Yeni yılda ekonomi

Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr
 
Yıllık değerlendirmelere devam ediyorum. Bu yazıda lafı biraz da yeni yıla getirmeye çalışacağım. Önce kısacık bir özet. 
Dünya 2012 yılına ABD ve Avrupa'daki sorunlarla başladı. Bu sorunların da katkısıyla yıl içinde büyüyüme gibi bir performans meselesi ön plana çıktı. Büyüme zafiyeti yıl sonuna kadar sürdü, yani yıla da devredildi.   
Türkiye ekonomisinde 2012 yılı içeride önemli bir problem üremeden tamamlandı. Dış dengesizlik daha kabul edilebilir düzeye geriledi. Kamu maliyesinde büyümüş olan açık yıl sonuna doğru geriletildi.  Enflasyonun uysal davranışını sürdürdü. İşsizlik yılın son çeyreğinde yükselme eğilimine girdi. 
Bütün  bunlara karşılık, dünyaya benzer bir şekilde, Türkiye ekonomisinde de "büyüyememe" diye tanımladığım performans zafiyeti yıla damgasını vurdu. 
                                                      *             *              *
Yeni  yıla devredilecek ekonomi tablosunun ana  öğesi bu "büyüyememe" sorunu olacak gibi görünüyor. Henüz yıllık bazda büyüme oranını bilmiyoruz ama göstergeler bu hızın yüzde 3'ün altında kalma olasılığının yüksek olduğu anlamına geliyor. Gelecek yıla sert düşüş ivmesi ile başlayacağımız anlamına geliyor. 
Büyüme zafiyetinin  gelirler ve istihdam imkanları açısından kötü sonuçları olur.  2012 yılında gelir sorunu hissedilmeye başladı. Ekonomi büyümede zorlanmaya devam ederse bu his daha da yükselecektir.  Yavaş büyümenin istihdam üzerindeki etkisinin  ise gecikmeli olarak devreye girdiği söylenebilir. Yılın ikinci yarısına ilişkin istatistikler işsizlik oranının yükseldiğini gösteriyor. Büyüyememe sorunu devam ederse işsizlik hızla yükselecektir. 
Yeni yıla büyüyememe gibi temel bir performans sorunun aktarıldığı kanısındayım. Sorun Çözülemediği takdirde sorunun derinleşerek devam etme olasılığı yüksektir. Peş peşe iki yıl büyüyememenin ekonomiyi ve ekonomi yönetimini sıkıştıracağını düşünüyorum. 
Büyümenin düşük dozda israr etmesi halinde sıkışmanın işsizlik ucu daha da rahatsız edecek boyutlara gelecektir. Rahatsızlıktan kaçınmak için bir politika müdahalesi yapılması halinde  bu kez  sıkışmanın enflasyon ucunun harekete geçme olasılığı yükselecektir.  
2013 yılını "büyüme -enflasyon" ve "büyüyememe-işsizlik" eksenleri  arasında biçimlenecek olan bir sıkışma içinde geçireceğimizi düşünüyorum. 
                                                *             *              *
Aslında sıkışıklığın 2012 yılı içinde  başladığı söylenebilir. Yıl içinde büyümenin yavaşlaması ve  işsizliğin artması buna işaret ediyor zaten. Buna karşılık ekonomi yönetiminin sıkışıklığı sorun olarak algılaması ve gündemine alması  neredeyse yılın sonunu buldu.
 Bu yavaşlığın algı gecikmesi ve siyasi kabul isteksizliği gibi iki boyutu olduğu görülüyor.  Ekonomi yavaşlarken bunun bir sıkışmaya  yol açacağının algılanmasındaki zafiyetin yılın başındaki iyimser büyüme beklentisinin neredeyse yılın sonuna kadar israr etmiş olmasından kaynaklandığı söylenebilir. Yılın başında büyümenin yavaşlayacağı ama bu yavaşlamanın görece yumuşak dozda olacağı tezi hem hükümet hem de yorumcuların büyük bir kısmı tarafından kabul gördü. Bu kabulün ısrarlı biçimde sürdürülünce sürecin bir sıkışma ile sonlanabileceği öngörüsü gecikti.  
Algı gecikmesi sıkışma olasılığının siyaseten kabul edilip, siyasi dille ifade edilmesini de geciktirdi. Hoş bu da tam bir netlikte olmadı. Ekonomide söz sahibi iki bakanın farklı noktalarda olması sorunun siyaseten tarifini görece bulanık bir hale getirdi. Bu tür kabuller için siyaset zaten pek  istekli davranmaz. 2012 yılında böyle bir isteksizlik örneğinin Türkiye'de yaşandığını söyleyebilirim. 
Büyüyememe sorunu ve bunun yol açabileceği komplikasyonların 2013 yılı ekonomi  gündeminin birinci sırasında yer alacağı kanısındayım. Yeni yılda yazılacak olan ekonomi hikayesinin büyüyememe, işsizlik, büyütme, enflasyon  gibi olgular etrafında  biçimleneceğini düşünüyorum.
Herkese mutlu, sağlıklı, bereketli bir yıl diliyorum.
 
Tüm yazılarını göster