Yeşil Mutabakat hedefi: 10 yılda 1 trilyon euro yatırım

 Avrupa Birliği, iklim değişik­liğiyle kendi bünyesinde id­dialı politikalar yoluyla ve ulus­lararası ortaklarla yakın işbirliği içinde mücadele ediyor. AB, Bir­leşmiş Milletler İklim Değişik­liği Çerçeve Sözleşmesi, Kyoto Protokolü ve Paris Anlaşması’na da imza attı.

Fikret AYDEMİR fikret.aydemir@dunya.com

Avrupa Birliği, iklim değişik­liğiyle kendi bünyesinde id­dialı politikalar yoluyla ve ulus­lararası ortaklarla yakın işbirliği içinde mücadele ediyor. AB, Bir­leşmiş Milletler İklim Değişik­liği Çerçeve Sözleşmesi, Kyoto Protokolü ve Paris Anlaşması’na da imza attı.

Sera gazı emisyon­larını azaltma için 2020 hareke­te geçen AB, 2030 yılı için iklim ve enerji hedeflerine ulaşmak amacıyla önemli yasaları ve ön­lemleri yürürlüğe koydu.

Avrupa’yı 2050 yılı itibari ile dünyanın ilk iklim-nötr kıtası yapmak isteyen AB bu hedef doğ­rultusunda çalışmalar yapıyor.

AB’nin “iklim hareketi” Ye­şil Mutabakat Anlaşması’nın da merkezinde yer alıyor. “Yeşil An­laşma” sera gazı emisyonlarının kararlı bir şekilde azaltılmasın­dan, en son araştırma ve yenilik­lere yatırım yapılmasına ve Av­rupa’nın doğal çevresinin ko­rumasına kadar çeşitli önemler içeren kapsamlı bir paket olarak ortaya çıktı.

Yeşil Mutabakat

AB’nin, Paris İklim Anlaşma­sı’nın gerektirdiği yeşil dönü­şüm sürecine yönelik yol hari­tası Avrupa Yeşil Mutabakatı ile ortaya koydu. AB Komisyonu Başkanı Ursula Von Der Leyen tarafından 11 Aralık 2019 tari­hinde açıklanan Yeşil Mutaba­kat, Avrupa’yı 2050 yılına kadar sera gazı emisyonlarının net ola­rak sıfırlandığı dünyanın ilk ik­lim-nötr kıtası haline getirme­yi hedefleyen AB, yeni büyüme stratejisi olarak Yeşil Mutaba­kat’ı belirledi.

AB’yi verimli, rekabetçi ve mo­dern bir ekonomik yapıya kavuş­turmayı öngören Yeşil Mutaba­kat, üretimden ticarete, ener­jiden ulaştırmaya, tarımdan vergilendirmeye kadar pek çok alanı kapsayan köklü bir dönü­şüm planıdır. Yeşil Mutabakat uyarınca, AB ekonomisinin tüm sektörlerinin AB’nin 2050 yılın­da iklim-nötr olma hedefine kat­kıda bulunacak şekilde yeniden yapılandırılması öngörülüyor. Yeşil Mutabakat’ın hedeflerine ulaşılabilmesi için 10 yıllık dö­nemde yaklaşık 1 trilyon euro tu­tarında sürdürülebilir yatırımın hayata geçirilmesi planlandı.

Yeşil Mutabakat’ın kabulün­den günümüze kadar geçen sü­re zarfında, enerji sistemlerinin karbonsuzlaştırılması, sürdürü­lebilir ve akıllı ulaşım sistemle­rinin tesisi, döngüsel ekonomi, ticaret, sanayi, sürdürülebilir ta­rım ve gıda tedariki ile biyo-çe­şitliliğin korunması gibi alan­larda sektörel düzeyde muhtelif stratejiler, politika değişiklikleri ve mevzuat kabul edildi.

AB’nin sera gazı emisyonları­nın yüzde 75’inden fazlasından sorumlu olan enerji sisteminin dekarbonizasyonu, Yeşil Muta­bakat ile öngörülen dönüşümün merkezinde yer aldı. Yeşil Mu­tabakat hedefleri doğrultusun­da AB, güvenilir ve düşük mali­yetli, enerji arzının teminini, tü­müyle entegre, bağlantılı, dijital bir enerji pazarının geliştiril­mesini, enerji verimliliğini ön­celiklendirirken binalarda ener­ji performansını geliştirmeyi ve çoğunluğu yenilebilir kaynakla­ra dayanan bir elektrik sistemi oluşturmayı hedefliyor.

