Yılın ilk haftasındaki volatilite 2023 yılında piyasalar için bir işaret mi?

Volkan DÜKKANCIK Yatırım Dünyası volkan.dukkancik@dunya.com

2022 yılını rekor getirilerle tamamlayan Borsa İstanbul cephesinde yeni yıl yüksek bir dalgalanmayla başladı. Bu aşamada kur cephesinde henüz görece sakin görünüm korunsa da hisse senetleri piyasasında artan volatilite 2023 yılının 2022’den getiri arayışı anlamında çok daha zorlu bir yıl olabileceğine işaret ediyor. 2022 yılı küresel piyasalarda, pandemiden çıkış sonrası artan tedarik zinciri sorunları, yüksek jeopolitik tansiyon, enerji krizi ve tüm bunların sonucu olarak yükselen enflasyonun merkez bankalarını faiz artırımına yönelttiği ve yükselen faizlerle birlikte hisse senetlerinin değer kaybettiği bir yıl olarak geride kaldı. Yıl boyunca yurtdışı borsalarda dalga boyları sık sık yükselirken görece çok daha az volatil ve yüksek performansıyla Borsa İstanbul benzerlerinden ciddi bir ayrışma gösterdi. Alışılmışın dışındaki ekonomik politikalar ve makro-ihtiyati tedbirler ile kredi faizlerinin düşük tutulması ve hızla yükselen enflasyon baskısına rağmen ortaya konan kur korumalı mevduat ve döviz satışları ile dolardaki artışın baskılanması, gayrimenkul fiyatlarında artışın yavaşlaması, mevduattaki yüksek negatif reel faiz yerli yatırımcı için hisse senedi piyasasını %197 getiri ile 2022 yılında alternatifsiz kıldı. Borsa İstanbul cephesinde 2022 yılında yaşanan bu olağanüstü diyebileceğimiz performansın 2023 yılının genelinde görülmesinin çok kolay olmayacağını düşünüyoruz. Yeni yılın ilk haftası itibariyle artan volatilite ve darbe alan iyimser havanın da bunun bir sinyali olabileceği kanısındayız.

İlk çeyrekte borsa alternatif olarak kalmaya devam eder

Bununla birlikte 2023 yılı ikinci çeyreği içerisinde yapılacak olan seçime kadar, büyümeyi teşvik edici mevcut ekonomi politikasında önemli bir değişiklik beklediğimiz ve baz etkisiyle yaşanan geri çekilmeye karşın enflasyonun hala ana gündem maddesi olması sebebiyle yılın en azından ilk çeyreğinde borsanın alternatif yatırım araçları içerisinde öncelikli kalmaya devam edeceğini düşünüyoruz. Yılın devamı içinse farklı alternatiflerin devreye girebileceği düşüncesindeyiz.

Mevduat faizleri Borsaya alternatif olarak öne çıkıyor

Son dönemde Liralaşma stratejisi doğrultusunda arka arakaya açıklanan makro-ihtiyati tedbirlerle mevduat yarışışına giren bankaların vadeli mevduat faizlerinde %30’a varan oranlar sunuyor olması, yıllık beklenen enflasyonun %40’lar düzeyinde olduğunu düşündüğümüzde hala eksi reel faize işaret ediyor olsa da, artan volatilite anlamında 2022’ye göre borsa karşısında şimdiden bir alternatif olarak karşımıza çıkmaya başladığını söylemek mümkün. Yine Fed’in agresif faiz arıtırım sürecinde güçlenen dolar karşısında zayıf kalan altın fiyatlarının faiz artırımlarında sona yaklaşmasıyla birlikte yönünü yukarı çeviriyor olması, dolardaki yükselişi de yansıtma avantajıyla gram altını yerli yatırımcı açısından önemli alternatiflerden biri konumuna getirmeye başlamış durumda. Son olarak 2022 yılını satışlarla geçiren küresel hisse senetleri piyasasında, başta ABD olmak üzere önemli fırsatlar oluşmaya başlaması, yatırımcılar açısından bir adres olarak yabancı hisse senetleri fonlarını öne çıkaracaktır.

Portföy çeşitlendirmesi önem kazanıyor

Özetle, Olağanüstü getirilerin elde edildiği 2022 yılını geride bıraktıktan sonra, girdiğimiz seçim yılında, hem getiri arayışı anlamında alternatiflerin öne çıkıyor olması hem de kısıtlı bir arzın yüksek taleple karşı karşıya kaldığı Borsa İstanbul’da yavaş yavaş satıcıların da arz tarafında daha fazla ve istekli şekilde boy göstermeye başlamış olmaları, volatilitenin kaçınılmaz bir şekilde artacağına işaret ediyor. Yatırımcıların bu süreçte 2022 yılında olduğu gibi şuursuz bir getiri arayışından ziyade risk/getiri dengesini çok daha ön planda tutmaları gerektiğini, portföy çeşitlendirmesinin çok daha büyük önem kazandığını ve hisse senetleri cephesinde de güçlü bilançosu ve hikayesi olan, ihracat gelirlerinin toplam içindeki payı kabul edilebilir düzeydeki, iyi bir iş modeline ve yönetime sahip ve global çapta rekabetçi şirketleri tercih etmeleri gerektiğini düşünüyoruz.

Tüm yazılarını göster