Yıllık dış ticaret açığı yazın geçen yılın aynı dönemini aşacak gibi...

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

İhracatın artmasına alışmıştık; ithalatta da sanki geri gidişin sürekli olacağını sanıyorduk. Hiçbir rakamın sonsuz bir şekilde artmayacağını ya da düşmeyeceğini unuttuk. Hele hele Türkiye gibi ekonomik gelişmesi çok büyük ölçüde, hatta neredeyse tümüyle ithalata bağlı olan bir ülke için ithalatın ekonomi biraz kıpırdanır gibi olduğunda bile artacağını adeta hiç hesaba katamadık. 

Her şey ne güzel gidiyordu oysa… İhracat artıyordu, ithalat gerileme eğilimindeydi, daha az ticaret açığı veriyorduk, bu sayede cari açığımız hızla gerilemişti; 2011'de yüzde 10'u bulan cari açığın milli gelire oranı, 2012 için yüzde 6 gibi bir düzeye inmişti. Kesin oranı 2012'nin bugün açıklanacak GSYH verilerini gördükten sonra hesaplayabilecektik; ama gidişat o yöndeydi. 
 
Daha ne isteyebilirdik ki… Dünyada ihracat yapmadığımız ülke kalmamıştı adeta; klasik pazarımız olan Avrupa Birliği'nin payını epeyce aşağı çekmiş, bu pazara olan bağımlılığımızı azaltmıştık. 
 
Cari açığımız düşmüştü; hele hele şu enerji faturası da daha hafif olsaydı, cari açık gibi bir sorunumuz hiç kalmayacaktı.
 
Ama unuttuğumuz, biraz da unutmak istediğimiz bir gerçek vardı. İthalatın, buna bağlı olarak cari açığın küçülmesi, neredeyse tümüyle büyüme hızında ortaya çıkan azalmadan kaynaklanıyordu. 
 
Bu arada yeri gelmişken değinmekte yarar var. Uludağ zirvesinde CNBC-e'nin sorularını yanıtlayan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, 2012 büyümesinin "yüzde 2 küsur" olarak gerçekleştiğini, küsuratı görmek için pazartesiyi (bugünü) beklemek gerektiğini söyledi. 2012 büyümenin başta öngörüldüğü gibi yüzde 4 olmayacağı zaten belliydi. Büyümenin, revize tahmin olan yüzde 3.2'ye ulaşmayacağı da anlaşılmıştı. Babacan'ın "yüzde 2 küsur" olarak ifade ettiği ve bugün açıklanacak olan oran, çok büyük olasılıkla yüzde 2.5'in altında gelecek. 2012 büyümesini yüzde 2.2-2.3 olarak görürsek şaşmayalım.
 
Büyüme hızlanacak
 
Türkiye bu yıl geçen yıldan daha hızlı büyüyecek, bu neredeyse kesin. Eğer yıl içinde çok büyük sorunlarla karşılaşılmazsa, hiç hesapta olmayan engeller çıkmazsa görünen bu. Zaten büyümedeki hızlanmanın emareleri de yok değil. 
 
Ortada somut başka hiçbir gösterge olmasa bile ithalatı izlemek bir fikir veriyor. Eğer ithalatta, petrol ve doğalgaz gibi enerji kalemlerinden kaynaklanan fiyat artışına bağlı olmayan bir artış yaşanıyorsa, bu durum çok büyük olasılıkla ekonomideki sınırlı da olsa canlanmayı gösteriyor.
 
2012 büyümesinin yüzde 2.5'in altında kalmış olabileceği tahminine yer verdik. Bu yılın hedefi yüzde 4 ve bu orana ulaşmak, 2012'nin düşük baz etkisinin yaratacağı avantaj da dikkate alındığında pek zor olmayacak gibi görünüyor. 
 
Canlanma-büyüme-açık!
 
Yılın ilk çeyreğinde ekonomide ne çok ciddi bir sıçramaya işaret eden gelişmeler ortaya çıktı, ne de çok belirgin bir daralmanın işareti yaşanıyor. Ama biraz önce de vurguladığımız gibi, 2012'nin düşük baz etkisi bu yıl için avantaj yaratacak.
 
Hep dikkat çektiğimiz, son olarak not artırırken S&P'nin de uyarıda bulunduğu bir konu var; ekonomide popülist politikalara dönülmesi. Ve yine hep vurguladığımız bir durum söz konusu. 2014, Cumhuriyet tarihi için çok önemli olan yıl, Cumhurbaşkanı seçiminin yapılacağı bir yıl. Cumhurbaşkanı'nı ilk kez halk seçecek. Böyle bir seçimden önce popülist politikalardan en ölçüde uzak kalınabilir, hep birlikte göreceğiz.
 
Ekonominin canlanması için adımlar gelmesi şaşırtıcı olmayacak. Canlanacak bir ekonomi de tabii ki büyümeyi beraberinde getirecek, zaten amaç da bu. Ve biliniyor ki, Türkiye her büyüme döneminde olduğu gibi bu kez de daha fazla açık verecek.
İhracatımız azaldığı ya da azalacağı için açığımız artacak değil elbette. Daha çok ithalat yapacağız, ihracat-ithalat dengesi bozulacak ve bu yüzden cari açığın büyüdüğünü gözleyeceğiz. 
 
Dış ticaret açığında artış zaten başladı. Dış ticaret açığı, 2012 sonunda 84.1 milyar dolar düzeyinde oluşmuştu. Bu yılın ocak ayına geldik; açık az da olsa arttı ve 84.2 milyar dolara çıktı. Aslında artış 181 milyon dolar da, yuvarlamadan dolayı daha az görünüyor. 
Yıllık ticaret açığındaki artış şubatta hızlandı. Yıllık açık, şubat sonu itibariyle 85.2 milyar dolara ulaştı; ocaktaki açığa göre artış 1 milyar dolara yakın.
 
Açık eşitlenmeye gidiyor 
 
Yıllık dış ticaret açığı şubat sonu itibariyle 85.2 milyar dolar. Geçen yılın şubatındaki açık 104.3 milyar dolardı. Geçen yılki eğilim, açığın düzenli olarak gerilemesi yönündeydi. Bu yıl ise tam tersi yaşanıyor, açık artma eğiliminde.
 
Ekonominin canlanması ve geçen yıla göre daha yüksek bir büyüme sağlanması, dış ticaret açığının da ithalat kaynaklı olarak artışı anlamına geliyor. Yıllık dış ticaret açığının, temmuz ya da ağustos aylarında 90 milyar dolar sınırının üstüne çıkacağı tahmin ediliyor. Bu bir anlamda en iyimser senaryo. Ekonomideki canlanma ve büyümenin hızına bağlı olarak ticaret açığının çok daha hızlı bir artış eğilimi içine girmesi ve geçen yılki düzeyin birkaç ay içinde aşılması da tümüyle ihtimal dışı değil. 
 
Tüm yazılarını göster