Doğayı onarma yasası

AB Komisyonu tarafından tek­lif edilen “Doğayı Onarma Yasa­sı” geçtiğimiz haziran ayı sonun­da kabul edildi.

Doğayı Onarma Yasası, 2030'a kadar AB topraklarındaki tarım arazilerinin yüzde 10’unda biyo­çeşitliliğin desteklenmesini, bu amaçla bitki örtüsü oluşturulması­nı hedefliyor. Ekilebilir arazilerin bir kısmının orman, bahçe ve sulak alana dönüştürülmesini de öngö­ren yasa, bazı üye ülkelerde tartış­malara neden olsa da kabul edildi.

Yasanın uygulanması halinde üretimin düşeceği, gıda fiyatla­rının artacağı, çiftçilerin geçim sıkıntısı içine gireceği ve özellik­le savaş zamanlarında küresel gı­da arzında sorunlar çıkacağı sa­vunulmuştu. Birleşmiş Milletler Çevre Programı, bilim insanları ve yenilenebilir enerji endüstrisi gibi bazı taraflar bu yasaya des­tek verdi.

AB'nin “Yeşil Mutabakat An­laşması”nın bir parçası olarak, Haziran 2022’de teklif edilen Do­ğayı Onarma Yasası, Avrupa Par­lamentosu’nda da geçtiğimiz şu­bat ayında onaylandı.

AB'nin kritik hammaddeler yasası

AB ekonomisinde kritik ham­maddelerin güvenli ve sürdürü­lebilir tedarikini sağlamak ama­cıyla bir çerçeve oluşturmaya yönelik “Kritik Hammaddeler Yasası” 18 Mart 2024 tarihinde kabul edildi.

Kritik Hammaddeler Yasa­sı’nda, 34 hammaddeyi “kri­tik,” 17 hammaddeyi ise “strate­jik” olarak belirleyen AB, ham­maddelerin yıllık tüketiminin yüzde 10’unun AB’deki üretim­le karşılanmasını, yüzde 40’ının AB içinde işlenmesini ve yüzde 25’inin de geri dönüşümle elde edilmesini hedefliyor.

Bu yasa, “Yeşil Mutabakat Sa­nayi Planı”yla birlikte, AB Ko­misyonu’nun temiz enerji teda­rik zincirleri için temel karbon nötr teknolojilerin üretimini ar­tırmayı amaçlayan “Net Sıfır Sa­nayi Yasası”nın uygulamasını da destekliyor.

Net sıfır sanayi yasası

AB Konseyi, “Avrupa Net Sıfır Sanayi Yasası”nı 27 Mayıs 2024 tarihinde kabul etti. Yasa, Kritik Hammadde Yasası ve Elektrik Piyasası Yasası’yla birlikte, Av­rupa’nın net sıfır endüstrisinin rekabet gücünü artırmak ve hız­lı bir yeşil dönüşümü sağlamak amacıyla, Yeşil Anlaşma Sanayi Planını destekleyen üç temel ya­sama girişiminden biridir.

Net Sıfır Sanayi Yasası, Avru­pa’nın endüstriyel yeşil teknolo­jilerdeki lider konumunu güçlen­dirmek için AB’nin gücünü kulla­narak, AB'nin iklim hedeflerine ulaşmak için gerekli olan net sıfır teknolojilerin endüstriyel yayılı­mını artırmayı amaçlıyor.

Bu kapsamda, stratejik proje­ler için izin verme sürecinin ba­sitleştirilmesi, stratejik tekno­loji ürünleri için pazara erişimin kolaylaştırılması, bu sektörler­deki Avrupalı işgücünün beceri­lerinin arttırılması ve AB’nin bu alandaki faaliyetlerini koordine edecek bir platform oluşturulma­sı hedefleniyor.

AB açısından ilerlemenin iki göstergesinden biri, “güneş foto­voltaik panelleri, rüzgâr türbinle­ri, piller ve ısı pompaları gibi net sıfır teknolojilerin üretim kapa­sitesi, AB’nin dağıtım ihtiyaçları­nın yüzde 40’ına ulaşması” bir di­ğeri ise “2040 yılına kadar AB’nin “çevre dostu teknolojilerde küre­sel pazar payının yüzde 15’e çıka­rılması” olarak belirlendi.

Tüm yazılarını göster