Yeni normal dönemde Türk lirası

Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI sgurleyen@isyatirim.com.tr

Merkez Bankası'nın finansal istikrarı korumak için yaptığı politika değişiklikleri sonrası Türk lirası önemli ölçüde değer kaybetti. Gecelik borçlanma faizlerinin %5.75'ten %1.75'e düşürüldüğü 11 Kasım tarihinden sene sonuna kadar olan süreçte Türk lirası bir dolar ve bir eurodan oluşan döviz sepetine karşı %7 oranında değer kaybetti.

Merkez Bankası ilk olarak Kasım ortasındaki Para Politikası Kurulu kararında son dönemde artan sermaye girişlerinin hızlı kredi genişlemesine ve cari dengede bozulmaya yol açtığını ve finansal istikrarı tehdit ettiğini net bir şekilde vurguladı.

Sıcak para hemen paniğe kapılmadı. Merkez bankası'nın borçlanma faizlerindeki şok faiz indirimi sonrasında sınırlı miktarda para çıkışı oldu. Carry amaçlı kısa vadeli fonlar Merkez Bankası yerine bankacılık sistemine yöneldi. Türk lirası hafif değer kaybetti. Bankacılık sektöründe kısa dönemli kaynak maliyetleri biraz geriledi.

Kısa vadeli paradaki asıl çıkış ve kurun değer kaybetmesi, Merkez Bankası'nın Aralık ortasındaki Para Politikası Kurulu'nda baz senaryosunu "daha düşük bir politika faizi, daha geniş bir faiz koridoru ve daha yüksek zorunlu karşılık oranları" olarak değiştirmesi ile hızlandı.

Merkez Bankası yılın son Para Politikası Kurulu'nda Türk lirasındaki değerlenme eğilimini sınırlamak amacıyla bir yandan kısa vadeli faizleri aşağı çekerken diğer yandan kısa dönemli faizlerin politika faizlerinden önemli ölçüde sapmasına izin verileceğinin sinyalini verdi. Faiz düşüşünün kredileri ivmelendirmesinin önüne geçmek amacıyla munzam karşılık oranları uzun vadeyi teşvik edecek şekilde artırıldı.

Bizim görüşümüz temel dengeleri sağlam, nüfusu genç, geleceğe ümitle bakılan bir ekonomide munzam karşılık oranlarında yapılan oynamalarla kredi büyümesinin önüne geçmenin çok zor olduğu yönünde. Ekonomi canlı, risk iştahı yüksek olduğu müddetçe küçük-orta boy şirket kredilerinin ve hane halkına verilen konut kredilerinin kullanımının hızlı büyümeye devam etmesini bekliyoruz.

Merkez Bankasının politika faizlerini indirmesi kredi büyümesi sürecini daha da hızlandıracaktır.  Merkez Bankası'nın munzam karşılık oranlarının daha fazla artırması borçlanmayı yavaşlatmak için çözüm olmayacaktır. Bu durumda borçlanma süreci özel sektör tahvili, finansal kiralama, tüketici finansmanı şirketleri vasıtasıyla bankacılık sektörünün dışına kaymaya başlayacaktır.

Cari açığın azalması ve enflasyonun eş anlı olarak gerilemesinin para politikası ile kolayca çözülebilecek sihirli bir yolu yok. Yapısal reformlarla sanayimizi daha rekabetçi hale getirmemiz, yurtiçi tasarrufları artırmak için uzun soluklu bir program yapmamız, iç talebe ve dış kaynağa dayalı büyüme modelimizi değiştirmemiz gerekiyor.

Önünde genel seçim olan bir hükümetin ve ekonomi yönetiminin bu iş için gerekli adımları atması kolay değil.  Dolayısıyla kısa ve orta vadede Türkiye'nin mevcut büyüme modelinde temel bir değişikliğe gidilmesini beklemiyoruz.

Merkez Bankası'nın para ve kur politikasındaki değişikliğe rağmen Türk lirası aktiflere yatırım yapma stratejimizde bir değişikliğe gitmiyoruz. Son dönemde Türk lirasında yaşanan değer kaybının döviz pozisyonlarını azaltmak için fırsat olduğuna inanıyoruz.

Buna karşı Türk lirası yatırımlarda vade uzatmak konusunda tereddütlerimiz sürüyor. Merkez Bankası para politikasını kaynak kullanımının düşük, çıktı açığının yüksek, çekirdek enflasyon baskısının sınırlı olduğu  bir senaryo üzerine kurmaya devam ediyor. Biz emtia ve gıda fiyatlarındaki artışın, ve yönetilen / yönlendirilen fiyatlardan  kaynaklanan risklerin enflasyon beklentilerini yukarı çekeceğine ve Merkez Bankası'nı 2011 yılında 150bp  faiz artırmaya zorlayacağına  inanıyoruz.

Türkiye'nin olası not artışı beklentisi, bütçe performansının güçlü olması ve gelişmekte olan ülke borç fonlarına para girişi orta ve uzun vadeli tahvil faizlerinin enflasyondaki olası bir yükselişi fiyatlamamasına neden oldu. Bu yüzden yatırım stratejimizi kısa vadeli mevduat, orta vadeli değişken faizli tahviller gibi faiz artırımlarına daha az duyarlı enstrümanlar üzerine kurmaya devam ediyoruz.

Tüm yazılarını göster