Yarın asteroit çarpacakmış gibi

Faruk ŞÜYÜN ODAK kitap@dunya.com

Biliminsanları tüm dünyayı korkutan bir açıklama yaptı: Elde edilen bulgulara göre, yaklaşık 182 yıl sonra Dünya’ya bir asteroit çarpabilir. Eğer çarpma gerçekleşirse, gezegenimizdeki canlıların yok olma ihtimali çok yüksek...

İnsan sabahın köründe böyle bir haberle karşılaşınca tuhaf duygular yaşıyor. O saatte düşünmeye pek alışık olmayan uyku mahmuru beyinde bir hummalı faaliyettir başlıyor ki sormayın... 182 yıl, benim asla göremeyeceğim bir süre... Bir asteroit Dünya’ya çarpacak ve yaşam sona erecekmiş! Hıh! demeliyim, ama diyemedim işte... Gençliğimizde okuduğum bilimkurgu kitaplarındaki öyküler o kez yaşanacakmış yani... Ya da mamutların dünya üzerinden yok olması, bir göktaşının çarpması ile mi gerçekleşmişti de 182 yıl sonra tarih bir kez daha tekerrür edecekti?

Bir asteroitin çarpacağı o ân, bir kıyamet provası olabilir mi? Hay allah ne kötü, ben buna tanık olamayacağım! Gelecek o şanslı (!) nesiller şahit olabilecekler bu görkemli olaya!

Habere devam edelim:

Biliminsanları, "1999 RQ36" adını verdikleri dev asteroitin 2182 yılında Dünya’ya çarpabileceği uyarısında bulundu. Yapılan hesaplamalara göre, Dünya’ya çarpma olasılığı binde bir olarak gösterilen meteor, 24 Eylül 2182 yılında atmosfere girecek.

Gökbilimcilerin 1999 yılında keşfettiği dev asteroitin 550 metre çapında olduğu belirtildi. Biliminsanları, bu büyüklükteki bir asteroitin Dünya’ya çarpması halinde çok büyük bir yıkım yaşanacağını ve tüm canlı türlerinin yok olma tehlikesiyle karşılaşabileceğini belirtti.

Uzmanlar, insanlığı tehdit eden bir asteroitin çeşitli yöntemlerle durdurulabilmesi için en az 100 yıl önceden harekete geçilmesi gerektiğine dikkat çekti. Geç kalınması ise, asteroitin önlenmesi için çok büyük proje ve maliyet gerektirecek çalışmaların zamanında hayata geçirilememesine neden olabilir.

Bu cümlelerden şu anlaşılmıyor mu: Bu asteoritle ilgili çalışmalar, 80 yıl sonra falan hayata geçirilmeye başlanacak ve ben, onlara da tanık olamayacağım. Heyhat!

Kahvaltı mahvaltı hak getire... Haberden gözümü alamıyorum:

Gökbilimciler, 1999 RQ36’nın düşünüldüğünden daha büyük bir tehdit içerdiğini belirtti. Bunun nedeni, Dünya’ya 2036 yılında çarpma ihtimali olan Apophis’e oranla asteroitin Dünya’yı yok etme olasılığının çok daha yüksek olması.

20 milyon ton ağırlığında ve 300 metre çapında olan Apophis, 2029’da Dünya’nın 32 bin kilometre yakınından geçecek. İzlediği yörünge gereği tekrar Dünya’ya yönelecek olan göktaşı, 13 Nisan 2036’da Dünya’ya çarpacak. Ancak bu olasılık 250 binde bir. Kısaca Apophis’in Dünya’yı yok etme ihtimali 1999 RQ36’dan çok daha düşük.

Ooo, işin şekli değişti, daha yakın tarihlerde de bir çarpma söz konusu... Peki, 2036’da yaşanılacağı düşünülen o çarpmaya tanık olabilir miyim? Evet, böyle bir olasılık, küçük de olsa söz konusu... Eğer bunamamışsam, bu çarpmayı değerlendirebilecek sağlam bir beynim kalmışsa, ama tabii ki ömrüm yeterse... Olabilir... Büyük bir ihtimalle de o kocamış beden ve beyin, daha bir tevekkülle karşılayacaktır diğer panik içindeki genç insanlara göre yaşananları. Hatta, mamutlara benzer bir şekilde öleceği için de mutlu bile olabilecektir mi, acaba?!

Kahvaltı masasından kalktım, kütüphaneye yürüdüm, Oğlak Yayınları’ndan çıkan "Beklemek ve Ummak" isimli kitabımı aldım... Bir kuyrukluyıldızın dünyaya çarpması olasılığı üzerine yazdığım yazıyı açtım. Son cümleleri şöyleydi:

"Ter içinde uyandı gün ışırken... Her şeyin ne kadar ertelenemez olduğu, doğan güneşle birlikte ışıyıverdi beyninde... Onun 60-70 yıllık hayatı, evrenin milyarlarca yıllık tarihi içinde neydi ki.. Bir kuyrukluyıldız dünyaya çarpar, hayat sona erer, evrenin ötelerinde bir yerlerde ise yeniden başlardı... Gördüğü düş, ona hayatının, varlığının mikroluğunu bir kez daha hatırlatmıştı... Artık, yarın kuyrukluyıldız çarpacakmış gibi yaşacaktı..."

Amaaan boşver, dedim kendi kendime... O asteroit yarın çarpacakmış gibi yaşamak aslolan... Ben de zaten öyle yapmaya çalışmıyor muyum?

Tüm yazılarını göster