Yeniden Kur Üzerine

Gündüz FINDIKÇIOĞLU GLOKAL BAKIŞ debrovian@gmail.com

Grafikte TL cinsi faizlerin, euro-dolar paritesinin ve dolar-TL kurunun tarihi volatiliteleri var. Kurla ilgili temel senaryomuzda  iki hafta önce şunları yazmıştık:

“Peki herhangi bir kur politikası söz konusu olabilir mi? Zor görünüyor. Olsa bile net ihracata dayanarak büyümek ne Türkiye gibi geniş iç pazarı olan bir ülke için, ne de diğer pekçok gelişmekte olan ülke için pek mümkün değil. Bilinçli bir tercih olmasa bile nominal kur daha da yukarı gidebilir ve orada dengelenebilir mi? Ekteki grafikte Christiano-Fitzgerald filtresi görülüyor. Grafik dolar-TL kurunun 1.55 civarında döngüsel olmayan seviyesinde olduğunu, 2005 yılında ve 2006 başında kurun döngüsel olarak fazla değerli olup düzeltme yaptığını ve 2007 yılında tekrar döngüsel olmayan serinin altında (“aşırı değerli”) seyrettiğine işaret ediyor. Çizilen 2009 patikası yine döngüsel olarak yukarı doğru hareketle 1.55-1.60 bandına işaret ediyor. Ama aslında patikayı ayrıştırınca geçmişin verdiği filtre 1.45 civarına işaret etmekte. Geçmiş böyle dönemlerde geleceğe bakmak için fazla faydalı enformasyon içermeyebilir. Fakat bu alıştırmaya göre durum bu. Benim kanım da kurun faize hassas olmadığı bu dönemde IMF anlaşması sonrası 1.50-1.60 bandından daha yukarıda dengelenmesi için pek bir neden olmadığı şeklinde. Zaten o noktadayız ve ne ihracat teşviği olarak, ne enflasyon tetikleyicisi olarak, çok büyük bir sorun çıkmazsa bu yıl kurun fazla işlevi olmayacak gibi duruyor. Tabii, dolar-TL kuru euro-dolar paritesinden dolayı biraz oynaklaşabilir.”

Şimdi alternatif ve olumsuz bir senaryodan bahsedelim. Varsayalım ki IMF anlaşması yapıldı ve sürpriz yok, bir kısmı önden yüklemeli 20-25 milyar dolarlık kaynak sağlandı ve 2009’un döviz finansmanı sorunu önemli ölçüde bu yolla çözüldü. Yine de kur aşırı oynaklaşabilir mi veya 1.5-1.6 bandında değil –ki şu an üzerinde zaten- 1.8-1.9 bandında dengelenebilir mi? Kur 2009’un en önemli ve öngörülmesi en hayati mali değişken veya fiyat mı? Formel öngörü zor çünkü tarihsel veriler çok faydalı olmaktan çıktı. Nedeni basit: resesyon öncesi, hatta Lehman öncesi, tarihi veriler sadece bir emsal teşkil ediyor. Onlardaki gizli istatiksel hafızaya çeşitli yöntemlerle bakarak geleceği görmek çok zor. 2002-2007 döneminin eğilimlerinin yansıdığı veri kümesi ile bugünün verileri belki de aynı gözlem kümesinde bile sayılmamalı.

Peki ne kötü gidebilir? Bir senaryo eskizi çizeyim: (1) Şu günlerde bir tür süpermen olarak  görülen Obama cebinde harcama paketiyle bugün görevi devralıyor. Ancak hem reel ekonomi giderek daha zayıf bir görünüm sergiliyor, hem de ABD ve Avrupa bankalarında yazılacak zararlar ve varlık silmelerin 1 trilyon doları aşacağı konuşuluyor. Obama paketi yürürlüğe girerken paketten daha fazla varlık bilançolardan siliniyor olabilir. (2) Bu durumda Dow 7000’lerin altına kayarak dünyayı daha da kötü etkileyebilir. (3) “Obama Paket 1 hedefi tam tutturamadı” havası yayılırsa birinci çeyreğin sonunda süpermen iimajı zedelenebilir. Obama şu anda prömiyeri büyük umutlarla beklenen yüksek bütçeli bir film gibi: gişe başarısı gösterip gösteremeyeceği henüz belli değil. İşler kötü giderse gelişmekte olan ülkelere ilgi iyice dağılabilir. Brüt bakıldığında döviz yükümlülükleri pek de düşük sayılamayacak bir reel sektörle karşı karşıyayız. (4) İçeride de vergi gelirlerinin revize edilmesi kaçınılmaz tahminin son halinden de aşağıda olduğu görülebilir. Bu iki nedenden dolayı tahvillere gelecek satış dalgası hem kuru hızla yukarı atar, hem zaten grafikte görüldüğü gibi yüksek olan faiz volatilitesini tetikler. (5) Aşırı satış yiyen gelişmekte olan ülke bonoları faiz baskısı yaratır: fakat gösterge faizler yukarı çekilemez. Merkez bankaları zor kararlarla karşı karşıya kalır. (6) Obama yeni paketlere çalışırken resesyon daha da derinleşir, verim eğrilerinde manalı bir profil bulmak giderek zorlaşır.

Böyle bir senaryo ana senaryomuz değil. Ancak, normal bir dönemde değiliz: riskler de normal dağılıma göre dağılmıyor. 

Tüm yazılarını göster