Yükselen Asya, İpek Yolu'nu canlandırıyor

DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN didem.eryar@dunya.com


Dünya ekonomisinin yeniden yapılanması ve Asya ekonomilerinin büyümesi Körfez'e yaradı. Asya ve Ortadoğu arasındaki ticaret son on yılda yüzde 700 artarken, Körfez küresel iş merkezi olmaya hazırlanıyor.  
Batı ekonomilerinin içinde bulunduğu zor durum ve Asya'nın hızlı yükselişi karşısında, Ortadoğu küresel iş dünyasının yeni merkezi olmaya soyunuyor.
Asya ve Ortadoğu arasındaki ticaret son on yılda yüzde 700 oranında artış gösterdi. Ortadoğu toplam ticaretinin yüzde 50'sini Asya ile gerçekleştiriyor. Bu rakamlar İpek Yolu'nun yeniden canlandığının somut göstergesi.  
Bundan bir süre öncesine kadar Ortadoğu'ya sadece turistlik amaçlarla giden Asyalı iş adamları, son dönemlerde petrol zengini körfez ülkeleri ile yakından ilgileniyorlar. Bölgeye en fazla ilgi gösteren ülkelerin başında Güney Kore geliyor. Son olarak Güney Koreli Electric Power Corp., Abu Dhabi'de 30 milyar dolarlık dört adet nükleer santral kurmak için anlaşma imzaladı.
Yatırımcılara göre bölgedeki zenginliği yönetmek bile önemli bir gelir kaynağı. Son yıllarda Kuveyt ve Katar devlet fonları Çin bankalarının gerçekleştirdiği halka arzlara 9 milyar dolar akıttı. Abu Dhabi'ye ait önemli bir fon olan Mubadala, Malezyalı bir kamu şirketi ile 8 milyar dolarlık ortaklık imzaladı.  
Ticaret yüzde 700 arttı
International Herald Tribune raporuna göre Seul ve Abu Dabi'de ofisleri bulunan Güney Koreli Daewon Danışmanlık Hizmetleri geçtiğimiz yıl Birleşik Arap Emirlikleri ve diğer Körfez ülkelerinden 120 şirket sahibi ve yöneticiyi Güney Kore'ye getirdi.
Asya ve Ortadoğu arasında arabuluculuk görevi üstlenen girişimcilerin sayısı da hızla artıyor.
Emlak sektörüne yönelik işbirliklerinin ön plana çıktığı bu hızlı trafik, yüzyıllara dayanan İpek Yolu bağlantısının yeniden canlandığına işaret ediyor.
Yüzyıllar önce Çin'den başlayıp Avrupa'ya uzanan dünyaca ünlü bu ticaret yolu, batının zenginleşip, Çin'in fakirleşmesi ile seneler içinde yok olup gitti. Fakat bugün yaşanan küresel gelişmeler, Ortadoğu'nun, özellikle de Körfez bölgesinin, yeniden Asya ile yakınlaşmasına yol açıyor. Dubai'daki Citi Ortadoğu Baş Ekonomisti Farouk Soussa, 2000-2010 yılları arasında Ortadoğu ile Asya arasındaki ticaretin yüzde 700 oranında artış gösterdiğini ve bölge ticaretinin yarısından fazlasının Asya ile yapıldığını ifade ediyor.
Körfez, Asya'da stratejik kumar oynuyor
Asya ve Ortadoğu arasındaki ticarette yaşanan patlama, yatırımların artmasına olduğu kadar, siyasi ve kültürel bağların da gelişmesine neden oluyor.
IHT raporuna yorumda bulunan Washington merkezli danışmanlık şirketi PFC Energy ortağı Raad Alkadiri, "Körfez bölgesi, Asya'da stratejik bir kumar oynuyor. Körfez ülkeleri, ekonomilerini Asya ile yakınlaştırmayı ümit ediyorlar. ABD artık stratejik odak noktası değil. Dolayısıyla Körfez ülkeleri, kendi bölgelerinde yaşadıkları güvenlik boşluklarını kapatmak için Asyalı devlere yöneliyor olabilirler" diyor.
