Geçtiğimiz gün televizyonda konuğumuz Yazılım Sanayicileri Derneği (YASAD) Yönetim Kurulu Başkanı Gönül Kamalı oldu. Kendisiyle daha önce Eximbank bünyesinde gerçekleştirilen bir çalıştayda tanışınca mutlaka TV’ye davet edip daha çok insanın böylesi önemli bir sektörü daha yakından tanımasına destek vermeliyim diye düşünmüştüm.
Yazımı da aynı saikle kaleme alıyorum. Bu sektörün ülkemiz için çok değil, çok çok önemli olduğunu neden düşündüğümü merak edenler için belirtmeliyim ki, katma değeri yüksek ihracatı yapmak istiyor isek, karşımızdaki en doğru sektör yazılım sanayi.
Sektörün ülkemizdeki tecrübesi 50 yılı aşmış.Yerli yazılım sektörümüz, aynı zamanda ülkemizin en proaktif sektörü kimliğiyle sadece kendi potansiyel büyüklüğüne odaklanmanın ötesinde diğer sektörleri dönüştürme gücüyle de son derece stratejik bir role sahip. Yazılımlar bugün tek başına bir ürün olarak satılmakla kalmayıp, makine endüstrisinin de gelişmesinde kritik role sahip.
Genç ve dinamik nüfusun varlığı, yatırımlarla genişleyen internet penetrasyonu, yüksek teknoloji kullanım oranı, özellikle mobil cihaz kullanımının yaygınlaşması ve tüm bu artılara eklenecek olan kamu destek ve teşvikleriyle ciddi bir potansiyel barındırdığını belirtiyor YASAD Başkanı Kamalı. Başkan Kamalı ayrıca, “Ancak bize göre bir yanda sürdürülebilir nitelikteki teşvikler, bir yandan güçlü insan kaynağının doğru eğitim politikalarıyla şekillenmesi, inovasyon odaklı girişimci motivasyonunun desteklenmesi ve özellikle doğru planlanan finansal destek mekanizmasıyla bu potansiyelin gerçeğe dönüşmesidir” diye de ekliyor.
İşte bu tespitler bana ülkemizin yazılım sektöründe de bir “master plana” ihtiyaç olduğunu düşündürdü. Aslında sadece bu tespitler değil, ülkemizin bu konudaki potansiyeline rağmen elde ettiği ihracat geliri ve pazar büyüklüğü gibi pek çok faktör bir etken.
TÜSİAD Deloitte 2021 verilerine göre, bugün dünyanın en büyük on şirketinin yedisi teknoloji firmalarından oluşuyor. Bu devler incelendiğinde beşi neredeyse tamamen yazılım odaklı iken, üç firmanın ise yakaladığı rekabetçi üstünlükte yazılımın kritik öneme sahip olduğu görülüyor.
Yapay zekâ ve makine öğrenimi, bulut bilişim, nesnelerin interneti (IoT), blockchain, siber güvenlik ve artırılmış gerçeklik (AR) ve sanal gerçeklik (VR) uygulamaları, yazılım sektöründeki gelişmelerde en çok göze çarpanlar. Merkez Bankası rakamlarına göre 2023 bilişim ihracatı 2022’ye göre yüzde 16,5 artışla 3,44 milyar dolar olarak gerçekleşirken, 2024 yılında 4,3 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Küresel yazılım ve bilişim sektör büyüklüğü ise 5 trilyon dolar seviyelerinde. Türkiye›de ise sektör büyüklüğü iç pazarla beraber 20-25 milyar dolarlar civarında. Lider ülkeler kimler diye bakıldığında ise ABD, ardından da Kuzey Avrupa ülkeleri gelmekte.
Rakamlar gösteriyor ki küresel pazardan pay aldığımız oran sadece binde 5. Bu madalyonun üzücü yönü, ama bir de iyi yönünden baktığımızda çok büyük bir potansiyelin var olduğunu ve altyapı olarak da bunu değerlendirebilecek insan kaynağına sahip olduğumuzu söylemek mümkün. Ancak insan kaynağı haricinde pek çok farklı gereksinimin olduğu sektör tarafından da sıkça ve çok net ifade ediliyor.
Ülkemizin yazılım endüstrisinde başarıya ulaşmasında kritik konu, sunulan destek ve teşviklerin sürdürülebilir nitelikte olması. YASAD başkanına göre yazılım sektörünün çatı kuruluşu olarak ihracat potansiyeli çok daha yüksek.
2028 yılında 10 milyar dolar olan ihracat hedefinin çok kısa süre içinde 30 milyar dolara ulaşacağına olan inancı da umut verici. Sektörde tam 31.000 firma olması bana epey ilginç geldi. İstihdam yönünden bakıldığında ise sayı 200 binleri aşıyor. Ancak hiç şüphesiz sektörün sadece iç pazar ile ayakta kalması mümkün olamayacağı gibi, gerek gelişimini sürdürebilmesi gerekse ihracat gibi önemli bir potansiyeli yakalaması neredeyse imkansız hale gelecektir.
E-turquality gibi destek mekanizmalarının gelişmesi, ağırlıklı yazılım şirketlerinin yer aldığı teknopark sayılarının artması, sunulacak kapsamlı destek ve teşvikler, ülkemizin uluslararası rekabette öne geçirecek adımlardır. Şüphesiz ileri ülkeler seviyesinde yer almada yazılıma verilen destekler ve ihracat çok önemli bir yere sahip. Etkili teşvik mekanizmasına ek olarak kitle fonlama araçları gibi uygulamaların yaygınlaştırılması, kamu alımlarında yerli yazılıma önceliğin somut sınırlarla çizilmesi, Eximbank ve İGE vasıtasıyla sektörün ihtiyacı olan ön finansman desteklerinin sağlanması sektörün gelişiminde önemli bir kaldıraç olacaktır.