemelen banka değil hedge fon olan Y sayıda yatırımcı Yunan tahvillerine girdi. Neden? Çünkü dökümanda da belirtildiği üzere bu PSI ile direk bir traş yerine NPV (indirgenmiş değer)  üzerinden bir indirime gidiliyordu. Bunu gören Hedge fonlar 100 üzerinden 35le işlem gören tahvilleri alıp bunları yüzde 80 npvli bonolarla swaplamak için piyasaya girdi.

Ancak Avrupalıların bu oranın yetersiz olduğunu kabul etmek zorunda kalmaları nedeni ile ekim ayında yeni bir plan oluşturuldu. Bu kez daha net bir adımla 100 nominal  üzerinden 50%lik bir traş gündeme geldi. Bugün tartışma konusu olan kupon faizleri prensip olarak Yunanistana verilen destek paketindeki faiz oranlarından daha yüksek olamayacağından npv olarakta bu oran 70-60% aralığına düşüyor.

Dolayısı ile yukarıda söylediğim rakamlardan Yunan tahvili alan Hedge fonlar için kuponun yüzde 3.5'mi yüzde 4'mü olacağı bu işlemden kar edip etmeyeceklerini direkt olarak ilgilendiriyor. Dahası bu fonlar (ki Avrupalı olduklarını da pek sanmıyorum) CDS taşımaları nedeni ile Yunanlıları ve hatta Euro Bölgesini gönüllü bir traş noktasından uzaklaştırmak için de özellikle çaba gösteriyor. Yunanistan anlaşma sağlanamazsa geriye dönük bir CAC uygulaması (kararın oy çokluğu ile belirlenmesi) ekleyerek ile min yüzde 50 ama uygulamada yüzde 80 çoğunluk onayı alarak istediğini dikte ettirebilir. Ama bu gönüllülük esasına uygun olmayacağından CDS'leri çalıştırabilir. Gelinen noktada bu iş ne Yunanistanın içinden çıkabileceği bir iş ne de sadece Yunanistanla sınırlı kalacak bir iş.Şimdilik 1 Şubatta bir sonuç çıkabileceği beklentisi sürüyor. Çıksa bile borç/GDP dinamiklerini yeterince düzeltmeyeceğinden konu ötelenmiş olacak.

Tüm yazılarını göster