Yıllık TÜFE ocak sonunda yüzde 6'nın altına bile inebilir

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

TÜFE, aralık ayı gerçekleşmesiyle herkesi ters köşeye yatırdı. Gıda maddelerinde kasım sonuna kadar yaşanan hızlı artışın aralıkta yavaşladığına dönük işaretler vardı ve bu sayede yıllık gerçekleşmenin, Merkez Bankası'nın tahmini olan yüzde 8.9'un altında kalabileceği, bizzat Başkan Erdem Başçı tarafından açıklanmıştı. Başçı haklı çıktı, çünkü aralıkta gıda maddelerinin fiyatı hiç artmadı. Ama iki sektördeki hareket belli ki pek hesaba katılmamıştı.

Aralık ayında giyim ve ayakkabı grubunda yüzde 3.71, ulaştırma grubunda ise yüzde 1.78'lik gerileme yaşandı. Giyim ve ayakkabıdaki bu gerileme TÜFE'yi 0.26 puan, ulaştırmadaki gerileme 0.27 puan aşağı çekti. Ulaştırmanın TÜFE'yi daha çok etkilemiş olması, toplam içindeki ağırlığının yüzde 15.54 olmasından kaynaklandı. Giyim ve ayakkabının ağırlığı ise yüzde 7.17 düzeyinde bulunuyor.

Düşüş öne alınmış oldu

Tüketici fiyatlarındaki yıllık oranın ocak ayı sonunda hızlı bir düşüş göstereceği zaten beklenen bir durumdu. Bunun nedeni de geçen yılın ocak ayında yüzde 1.98 gibi sıra dışı bir artış yaşanmış olmasıydı. Bu yılın yüzde 9 dolayında kapatılacağı, ocak sonunda ise yüzde 7.5-8.0 arasına inileceği bekleniyordu. 

Ama düşüş, üstelik çok daha keskin bir biçimde bir ay erken gerçekleşti. Aralık ayında fiyatların tahmin edilmeyen bir şekilde yüzde 0.44 gerilemesiyle yıllık gerçekleşme yüzde 8.17'ye indi.
OVP'deki yüzde 9.4'lük enflasyon tahmini tutmadığı için hükümeti ve yüzde 8.9'luk tahmini tutmadığı için Merkez Bankası'nı eleştirmenin haksızlık olduğunu düşünüyoruz. Aralıkta giyim ve ayakkabıdan gelen katkı da, petrolün katkısı da pek öngörülemezdi. Hele hele bu tahminlerin ortaya konulduğu birkaç ay önce. Ama ortada bir gerçek var ve yıl yüzde 8.17 ile kapatıldı.

Ocak ayında giyimde benzer bir düşüş olacağı pek sanılmıyor. Ama ulaştırma grubunda petrol kaynaklı gerileme devam edecek, ediyor da nitekim. Gıda maddelerinin fiyatında aralıkta hiç artış olmadı ve bu da büyük ölçüde Rusya'ya olan ihracatın sekteye uğramasına bağlandı. Fiyatları olumlu etkileyen, üreticiyi ise mağdur eden bu durum da sürüyor. 

Dolayısıyla bu yılki fiyat hareketini etkileyecek ulaştırma ve gıdadaki bu tablo ve geçen yılın ocak ayındaki çok yüksek artışın yaratacağı olumlu baz etkisi dikkate alındığında, ocak sonu itibariyle çok düşük bir oranın bizi beklediğini söyleyebiliriz. Ay sonuna kadar olağandışı gelişmeler yaşanmadığı takdirde, ocak sonu itibariyle yıllık enflasyonu yüzde 6 dolayında, hatta bu düzeyin altında görme olasılığımız bile var.

Özellikle petroldeki fiyat düşüşü ile diğer mal ve hizmetlerde yaşanabilecek artışlar birbirini götürür ve ocak ayında fiyatlar sabit kalırsa yıllık enflasyon yüzde 6.1'e gerileyecek demektir. Ocak ayında fiyatların yüzde 0.2 dolayında gerilemesi halinde ise yıllık enflasyon yüzde 6'nın altına inecektir.

Tüm bu varsayımlar gerçekleşmez ve hani olur ya ocak ayında fiyatlar yüzde 1 dolayında artar, o durumda bile yıllık enflasyon yüzde 7.1'e gerileyecektir. Bu da, aralık sonuna göre yıllık oranda 1 puanı aşkın bir geri çekilme anlamına gelecektir. Ocakta yüzde 1 gibi bir artış da pek beklenmediği için ocak sonu itibariyle yıllık enflasyonun yüzde 6.5 dolayında gerçekleşmesi en makul senaryo gibi görünmektedir.

Merkez'e baskı artacak

TÜFE'nin aralık ayında yüzde 0.44 gerilemesi ve yıllık oranın yüzde 8.17'ye inmesi, bu ay sonunda da yıllık bazda yüzde 6'lara inileceğinin görülmesi Merkez Bankası üstündeki "Faiz indir" baskısını mutlaka artıracaktır. Ama Merkez Bankası faizle ilgili bir karar verirken üç değil, beş kere düşünmek durumundadır artık.

FED'in faiz artırmasına şunun şurasında iki çeyrek bile kalmamış görünürken, Merkez Bankası'nın faizleri göstermelik de olsa aşağı çekmeye kalkışmasını çok yanlış bulanlar da çıkacaktır; "Faiz, enflasyon bu kadar düşmüşken indirilmeyecek de ne zaman indirilecek" diyen de çıkacaktır.
Faizi indirmek iyidir, hoştur da, birkaç ay sonra yeni bir artışa gitmek durumunda kalmanın yaratacağı olumsuzluk çok daha olumsuz bir algı oluşmasına yol açabilecektir. 

Merkez Bankası bu yılın ilk Para Politikası Kurulu toplantısını 20 Ocak'ta yapacak. O toplantıya girilirken eldeki yıllık enflasyon yüzde 8.17. Merkez Bankası bu enflasyonu dikkate alarak faizi indirir mi, bilinmez.

Para Politikası Kurulu'nun bir sonraki toplantısı 24 Şubat'ta. Bu toplantıda ise eldeki enflasyon muhtemelen yüzde 6.5 dolayında olacak. 
Merkez Bankası normal koşullarda yıllık enflasyonun hızla gerileme eğilimi gösterdiği, hele hele yüzde 6'larda oluştuğu bir ortamda faizleri gözü kapalı aşağı çekebilirdi. Ama şu FED yok mu FED! 
 

Tüm yazılarını göster