Yıllık ithalat 165 milyarı gördü 2010 sonunda 185 milyarı bulur

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Aylık gerçekleşmeler de önemli tabii ki, ama büyük fotoğrafa bakabilmek açısından bazı verileri yıllık bazda değerlendirmekte sonsuz yararlar var. Bu verilerden biri de dış ticaret rakamları. İhracat ya da ithalatın bir aylık sert iniş veya çıkışı aslında öyle çok da önemli değil. Genel eğilimin yönü daha büyük önem taşıyor. Bu genel eğilimi görebilmek için de, dönemsel verilere, daha çok da yıllık bazdaki verilere ve gidişata bakmak gerekiyor.

Türkiye İstatistik Kurumu son olarak temmuz ayının dış ticaret verilerini açıkladı. Her ne kadar ihracatla ilgili olarak Türkiye İhracatçılar Meclisi ağustos rakamını açıklamışsa da, resmi ve dikkate alınması gereken verinin TÜİK'in verisi olduğunu, ayrıca ihracatı ithalatla birlikte değerlendirebilmek açısından TÜİK verilerine bağlı kalmanın zorunluluğunu vurgulamak durumundayız.

İhracat-ithalat makası açılıyor

Temmuz sonu itibariyle yıllık ihracat 109.8 milyar dolar düzeyinde bulunuyor. Buna karşılık aynı tarihteki yıllık ithalat 165 milyar doları aşmış durumda. Temmuz sonundaki yıllık ticaret açığı 55.3 milyar dolar; ihracatın ithalatı karşılama oranı ise yüzde 66.5 düzeyinde.

Aylık gerçekleşmelerden de kolaylıkla izleniyor; ihracatın artış hızı, ithalatın artış hızının çok gerisinde kalıyor. Bu yüzden de ticaret açığı her geçen ay hızlanarak artıyor.

Son ayların eğilimleri, 2010 yılı ihracatının 115 milyar dolar civarında gerçekleşebileceğini ve en fazla 120 milyar dolara çıkılabileceğini gösteriyor.

2010-2012 dönemine ilişkin orta vadeli programda öngörülen 2010 yılı ihracatı 107.5 milyar dolardı. Bu düzey mayıs ayında aşıldı.

İhracat yıllık hedefi aştı ve yılsonundaki gerçekleşme hedefin üstünde olacak gibi görünüyor; ama asıl sapma ithalatta. Orta vadeli programa göre 2010 yılı ithalatı 153 milyar dolar olacaktı. Oysa ithalat yıllık bazda bu yıl nisanda 155 milyar dolara ulaştı, temmuz sonunda ise 165 milyar doları buldu. İthalat, son aylardaki temposuyla 2010 yılını 180-185 milyar dolar arasında tamamlayacağa benziyor.

İthalatın 180-185 milyar dolara ulaşması, ihracatın 115 milyar dolar civarında gerçekleşmesiyle 2010 yılı 65-70 milyar dolarlık bir ticaret açığıyla kapatılmış olacak. Oysa orta vadeli programdaki öngörülere göre 2010 yılı dış ticaret açığı 45.5 milyar dolarda tutulabilecekti.

2011 ve 2012 hedefleri de saptı

Dış ticarette gelinen düzey, özellikle ithalat ayağıyla 2011 ve 2012 hedeflerinin de şimdiden anlamını yitirdiğini gösteriyor. Orta vadeli programa göre bu yıl 153 milyar dolar olarak beklenen ithalat 2011'de 168, 2012'de ise 187 milyar dolar düzeyinde gerçekleşecekti. Oysa 2012 için öngörülen 187 milyar dolara bu yıl ulaşılacak ya da çok yaklaşılacak.

Böylece, orta vadeli programdaki hedeflerin ne kadar "sağlıklı" ve "isabetli" belirlenmiş olduğu da ortaya çıkmış oluyor.

Dış ticaret kaynaklı olmak üzere cari işlemler dengesine ilişkin hedefte de büyük sapma var. Orta vadeli programa göre cari açık bu yıl 18 milyar dolar olacaktı. Oysa daha yılın ilk yarısındaki cari açık yaklaşık 21 milyar doları buldu; haziran sonu itibariyle yıllık açık da 27 milyar doları aştı.

Babacan ne demek istedi?

Merkez Bankası, Türk Lirası'nın değerli kalmasına yol açtığı, bu durumun da ihracata sekte vurduğu ve ithalatı cazip hale getirdiği gerekçesiyle hep eleştirildi. Merkez Bankası'na yönelik eleştiri okları ihracatçılar tarafından yöneltildi; bu eleştirilere çoğu kez dış ticaretten sorumlu bakanlar da katıldı. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ise hep Merkez Bankası'nın yanında durdu. Ancak, Babacan'ın geçen hafta sonu Ege Bölgesi Sanayi Odası'nın düzenlediği iftar yemeğinde yaptığı konuşmada satır aralarına sıkışan bazı ifadeler, "Babacan da örtülü biçimde Merkez Bankası'ndan kuru yükseltecek adımlar atmasını mı istiyor" yorumlarının yapılmasına yol açtı.

