Yaz aylarında talep beklenenden canlı

Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com

Türkiye'de talep büyük ölçüde maaş  ve ücret gelirine dayanır. Maaş ve ücretlerdeki artış şimdilerde enflasyon çizgisinin üzerinde değil. Üretim ve istihdam rakamları da üretimde ve istihdamda önemli bir büyümeyi göstermiyor.

Bu şartlarda talebte göze çarpar bir canlanma beklenemez. Hele tatil mevsiminde ve de hele hele ramazan nedeniyle insanların oruç tutmaya başladığı bir dönemde, hele hele sıcağın insanları yakıp kavurduğu günlerde insanların sokağa çıkmayacakları, bol bol para harcamayı göze alamayacakları düşünülür.

Fakat göstergeler bu bekleyiş ve düşüncelerin yanlış olduğunu ortaya koyuyor.

Her ne kadar Anadolu'da önemli ölçüde bir canlanma görülmüyor ise de. Büyük şehirlerde, genelde yüksek gelir grubundakiler ile ortanın üstündeki gelir grubundakilerde  önemli ölçüde harcama artışı dikkati çekiyor.

Otomotiv sektöründe yaza rağmen görülen canlılık, lüks dayanıklı ve dayanıksız tüketim malları satışlarındaki artış, Ramazan'a rağmen turistik tesislerin doluluk oranı şaşırtıcı bir gelişme gösteriyor.

Bu yıl deniz kıyılarındaki turistik tesislerde yabancıdan çok olmasa da yabancı kadar yerli turist var. Varlıklı kesimin kişisel deniz araçları sayısı arttı. Kiralık tekne kullanma alışkanlığı arttı.

Medyadan , gidip gelenlerden öğreniyoruz ki Yunan adalarını Türkler işgal etmiş. Bu yıl Yunan adalarının turizm gelirinde Türk ziyaretçilerin payı yüzde 90 dolayında imiş.

Türk halkının giderek daha fazla tüketim harcaması yapması, daha iyi yaşaması sevinilecek bir gelişmedir. Bu gelişme ekonomide canlanmanın ve ekonomide büyümenin yolunu açar.

İyi de bu talep patlamasının gerisinde acaba ne var ?

Bu gelir artışı üretim artışından kaynaklanıyor denilecek olsa, üretim rakamları böyle bir gelir artışını besleyecek gelişme içinde değil. Ya üretim rakamları yanlış. Ya da gelirin kaynağı üretim değil.

Talep artışının  kaynağı tüketici kredileri olabilir mi? Otomotiv için kullanılan kredilerde artış yok. İnşaat kredileri sadece konut alımında kullanılıyor. Bu talep artışı sadece kart borçları ile tüketici kredilerine dayalı olamaz.

Maaş ve ücret artışları sınırlı.

Döndük baştaki soruya : Bu talep patlamasının kaynağı nedir ?

Acaba ekonomi bizim tahmin ettiğimizden daha hızlı bir büyümeye mi girdi de biz farkında değiliz?

Acaba Türkiye'de resmi rakamlara yansımayan bir başka ekonomi var da, halkın büyük bölümü bu ekonomiden besleniyor?

Acaba giderek büyüyen cari açık (döviz açığı) karşılığı ülkeye giren sıcak ve ucuz dövizi ele geçirenler mi bu tüketimi canlı tutuyor ?

Yoksa gelir dağılımı giderek bozulduğu için, toplam gelir artmadığı halde insanların bir kısmının geliri daha da azalırken, mutlu azınlığa doğru hızlı bir para akışı  mı başladı? Acaba talep patlamasının kaynağı bu mu? Acaba harcamayı sürdürenler ve artıranlar, başkalarının cebinden kendi ceplerine akan parayı mı harcıyor?

Belki de bütün bunları dikkate almamak en doğrusudur. Belki de durgunluktan, siftah edememekten,parasızlıktan ,işsizlikden yakınanları unutarak,  talebi canlı tutanları alkışlamak gerekir.

Tüm yazılarını göster