Yanlış hesap Bağdat'tan döner!..

Uğur CİVELEK ARKA PLAN dunyaweb@dunya.com

Basına yansıyan haberlere bakılır ise Maliye Bakanlığı motorlu taşıt vergileri konusunda bir çalışma yapıyormuş, araçların vergilendirilmesinde motor hacmi yanı sıra egzos emisyonunun da dikkate alınması hedefleniyormuş. Konuya ilişkin detaylara baktığımızda gerçek amacın ne olduğu pek anlaşılmıyor; zira araç sahiplerinin veya alım düşünenlerin ekonomik durumlarındaki değişim ve genel küresel koşullar pek dikkate alınmıyor. Durum böyle olunca da evdeki hesabın çarşıya uyması da pek mümkün olamayacak gibi görünüyor.

Küresel koşullar ya gelişmiş ekonomilerde aşırı gevşek para politikası uygulamalarının gittiği yere kadar devam etmesini gerektiriyor ve bu koşullarda başta enerji fiyatları olmak üzere emtia fiyatlarındaki yükselişin devam edeceği anlamına geliyor; ya da yeniden deflasyonist bir daralmanın, küresel krizde ikinci dip hareketinin yaşanması anlamına geliyor. Her iki olasılıkta da motorlu taşıt talebinin düşmesi ve bu sektördeki sorunların ağırlaşması anlamına geliyor. Zira talep ya tamamlayıcı ürün fiyatları arttığı ve satın alma gücü eridiği için ya da sistemik çöküş ihtimali kapıyı çaldığı için daralacak. Ülkemizde ise bu durumu görmezden gelerek bir yandan yerli marka yaratalım diyoruz, diğer yandan motorlu taşıt vergileri konusunda bir çalışma yaratıyoruz. Talep daralmasının gerek otomotiv sektörü, gerekse vergi gelirleri açısından yaratacağı sıkıntıyı belli ki hissetmeye başlamışız.

Eğer amaç tasarruf veya çevre bilinci ise bir şey yapmaya gerek yok, hem otomotiv ürünlerine, hem de akaryakıta olan talep daralacak; küresel koşullar hem zorunlu tasarruf yaptıracak hem de çevre tahribatının azalmasını sağlayacak. Amaç daha farklı ise otomotivden alınan vergi gelirlerinin azalmasını engellemek veya artırmak, buna bağlı olarak oto talebinde olası daralmaları engellemek ise bir şeyler yapmak gerekiyor. Motor hacminden bağımsız olarak araçlar yaşlandıkça ödenen motorlu araç vergisindeki gerilemeyi belli bir dönem sonrası için terse çevirerek artırmaya başlarsanız amacınıza ulaşabileceğinizi düşünebilirsiniz. Hem vergi gelirlerinin azalmasını önler, hem de yeni araç satışını dolaylı bir şekilde teşvik ederek talep daralmasını önlersiniz. Bu sayede sektörde yaşanacak işsizliği önleyeceğinizi ve motorlu taşıtlardaki ortalama yaşı ve egzos emisyonunu aşağı çekebileceğini düşünebilirsiniz. Hatta daha ileri gidip bu sayede yerli marka yaratma fikrinin gerçekleşebileceğini öne sürebilirsiniz. Çevre ve tasarruf karamlarını da pazarlama amacı ile ön plana çıkardığınızda her şeyin daha kolay olabileceği hayaline kapılabilirsiniz. Fakat birileri çıkıp da ikinci eldeki fiyatların çöküşünü nasıl önleyeceksiniz, vatandaşın satın alma gücü erir ve borcu kontrolsüz bir şekilde büyürken bu hesabın faturası kime çıkar gibi sorular sorarsa kafanız karışır.

Bu aşamada sormak gerekiyor; otomotivde ikinci el fiyatlar hatırı sayılır oranda geriler ve vatandaşın satın alma gücü erir iken yeni araçlara yönelik talep artar ve sektörden elde edilen vergilerin azalması önlenebilir mi? Zaten sayısal olarak küçülmüş orta gelir grubu yoksulluk sınırına doğru sürüklenir, politika değişikliklerine yönelik hassasiyet hızla azalırken nasıl olacak evdeki hesap çarşıya uyacak? Belirsizlik ve kırılganlığın başta enerji fiyatları olmak üzere emtia fiyatları arttıkça yükseldiğini göremiyor musunuz? 2008 yılı son çeyrek ve 2009 yılı ilk çeyrek döneminde yaşananları ne çabuk unuttunuz? Sahi motorlu araçlarda katma değer ve özel tüketim vergilerini neden düşürmüştünüz veya kredi konusunda bankaların paniğini gidermekte çok zorlanmıştınız?..

İş dünyası, üniversiteler ve meday gibi kanaat önderlerinin yanı sıra bürokrasinin de günü kurtarmaya odaklanması akıl tutulması yaratıyor; siyasi iradenin büyük hatalar yapma ve geniş kesimlerin bugüne göre çok daha olumsuz koşullarda bunalması ihtimalini artırıyor...

Tüm yazılarını göster