Yarın yine parasızsın!..

Güventürk GÖRGÜLÜ PAZARLAMA 3.0 guventurk@portakalonline.com

Çalışma hayatının belirli bir döneminde bir veya bir kaç kez herkesin başına gelmiştir; kriz dönemlerinde daha fazla hissedilir, büyüme dönemlerinde biraz seyrelir... Belki işsiz kalmışsınızdır, belki de ek gelir kaynaklarınız kurumuştur veya bir borç sarmalı içindesinizdir. İşte böyle dönemlerde herkesin aklında bir şeyler yapmak vardır. Öyle bir şey yapmalı ki, iyi para kazanıp bu kısır döngüden bir an önce çıkmalı diye düşünülür ve sabahlara kadar bunun için kafa yorulur. Sohbetlerin konusu, işte, evde, sokakta, lokantada, barda, meyhanede "Ne yapmalı" üzerine yoğunlaşır. Herkesin kafasında çok iyi bir iş fikri vardır "Ah" denir; "para olsa da şu işe bi girsek hayatımız kurtulur!" Ama para olmadığı için o işe girilemez, o işe girilemediği için para kazanılamaz, para kazanılamadığı için bir türlü o borç sarmalından çıkılamaz, günler birbirini kovalar, hayat akıp gider...

"Para olsa da girsek" işlerinde genellikle zenginin malı züğürdün çenesini yorar. Örneğin geçen gün bir arkadaşım Beyoğlu'nda falanca mekânın işe yatırdığı 400 bin lirayı 4-5 ay içinde geri aldığını anlattı. Bir başka ifadeyle, mekânın sahipleri bundan sonra her 4-5 ayda bir 400 bin lira kazanacaklardı. "Peki" dedim, "Senin 400 bin liran olsa böyle bir işe girer miydin?" Beklediğim cevabı verip "Hayır" dedi; "400 bin lira nakidim olsa böyle bir işe hayatta girmezdim..."

Bir kaç hafta önce Malcolm Gladwell'in bir konferans için İstanbul'a gelmesi vesilesiyle; yapılan bir işe emek ve zaman harcamanın öneminden, bir alanda ustalık kazanmak için sabır göstermenin gerekliliğinden söz etmiştim. Bu kez aynı konunun biraz daha değişik bir boyutuna değinmek istiyorum.

Türkiye'de çok yaygın olan az sermayeli veya hiç sermayesi olmayan, küçük girişimciler veya girişimci adaylarıyla ilgili bir durum; Sürekli bir mali sıkıntı içindesiniz, acil olarak paraya ihtiyacınız var ve bütün projeleriniz "yarın" para kazanmakla ilgili... Ben şimdiye kadar müthiş bir projeyi hayata geçirip "yarın" para kazanmaya başlayan birine rastlamadım desem yalan olmaz.

Uzun zamandır mali açıdan sıkıntı çeken bir arkadaşıma bir süre önce bildiği dil dolayısıyla uluslararası ticaretle ilgili bir iş önermiş ve bu alanda bir boşluk olduğunu, bu alana odaklanması durumunda 1-2 yıl içinde para kazanmaya başlayabileceğini söylemiştim. Aradan bir kaç ay geçti, işle ilgili sıkıntıları devam ediyordu. Bu süre içinde söylediğim işle ilgili bir girişimde de bulunmamıştı. Neden böyle bir işe girmediğini sordum; "O kadar bekleyemem, bana acil olarak hemen yarın para lazım" cevabını verdi. "Peki üç aydır 'yarın' para kazanabildin mi?" diye sorduğumda ise cevabı elbette "hayır" oldu. "İşte" dedim "üç ay önce bu işe başlasaydın belki 8-9 ay sonra para kazanmaya başlayabilirdin, oysa şimdi önünde yine en az bir yıl var ve yarın yine parasızsın..."

Eğer yeni bir işe girmek ve para kazanmak istiyorsanız, ama aynı zamanda sermayeniz de yoksa, size başarı için üç temel kural sayabilirim.

Birincisi; burada daha önce de sıkça tekrarladığım gibi hedefiniz "para kazanmak" olmamalı. Bir işin başarılı olabilmesi ve sizin o işten para kazanabilmeniz için öncelikle "yaratılan değer" önemlidir. Yani ilk sorunuz, "insanların neye ihtiyacı var veya olabilir? Ben onlar için nasıl bir değer yaratabilirim?" olmalıdır. Hemen yarın çok paraya ihtiyacınız da olsa "nasıl para kazanabilirim?" sorusu yerine bu soruyu sormalısınız.

İkincisi; yaratacağınız veya yaratmayı hedeflediğiniz değerle yapabilirlikleriniz arasında bir uyum olmalı. Sermaye gücünüz yoksa kişisel donanımınız sizin en büyük sermayenizdir. Bunları önünüze koyup eldeki malzemeden ne çıkartabileceğinizi iyice ölçüp biçmelisiniz. Kişisel yetenekleriniz, eğilimleriniz, bilginiz, birikiminiz hep sermayenizin bir parçasıdır bunu unutmayın.

Üçüncüsü ise zamanı bir sermaye olarak kullanabilme yeteneğine sahip olmaktır. Eğer sermayeniz hiç yoksa, azsa veya yetersizse sermayenizin ikinci önemli bileşeni zamanınızdır. "Yarın para kazanmak" imkansız değildir, ama çoğu kez yalnızca hayal olarak kalır. Birinci maddede sözünü ettiğim gibi bir değer yaratmak için kendinize bir zaman tanımalı, o zaman içinde kendinize bir oyun kurmalısınız. Çinliler'in dediği gibi bin kilometrelik yolculuk ilk adımla başlar. İlk adımı attıktan belki altı ay, belki bir yıl, belki iki yıl sonra yarattığınız değerin size maddi bir geri dönüşü olabilir. Bugün yaşadığınız maddi zorlukların sizi yarınki hedefinizden vazgeçirmemesi, ısrarınızı ve inadınızı kırmaması, yolunuzdan saptırmaması gerekir.

Hatırlarsınız "gelecek de bir gün gelecek" sloganıyla bir emeklilik reklamı vardı. Gelecek gerçekten de her zaman gelir. Eğer iyi bir adım attıysanız gelecek geldiğinde bir iş inşa etmiş olursunuz. "Yok, bana mutlaka hemen para lazım" derseniz, gelecek geldiğinde muhtemelen hâlâ aynı durumda devam edersiniz.

Tüm yazılarını göster