Yunanistan çözülmesi

Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr




Yunanistan meselesi hala gündemdeki yerini koruyor. Ama bu sıralarda Yunanistan masalında bir fark ortaya çıkmaya başladı. Kriz gök mavi- deniz mavi masalını  biraz gölgelemişti. Kriz sürecinde bu gölgeler koyulaştı. Alışılmış Yunan masalı şimdilerde bir korku masalına dönüşmek üzere.
Korku Yunanistan'ın Euro alanını terk etmesi halinde ortaya çıkacak nahoş olasılıklar üzerine inşa ediliyor. Hatta daha da ileri gidip Euro dışına çıkan Yunanistan'ın Avrupa Birliği içinde kalmakta da zorlanacağını, bir süre sonra Birliği de terk etmek durumunda kalacağını, dolayısıyla  Yunan  krizinin  neden  olacağı  hasarın ilk belirlenenin de ötesine geçeceğini düşünenler de var.

Başından beri Yunanistan sorunun temelli bir kopuşa neden olmadan çözüleceğini düşündüm.

Konuşma ve yazılarımda bu görüşü savundum. Bunu da öyle kafadan atma bir senaryo dürtüsüyle yapmadım. Gelişmeleri gözleyerek, irdeleyerek, olası maliyetleri hesaplayarak  böyle bir sonuca ulaştım.

                                             *                       *                     *

Olası bir Yunan çözülmesinin öncelikle Yunanistan'ın kendisine büyük bir maliyet yükleyeceği görülüyordu. Büyük bir üretim ve istihdam kaybı olacağı, milli varlık ve servette çok ciddi bir gerileme yaşanacağı hesaplanıyordu. Ne kadar dizginlenmeye çalışılsa da, böyle bir gelişmenin, özellikle Avrupa coğrafyasında ağır dozlu bir  bulaşıcılık yaratacağını, Yunan çözülmesinin öteki ülkeleri de etki altına alacağını görmek için de kahin olmak gerekmiyordu.  Avrupa'ya bulaşan Yunan çözülmesinin dünyayı da etkilemesi kaçınılmazdı.

Bütün bunları bir araya getirince Avrupa Birliği'nin olası bir Yunan çözülmesinin ardından sökün edecek sorunların bedelini ödemeye yanaşmayacağı kanısındayım. Birliğin böyle bir bedel ödemektense  tek bir Yunan sorununu çözmenin maliyetine katlanmayı tercih edeceğini düşünüyordum.

Aslında bu düşüncemi doğrulayan adımlar da atıldı. Avrupa Birliği (IMF'yi de yanına alarak) Yunanistan için kurtarma paketlerini devreye soktu.  Borçların vadeleri uzatıldı. Zorlanan bankalara kaynak enjekte edildi. Yunanistan'ın birikmiş borçlarının önemli bir kısmının tıraşlanmasına, yani kısmi bir borç ödememe (default) durumuna rıza gösterildi.

AB bütün bunların bedelini ödedi. Karşılığında da Yunanistan'ın bir kemer sıkma programını uygulamaya başlaması şartı koşuldu. O sıralarda iktidarda olan Yunan siyasetçiler böyle bir programın altına imza attılar. Ben de bu gelişmelere bakarak Yunan sorununun vahim bir sonuç üretmeden çözüleceğini söyleyip, yazmaya devam ettim.  

                                              *                *                *

Aslına bakarsanız bu gün itibariyle de bu düşünce çizgimi sürdürüyorum. Yunan sorununun ekonomik yönünün çözülmüş olduğunu düşünüyorum. Ama bu çözümün artık işe yaramayacağından kuşkulanıyorum.  Zira, ekonomide çözülenin siyasette yeniden problem haline getirilmeye başlandığını görüyorum. Son seçimlerin ardından ortaya çıkan siyasi tıkanma Yunanistan'ı yere serecek gibi bir görüntü veriyor.  

Küresel krizin sonu tam ve net olarak görülmeden dayatılmaya başlanan kemer sıkma politikalarının siyasi ve toplumsal gerilimler yaratığı biliniyor. Ben de buna çok kez işaret ettim.  Sonuç alabilmek için bu gerilimlerin düzgün biçimde yönetilmesi, ileriye dönük beklentilerin olumlu yönde yeniden biçimlendirilmesi gerekir. Bunun çaresi de güçlü ve güven  veren  iktidardır.

Yunan seçimlerinin bunun tam tersi bir sonuç ürettiği söylenebilir. Seçimin ortaya çıkarttığı siyasi tablodan, bırakın güçlü ve güven veren iktidarı bir yana,  bir iktidar dahi çıkmadı. Seçimlerin hızla yenilenmesi üzerinde varılan uzlaşmanın da seçim sonucu ortaya çıkan koyu belirsizlik ve güvensizlik iklimini yatıştırmakta yetersiz kaldığı anlaşılıyor.

Siyasi yetersizliğin ilk sonuçları da ortaya çıkıyor zaten. Yunanistan'da bir çözülmesinin artık kaçınılmaz hale geldiğini düşünen yerli ve yabancı aktörlerin Yunanistan'ı terk etmeye başladığı görülüyor. Kaçışın ilk günlerinde Yunan banka sistemindeki mevduatta bir çözülme olduğu, mevduatın yüzde 20 sinin yurt dışına taşındığı anlaşılıyor. Güven tazelenmediği takdirde kaçışın katlanarak devam edeceği ve giderek öteki ülkelere de bulaşacağı öngörülüyor.

Mevcut  koşullarda gerekli güveni Avrupa Birliği verecektir. Birlik  (ve tabii Merkel) bunun bir yolunu bulamazsa artık Yunanistan'ı ben bile kurtaramam.
 

Tüm yazılarını göster