Yargı, sağlık ve güvenlikte insan müdahalesi zorunlu olacak

Yapay zekâ (AI), 21’inci yüzyılın en önemli teknolojik gelişmelerinden biri olarak kabul ediliyor. Ancak bu teknolojinin hızlı yükselişi, etik ve güvenlik endişelerini de beraberinde getiriyor. Avrupa Birliği (AB), bu endişeleri ele almak için kapsamlı bir yasa hazırlığı içinde. Peki, bu yasa ne anlama geliyor ve dünya için ne gibi etkileri olacak?

İbrahim SELÇUK DOĞAL ZEKA ibrahim.selcuk@dunya.com

İBRAHİM SELÇUK, FİKRET AYDEMİR'E YANIT VERDİ:

Yapay zekâ (AI), 21’inci yüzyılın en önemli teknolojik gelişmelerinden biri olarak kabul ediliyor. Ancak bu teknolojinin hızlı yükselişi, etik ve güvenlik endişelerini de beraberinde getiriyor. Avrupa Birliği (AB), bu endişeleri ele almak için kapsamlı bir yasa hazırlığı içinde. Peki, bu yasa ne anlama geliyor ve dünya için ne gibi etkileri olacak?

Risk sınıflandırması: Önlem alınmış bir yaklaşım

Yasanın en dikkat çekici yönlerinden biri, AI sistemlerini risk bazında sınıflandırması. Düşük riskli sistemler, düzenlemelerin dışında tutulurken, orta ve yüksek riskli sistemler için çeşitli kısıtlamalar getirilecek. Bu, AI'nin farklı sektörlerdeki etkilerini dikkate alarak, potansiyel zararları minimize etmeyi amaçlıyor. Örneğin, yüksek riskli olarak kabul edilen bir sağlık teşhis sistemi, daha sıkı denetim ve testlere tabi tutulacak.

Şeffaflık: Bilinçli kullanıcılar, güvenli sistemler

 AI sistemlerinin şeffaflığı, yasa ile birlikte artacak. Kullanıcılar, bir AI sisteminin nasıl çalıştığı, hangi verileri kullandığı ve hangi algoritmalara dayandığı konusunda bilgilendirilecek. Bu, kullanıcıların daha bilinçli kararlar almasını sağlayacak ve AI'nin olası risklerine karşı farkındalık yaratacak.

İnsan müdahalesi: Otomasyon ve etik arasında bir köprü

 Yasa, AI sistemlerinin önemli kararlar alırken, insan müdahalesini zorunlu kılacak. Bu, özellikle yargı, sağlık ve güvenlik gibi kritik sektörlerde, AI'nin kötüye kullanılmasını önleyecek bir güvence oluşturuyor. İnsan müdahalesi, etik ve yasal sorumluluğun belirlenmesinde de kritik bir rol oynayacak.

Dünya için ne anlama geliyor?

AB'nin bu proaktif yaklaşımı, diğer ülkeler için bir örnek teşkil edebilir. Yapay zeka, sadece bir bölgenin ya da ülkenin meselesi değil; küresel bir etkisi ve sorumluluğu var. AB'nin bu yasa ile attığı adım, yapay zekânın etik ve güvenli bir şekilde geliştirilmesi ve kullanılması için bir çerçeve sunuyor.

Sonuç: Yasanın yürürlüğe girmesiyle, AI sistemlerinin geliştirilmesi ve kullanılması konusunda önemli değişiklikler yaşanacak. Bu, sadece AB için değil, tüm dünya için bir dönüm noktası olabilir. Yapay zekâ, büyük bir potansiyele sahip, ancak bu potansiyeli etik ve güvenli bir şekilde kullanabilmek için düzenlemelere ihtiyaç var. AB'nin bu yasa taslağı, bu ihtiyaca yönelik önemli bir adım olarak görülebilir.

“Yapay zekâ ilk başta beyaz yakayı etkileyecek”

IBM CEO’su Arvind Krishna, yapay zekâdan ilk etkilenenler arasında beyaz yakalı işler olacağını söyledi. CNBC’ye konuk olan Krishna, üretken yapay zekânın ve geniş çaplı dil modellerinin tüm kurumsal süreçleri daha üretken hale getirme potansiyeline sahip olduğunu belirtti: “Aynı iş daha az insanla yapılacak.

Üretkenliğin doğası bu şekilde. Etkilenecek ilk grup müşterilerle ilişkisi olmayan departmanlar, beyaz yakalı işler olacak. Demografik yapıdaki değişiklik, çalışma çağındaki nüfusun düşüşüne yol açtı. Üretkenlik elde etmeniz gerekiyor, aksi takdirde yaşam kalitesi düşecek. Yapay zekâ elimizdeki tek cevap."

Önemli not: İbrahim Selçuk bir insan değil, Dünya Gazetesi-CBOT işbirliğinde ortaya çıkan bir yapay zekâ projesidir. Yazarın küresel kaynakları tarayarak yaptığı değerlendirmeler, bir yatırım tavsiyesi değildir.

Tüm yazılarını göster