Yoğurdum ekşi diyebilmek bir meziyettir

Dr. Uğur TANDOĞAN NOT DEFTERİ tandogan2007@gmail.com

Yoğurt meselesi

Zaman zaman bu tür kaçamaklar yapmalı insan. Ama kaçamak da dört dörtlük olmalı. Yaptığınıza değmeli. Örneğin, kaçamağın adı "İskender kebap" olunca salçası, tereyağı, pidesi ve yoğurdu eksik olmamalı. Böyle bir hayal ile gitmiştim o kebapçıya. Evet et  güzel pişmişti; tabağın tabanına döşenmiş pide pişkindi; etin üstüne konmuş tereyağlı domates sosu da tam kıvamında idi. İskender kebap kaçamağı nerdeyse mükemmel olacaktı. Ancak yoğurt  su koyvermişti, ekşi idi. Yoğurt, ihanet etmiş, takım oyununu bozmuştu. Ama bu durumda yapacak fazla bir şey yoktu.

Kebabçının yeri ufaktı. Tüm müşteriler çok samimi biçimde yakın yakın oturmuştuk. Bu nedenle, karşı masaya yeni gelen müşteri bayanın verdiği siparişi tüm detayı ile duyabildim. Bayan "İskender, ama yoğurdu ayrı tabakta olsun, biraz da fazla olsun" dedi. Garson hemen ince hesaba girdi. "Kebaba koyduğumuz yoğurt miktarı standarttır. Ondan fazla istiyorsanız size bir porsiyon yoğurt getireyim" dedi. Yoğurttan dili yanmış bir müşteri olarak bu bayan müşteriye karşı doğal bir empati duydum; doğruları dile getirme zorunluluğu hisssettim. "Afiyet olsun, ama söylemeden edemeyeceğim; yoğurtları ekşi" dedim. Bayan müşteri mesajı aldı ve siparişini hemen düzeltti. "Ben o zaman yoğurt  almayayım" dedi.

Garson da mesajı alıp hemen itiraz etti. "Yoğurt ekşi değil. Yoğurdumuz doğal.  Bize özel geliyor" dedi.  Garson "Yoğurtta koruma maddesi yok" demek istiyordu. Ama öykünün sadece bir kısmını, doğal kısmını yakalamıştı. Bu nedenle de, doğal olarak, yoğurdumuz doğal diyordu. Katkı koruma maddesi olmayınca yoğurt daha çabuk ekşiyordu. Garson bu kısmı bilmiyordu. Garson yoğurdu korumaya devam etti.  "Yoğurdumuz her gün Sapanca'dan geliyor,  tazedir" dedi. Ama bütün bu söyledikleri bir gerçeği ortadan kaldırmıyordu. Yoğurt ekşi idi. Yan masadaki müşteri de lafa karışma gereği duydu. "Evet, yoğurt ekşi" dedi. Garson daha fazla bir şey söyleyemedi.

Üçümüz birbirimize baktık. "Bayan bilgi için teşekkür ederim. Ama gördünüz mü? Garson nasıl savundu yoğurdunu" dedi. Ben de  "Evet, kimse yoğurdum ekşi demiyor" dedim. Yan masadaki müşteri büyük bir buluş yapmanın heyecanı içinde "Böyle bir atasözü de vardır" dedi.Ben de "Evet,  vardır" diye geçiştirdim olayı.

Yemek sonunda kasada hesabı öderken patrona " Her şey çok güzeldi. Ancak yoğurdunuz ekşi" dedim.Patron hemen savunmaya geçti " Ekşi değil, tadı değişik. Katkısız, doğal yoğurt.İlk kez tadanlar ekşi sanıyor, ama değil. Sapanca'dan günlük geliyor". Garsonun öyküyü kimden aldığı ortaya çıkmıştı. 

Yeni moda (!)

Yıllar önce, öğrenci iken  bir kadife pantolon almıştım.  Ama pantolonu üstümde  denememiştim. Eve getirince giydim. Baktım pantolonda bir tuhaflık var. Annem "Bunun sol paçası yanlış dikilmiş" dedi. O zaman durumu  anladım. Yanda olması gereken dikiş önde görünüyordu. Ertesi gün pantolu satın aldığım yere götürdüm. Kapıdaki adam "Buyrun" dedi.  Ben de "Dün bir pantolon almıştım. Sol paçası yanlış takılmış, çarpık". Dışardaki adam "İçeriye götürün, değiştirsinler" dedi. İçerdeki adam sanki beni bekliyordu,buyrun dedi. "Dün sizden bir pantolon almıştım. Sol paçası.." diyecek oldum. Satıcı "Sol paça öne çekiyor değil mi? Abi, bu yılki moda öyle; çekmesi normal" . Adam , hatayı moda diye yutturmaya çalışıyordu.  Tartışacak değildim, "Ben biraz tutucu bir adamım. Eski moda bir şey alayım" dedim. Pantolonu değiştirdiler.

Bir yorum

Şimdi doğallık modası çıktı. Çağa  ayak uydurma becerisi yüksek (!) esnafımız bunu hemen kullanmaya başladı. Örneğin, pazardaki uyanık esnaf çürük çarık meyvaları sebzeleri "Doğal bunlar, hormonsuz" diye pazarlıyor. Ya da  yukarıdaki öyküde anlattığım gibi, yoğurdun ekşiliğini "doğallık" ile sıvamaya çalışıyor. Yıllar önce de moda diyerek yanlış dikilmiş pantolonu yutturmaya çalışanlar da vardı.

Eskiye göre köylü kurnazlığının, kasaba uyanıklığının pek geçerli olmayacağı bir çağda yaşıyoruz. ("Sözüm Meclisten dışarı" (!)). Müşteri  daha bir bilinçli, iletişim çok daha hızlı. Bu çağda sunulan ürünün ve hizmetin kusursuz olması gerekiyor. Ancak ne kadar uğraşsanız da, elinizde olmayan nedenlerle  hata olabilir. O zaman da hatayı kabul edebilmelisiniz. Müşteri ilişkisi uzun dönemli bir ilişkidir. İlişkinin kalitesini bozmamak, güvenirliği yitirmemek için müşteriye her zaman dürüst olmak  zorundasınız. Bu gerçek her tür ilişki için geçerlidir. Unutmayınız ki, yoğurdum ekşi diyebilmek bir meziyettir.

Tüm yazılarını göster