Babacan konuşmasında serbest kur rejiminden çıkmanın ülkeyi felakete götüreceğinin altını bir kez daha çizdi; ancak serbest kur rejimi içinde de yapılabilecek çok şeyin bulunduğunu dile getirdi. Babacan şöyle devam etti:

"Merkez Bankamızın dalgalı kur kapsamında kalarak yapabileceği şeyler var. Bunları da yapıyor genelde. Rezerv yönetimi, finansal istikrar adına yapıyor. Şu anda biliyorsunuz günlük ortalama 60-70 milyon dolar alım yapıyor. Bunu alırken kuru yükselteyim diye yapmıyor.  Merkez Bankamızın rezervi düşük, bu bir gerçek. Türkiye'nin şu anda bir cari açığı var. Önümüzdeki bir yıllık dönemde dış ödemelerine bakacak olursak özel sektör ve kamuda 100 milyar dolarlar civarında dolaşan bir rakam bu. Bir yılda 100 milyar dolar dış ödemesi olan bir ülkenin elinde 75 milyar dolar Merkez Bankası rezervi az. Merkez Bankası ne yapıyor rezervini desteklemek için, alım yapıyor. Daha fazla alsın denebilir. Ama hepsinin dengesi var. Daha fazla alınırsa piyasaya daha fazla TL sürmek zorunda. Piyasaya sürülen TL'nin nereye gideceğini kim nasıl kontrol edecek? Likidite fazlalığı piyasada nasıl yan etkilerde bulunacak? Bunun hesapları var. 

Merkez Bankası, Türkiye Cumhuriyeti'nin Merkez Bankası, başka bir ülkenin değil. 'İthalat artsın, ihracat azalsın, ihracatçıyı zor duruma sokayım' diyen bir Merkez Bankamız kesinlikle olamaz. Merkez Bankası'nın önceliği istikrar. Genel istikrarı riske atıp da yeter ki kur şöyle olsun diye bir yola girersek, inanın sonunda hepimiz zarar ederiz."

Her ne kadar istikrar vurgusu yapsa da, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın dalgalı kur kapsamında yapılabilecekler olduğuna dikkat çekmesi ve Türkiye için 75 milyar dolarlık rezervi düşük bulması, Merkez Bankası'na "rezervini artıracak adımlar at" şeklinde bir mesaj gibi algılandı. Merkez Bankası'nın rezervini artırmasının yolu da belli, döviz alımını artırmak. Babacan, örtülü biçimde bu mesajı iletirken, dengelerin gözetilmesi, istikrardan uzaklaşılmaması gerekliliğinin de altını çizdi.  

Yıllık dış ticaret nasıl seyrediyor? (Milyon dolar)
  İhracat İthalat Ticaret açığı İhracat/ithalat (yüzde)
  2008 2009 2010 2008 2009 2010 2008 2009 2010 2008 2009 2010
Ocak 111.340 129.282 102.093 175.810 194.905 143.333 -64.470 -65.623 -41.240 63,3 66,3 71,2
Şubat 114.761 126.639 101.935 180.454 187.953 146.037 -65.693 -61.314 -44.102 63,6 67,4 69,8
Mart 117.232 123.367 103.679 184.032 181.663 150.535 -68.054 -58.296 -46.856 63,7 67,9 68,9
Nisan 120.283 119.565 105.531 189.002 173.894 155.341 -68.719 -54.329 -49.810 63,6 68,8 67,9
Mayıs 123.613 114.435 107.997 193.373 165.456 159.196 -69.760 -51.021 -51.199 63,9 69,2 67,8
Haziran 126.404 111.000 109.221 198.584 158.480 161.880 -72.180 -47.480 -52.659 63,7 70,0 67,5
Temmuz 130.061 107.461 109.762 203.927 150.776 165.040 -73.866 -43.315 -55.278 63,8 71,3 66,5
Ağustos 132.371 104.237   208.496 144.336   -76.125 -40.099   63,5 72,2  
Eylül 136.125 99.925   211.922 138.936   -75.797 -39.011   64,2 71,9  
Ekim 135.953 100.297   211.237 136.766   -75.284 -36.469   64,4 73,3  
Kasım 134.030 99.804   206.678 137.310   -72.648 -37.506   64,8 72,7  
Aralık 132.027 102.135   201.964 140.924   -69.936 -38.789   65,4 72,5  
Tüm yazılarını göster