Yeni dengelerde küresel ticaret adımları

 Pandemi sonrasında küresel ticarette çok hızlı değişimler yaşanırken daha ön­ce olacağına inanmadığımız birçok tehlike­yi yaşayan dünya için 2024 zorlayıcı bir yıl olmaya devam ediyor. Son dönemde ülke­lerin korumacılık adımları hızlanırken, en fazla konuşulan konular arasında küresel ticaretin boyutu ne kadar değişecek sorusu yer alıyor.

Koray ÖZTOPÇU Mobilitiye Doğru

Pandemi sonrasında küresel ticarette çok hızlı değişimler yaşanırken daha ön­ce olacağına inanmadığımız birçok tehlike­yi yaşayan dünya için 2024 zorlayıcı bir yıl olmaya devam ediyor.

Son dönemde ülke­lerin korumacılık adımları hızlanırken, en fazla konuşulan konular arasında küresel ticaretin boyutu ne kadar değişecek sorusu yer alıyor.

Geçmişe bakış: 1995-2014 ve sonrasında değişen küresel denge

Kağıdın icadından sonra Çin’den Avru­pa’ya yayılması yaklaşık 1000 yıl sürdü. Günümüzde küreselleşme nedeniyle bil­gi ve teknolojinin sınırlar ötesine yayılması önemli bir hızla gerçekleşiyor.

1995–2014 yılları arasında Amerika Birle­şik Devletleri, Japonya, Almanya, Fransa ve Birleşik Krallık (G5) dünya çapında patent­li tüm yeniliklerin dörtte üçünü üretiyordu. Sonrasında diğer büyük ülkeler -özellikle Çin ve Kore son yıllarda küresel bilgi biriki­mine önemli katkılarda bulunmaya başladı ve birçok sektörde ilk beş lider arasına girdi.

1995’te Amerika Birleşik Devletleri, Av­rupa ve Japonya küresel patent alıntılarına hakimken, Çin ve Kore (birlikte “diğer Asya” olarak gösterilmektedir) patent alıntılarıy­la ölçülen küresel bilgi stokunu giderek daha fazla kullandı.

Değişen jeopolitik ve ekonomik dinamiklerle küresel ticaretin uyumu

Genellikle uluslararası ticareti engelleyen eylem ve politikaların yan ürünleri iken; ül­kelerin iç ticareti ve işleri dış rekabetten ko­rumak amacıyla bazı önlemlere başvurdu­ğunu ve korumacılık adımlarının aynı za­manda ticaret açıklarını dengelemede bir yol olarak gösterildiğini görüyoruz. Jeopoli­tik ve ekonomik dinamiklerle küresel ticaret farklılaşırken, zaman içinde değişen dina­miklere sağlanan uyumla dünya ticareti bü­yümeye devam ediyor.

Dünya ticaret haritası yeniden çiziliyor

Dünyada yeniden çizilen ticaret haritasın­da dengeler de hızlı değişirken, artan jeopoli­tik gerilimler ve üretim maliyetleri karşısın­da, şirketler küresel tedarik zincirlerini çe­şitlendirmeye gidiyor. Bu adımlar Çin, ABD, Japonya ve AB çevresinde bölgesel ticareti artırırken, Çin’in Asya ve Güneydoğu Asya ile tedarik konusunda yakınlaşması bekle­niyor. Bölgenin düşük maliyetleri ve üretim kapasitesinin artan genişliği ve derinliği, şir­ketlerin Güneydoğu Asya’ya ilgisini çekecek.

ABD ve Avrupa ilk korumacılık adımını elektrikli araçlarla attı

Avrupa, Amerika ve Çin, ihracat yasakla­rı, ithalat tarifeleri ve yatırım kısıtlamaları, Avrupa, Amerika’nın sübvansiyon ve vergi teşvikleri, ABD’deki Enflasyon Azaltma Ya­sası şu ara küresel ticaret ile okuduğumuz haberlerin büyük bir çoğunluğunu oluşturu­yor.

ABD yönetimi, 14 Mayıs’ta Enflasyonu Azaltma Kanunu (IRA) kapsamında, Çin’in düşük fiyatlı ihracat faaliyetlerinin ABD’nin tedarik zincirine, işletmelerine ve işçileri­ne tehdit oluşturduğu gerekçesiyle, Çin’den yapılan belirtilen kalemlerdeki ithalata yö­nelik gümrük vergilerini artırma kararı aldı.

Avrupa Birliği (AB) Komisyonunca Çin menşeli elektrikli otomobillere uygulana­cak olası anti-damping konusu tartışmalar­da yerini alırken, AB’nin Çin’den ithal edi­len elektrikli otomobillere yüzde 20 vergi koyması halinde bunun ikili ticaret ve Avru­pa’daki üretim üzerinde gözle görülür etkisi olacağı beklentisi hakim. Korumacılık geliş­meye devam edecek olsa da firmalar ve ülke­ler geri çekilmek yerine uyum sağlamaya de­vam edecek.

Yeni ekosistem oluşumu ülkeler için önemli

Önümüzdeki yıllarda nesnelerin inter­neti, 5G, özellikle otomotiv endüstrisinin elektrifikasyonu etkisinde çip ve tedarik kıt­lığı, 5G ağlarını kullanan nesnelerin interne­ti modüllerinin uygulanması da dahil olmak üzere elektrikli araç projelerini de yavaş­latacak. Ancak bu durum yeni oluşumların ve fırsatların da yolunu açabilir.

Otomotiv sektörünün bu ekosistemdeki değişim için ayırdığı 500 milyar dolar da sürecin ne ka­dar önemli olduğunu gösteriyor. Dolayısıy­la sürdürülebilir tüketici finansmanı ve tü­keticilere sunulan bayide anında kredi ve di­jital taşıt kredileri gibi uçtan uca finansman çözümlerinin yanında, şarj istasyonu ve ser­vis kredileri ürünleri de otomotiv sektörü­nün dönüşümünde giderek önem kazanacak.

Tüm yazılarını göster