Eğer bölgede kumar oynanıyorsa, bu kumarın sonunun ne olacağını zaman gösterir. Asya'daki büyüme aynı hızla devam etmezse, Körfez ülkelerinin tavrı ne olur? Ya da Körfez liderleri petrol fiyatlarında yaşanan yükselmeyi fırsata çevirmeyi başarabilirler mi?
BAE'nin hedefi yol üzerindeki en önemli kavşak olmak
Rapora göre, İpek Yolu'ndaki trafik artışının en fazla bilincinde olan ülkelerden birisi Birleşik Arap Emirlikleri. BAE, yol üzerindeki kavşaklardan biri olmanın sunacağı fırsatların son derece farkında. Öyle ki, Dubai Uluslararası Finans Merkezi Baş Ekonomisti Nasser H. Saidi, Ortadoğu ekonomilerinin Çin'in küresel arz zincirine entegrasyonunda BAE'nin kilit rol üstlendiğini düşünüyor. BAE'nin ticaret ve finans merkezi olan Dubai, Çin hükümetine ve Çinli  şirketlere çoktan kırmızı halıyı sermiş durumda. Hedef, Çin'in Ortadoğu ile iş ilişkilerinde merkez konumunda olmak. Dubai, uzun bir zamandır ticaret altyapısına da önemli yatırımlar yapıyor. Dünyanın en büyük limanlarından biri olan Jebel Ali Limanı'nın aynı zamanda dev bir havaalanı da mevcut.
Asya ve Körfez'i yapıştıran tutkal, petrol
Nasser H. Saidi'ye göre, Körfez'in Asya stratejisi işe yarıyor. Dubai'de birkaç yıl öncesine kadar neredeyse sıfır olan Çinli nüfus, son bir kaç yıl içinde 150 bine ulaştı. Bu oran bölge nüfusunun yüzde 8'ine denk geliyor. Dubai'deki Çinli şirketlerin sayısı ise 2 bine ulaşıyor.
IHT raporunda yer alan ilginç bir yorum ise şöyle: "Dubai'nin modern zamanların kervansarayı olma yönündeki çabalarına rağmen, Asya ve Körfez'i birbirine yapıştıran tutkal Suudi Arabistan, Katar ve Abu Dabi'den gelen petrol ve gaz." Bunun nedeni ise, Körfez petrolünün büyüyen Asya ekonomilerini besliyor olması.
2010 yılında Suudi ham petrol ihracatının yüzde 55'i Uzak Doğu'ya giderken; sadece yüzde 16'sı ABD'ye, yüzde 4'ü de Avrupa'ya gitti.
Geçtiğimiz Şubat ayında, Çin'in günlük petrol ithalatı yaklaşık 1.4 milyon varil olarak gerçekleşti. Bu oran beş sene öncesine oranla üç kat daha fazla ve Suudi petrol üretiminin yüzde 15'ine denk geliyor.
Asya ekonomilerinin büyümesi Körfez'e yaradı
Dubai merkezli HSBC'nin Ortadoğu Baş Ekonomisti Simon Williams, petrol üreten bölge ülkelerinin petrol ihracatının 2012 yılında 750 milyar dolara ulaşacağını kaydediyor. Williams'a göre, Kuveyt, Suudi Arabistan ve Abu Dabi gibi başlıca devlet fonlarının kasasındaki para toplamda 1.5 trilyon dolara ulaşıyor.
"Dünya ekonomisinin yeniden yapılanması ve Asya ekonomilerinin büyümesi Körfez'e yaradı" diyen Williams, "Bölge hiçbir zaman bu kadar zengin olmamıştı" yorumunda bulunuyor.
Bu açıdan bakıldığında Suudi Arabistan'ın en büyük petrol şirketi Saudi Aramco'nun doğuya dönmesi ve 2010 yılı mayıs ayında yönetim kurulu toplantısını Pekin'de yapması şaşırtıcı değil.
 

Tüm yazılarını göster