Yarın görkemli bir konser var

Faruk ŞÜYÜN ODAK kitap@dunya.com

Canım kentim yarın akşam görkemli bir konsere daha evsahipliği yapacak. Dünyanın önde gelen eğitim kurumlarından 300 küsur yaşındaki Yale Üniversitesi'nin Glee Club Korosu, 150. kuruluş yıldönümünü Yale Mezunları Korosu ve Tekfen Filarmoni Orkestrası ile birlikte kutlayacak.

Haliç Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilecek konserde 250 kişilik koronun yanında 23 ülkenin müzisyenlerinin yer aldığı Tekfen Filarmoni Orkestrası'nın üyeleriyle birlikte 350 civarında sanatçı sahneye çıkacak…

Bu üç değerli müzik topluluğunun vereceği görkemli konseri aynı tarihte Troya antik kentinde olacağım için ne yazık ki izleyemeyeceğim…

Ama hemen öncesinde, dev koronun İstanbul'da buluştuğu ilk akşam yemeğinde onlarla birlikte keyifli iki saat geçirme fırsatı buldum…

Tekfen Vakfı Kurucusu A. Nihat Gökyiğit, Tekfen Holding Kurumsal İletişim Koordinatörü Dori Kiss Kalafat, Yale Glee Club Şefi Jeffrey Douma, Yale Mezunlar Derneği Direktörü Mark Dollhopf, Tekfen Filarmoni daimi şefi Saim Akçıl ve soprano Esin Talınlı'nın da katıldıkları gece Yale geleneklerinin sergilenmesiyle gerçekten keyifli anlara sahne oldu…

Konuşmalar, şarkılar, şakalar arasında aynı masayı paylaştığımız Jeffrey Douma ile sohbet etme fırsatım da oldu… 2003 yılından beri Glee Club'un başında olan Douma, koronun tarihindeki yedinci şefmiş…  Glee Club, 150. yılını görkemli konserlerle kutluyormuş… New Heaven'de muazzam bir mezunlar toplantısı yapılmış ve 500 mezundan oluşan bir koro ile konser vermişler. New York Carnegie Hall'da da bir gala konseri gerçekleştirmişler. Koronun tarihini anlatan bir kitabın hazırlanması da bu yılın etkinlikleri arasında. Koro, İstanbul'dan sonra Tiflis ve Erivan'da da birer konser vereceklermiş…

Hilton'daki gecede koroyu oluşturanlar, yani Yale'de hâlâ okuyan gençler ve 24-84 yaşları arasındaki mezunlarla epey sohbet etme fırsatım oldu… Dışarda yaşanan ay tutulması ise akapellaların etkisini daha da artırdı.

Tekfen Holding Kurumsal İletişim Koordinatörü Dori Kiss Kalafat, teklifin geçen yıl haziran ayında Yale'den geldiğini söyledi. 150. yıl kutlamaları çerçevesinde planladıkları turnede işbirliği yapacakları orkestraları araştırırken Tekfen Filarmoni Orkestrası'nın kuruluş felsefesini internet sitesinden okuyup biraz da araştırdıktan sonra arama kararı verdiklerini söylemişler. Ve bu görkemli etkinliğin tohumları atılmış…

Tekfen Filarmoni'yi temellerinin atıldığı 1992 yılından beri bütün konserlerine gidemesem de izlemeye çalışıyorum. Orkestra, "3 Denizin Sesi" adıyla da anılıyor, çünkü üç farklı bölgeden (Karadeniz, Doğu Akdeniz ve Hazar Denizi) sanatçılara yer veriyor. Yalecileri de etkileyen kuruluş amacı ise adıyla tam uyumlu: Farklılıkların bir arada var olabildiğini, hatta bundan da güç alarak müziğin barışın seslerinden biri olduğunu gösterebilmek…

Orkestrayı Cumartesi dinleyemesem de önümüzdeki hafta içinde Likya'da bir tedavi kenti olarak bilinen 2 bin 800 yıllık Rhodiapolis'te izlemeye çalışacağım… Rhodiapolis, ünlü hekim Herakleitos'un da vatanı. Kentin parlak döneminde üretilen parfüm, antik Yunan kadınlarının gözdesiymiş. Tekfen Filarmoni, kentin bin 500 kişilik antik tiyatrosunda bir konser verecek…  Tekfen Vakfı desteğiyle düzenlenen konserin amacı, Kumluca Belediyesi, Rhodiapolis Kazı Başkanlığı ve bir sivil inisyatif olan Rhodiapolis Arkeolojik Girişim Grubu'nun ortak çabalarıyla yürütülen çalışmalara dikkat çekmek, yöre halkı ve misafirlerin maddi ve manevi desteğini sağlamak...

Bu haftanın diğer bir etkinliği Swissôtel The Bosphorus'un 20. yıl kutlamasıydı. Otelin Genel Müdürü Gerhard Struger tarafından karşılanan konuklar, 20 yılı anlatan fotoğraflarla dekore edilen nostaljik tünelden yürüyerek gecenin yapıldığı havuzbaşına ulaştılar. Her bölümü farklı konseptte tasarlanan bahçede dolunayın eşliğinde gurme ikramlar yapıldı. Sushi barlar, İsviçre peynirleri, deniz ürünleri, özel mangallarda sunulan etler, dünyaca ödüllü barmenlerin şovları, lazer gösterileriyle süren gecenin sonunda Sertab Erener konseri vardı… Dolunay eşliğinde yaşadığım iki gece İstanbul'un büyüsünü ve kültür başkentliği gerçeğini bana yine duyumsattı. 

Tüm yazılarını göster