Enflasyon düzeltmesi uygulaması, kısaca parasal olmayan değerlerin Yurtiçi ÜFE endeksi uygulanmak suretiyle güncellenmesi işlemidir. Enflasyon düzeltmesine ilişkin uygulamanın 50 milyon TL altında ciro yapan işletmeler için ertelenmesi ile önemli sayıda ve daha ziyade sermaye yetersizliği bulunan işletmeler bakımından oluşabilecek sıkıntı geçici vergi dönemleri için ortadan kalkmıştı. Temennimiz bu düzenlemenin kalıcı hale getirilmesidir.
Uygulamanın doğuracağı sıkıntılardan biri de yatırım aşamasındaki işletmeler bakımından vergi matrahı doğmasına neden olma ihtimaliydi. Enflasyon düzeltmesi parasal olmayan bilanço kalemlerinin düzeltilmesi esasına dayandığından yapılmakta olan yatırımlar, henüz tamamlanmasa ve üretime geçmese de uygulamamın mantığı gereği vergi matrahı çıkmasına neden olabiliyor. Bu konuya ilişkin istisnai bir uygulama doğal olarak yasal düzenleme ile yapılması gerekirdi.
Geçen hafta Cuma günü TBMM ‘ne sevk edilen ve Salı gün Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşmeleri başlayan bir kanun teklifi ile bu konuya yönelik düzenleme yapılması gündeme geldi. Plan ve Bütçe Komisyonundaki görüşmeler sırasında bu konunun da içerisinde bulunduğu kanun teklifinin içerisinde bulunan başka hükümler nedeniyle geri çekildiği ve teklifte yer alan enflasyon düzeltmesine ilişkin hükmün Türkiye Büyük Millet Meclisi‘nde görüşülmekte olan bir başka kanun teklifine eklenmek suretiyle uygulamaya gireceği duyuruldu.
Düzenleme bu haliyle yasalaşırsa yapılmakta olan yatırımlar hesabından takip edilen tutarlar yine enflasyon düzeltmesine tabi tutuluyor ancak karşılığında oluşan enflasyon farkları ayrı bir fon hesabına intikal ettiriliyor ve dönem karı ile ilişkilendirilmiyor.
Özel fon hesabında tutulan bu tutarlar yatırım tamamlanarak ilgili iktisadi kıymetin aktifleştirildiği dönem ve sonraki dört dönemde yani 5 eşit taksitte dönem karına ilave edilerek vergilendiriliyor. Bu işlem yapılırken fon hesabındaki bu tutar hem aktifleştirildiği dönemde ve hem de sonraki dönemlerde yeniden değerleme oranı ile artırılmak suretiyle dönem kazancına ekleniyor.
Doğal olarak bu tutar ayrıca enflasyon düzeltmesine konu edilmiyor. Aktifleştirme döneminden itibaren ilgili sabit kıymet genel olarak enflasyon düzeltesi uygulamasına tabi oluyor. Düzenleme, yapılmakta olan yatırımlar nedeniyle yatırım aşamasında işletmelerin herhangi bir gelir elde etmediği dönemlerde vergi matrahı ile karşı karşıya kalmalarına engellemek haklı gerekçesine dayanıyor.
Yapılmakta olan yatırımlara ilişkin bu düzenleme kamuoyuna intikalinin ardından konunun uzmanları tarafından bazı eleştiriler de yapılmaya başlandı. Bu eleştirilerden bir tanesi yapılmakta olan yatırımlar nedeniyle ilave bir vergi matrahı çıkmayan veya geçmiş yıl zararları bulunan bir işletmede geçmiş yıl zararlarının zaman aşımı nedeniyle kullanılamaması gibi bir duruma neden olunabileceği konusu.
Teknik olarak uygulamada bu şekilde örnekler çıkması elbette mümkün olacaktır. Yapılmakta olan yatırımlara ilişkin enflasyon düzeltmesi uygulamasının vergi matraha dahil edilmemesine yönelik düzenleme aslında bir vergi istisnası değil vergi ertelemesi düzenlemesi. Bu nedenle de belki düzenlemeye dileyen mükellefler bakımından bu ertelemeden yararlanmamayı tercih etme hakkı verilebilir.
Düzenlemeye ilişkin bunun dışında bize göre kayda değer bir eleştiri kalmıyor diye değerlendiriyorum. Kaldı ki, bazılarının ifade ettiği, neden başlangıçta bunlar öngörülmedi, gibi eleştiriler ise bize göre gereğinden fazla zorlama içeriyor. Zira, enflasyon düzeltmesi IFRS’da olan ve özünde de o uygulamadan alınarak 2003 yılında yasalaştırılan bir düzenleme. Burada yapılmaya çalışılanın en az üç dönem uygulanacağı tahmin edilen bu düzenlemenin olası mağduriyetlerinin giderilmesine yönelik istisnai durumlar olduğu göz ardı edilmemelidir.