“Yanan bizdik, siz kömür sandınız”

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Madenciler için adanan sözdür bu: “Yanan bizdik, siz kömür sandınız.” Bizler, madencinin yandığını pek görmeyiz; bakmayın öyle göstermelik üzülmelere, yas ilan etmelere, aslında pek umurumuzda da olmaz bu ölümler. Umursanan ölüm, tekrarı olmasın diye önlem almayla sonuçlanan ölümdür çünkü. 

Bir dizi çalışma gösteriyor ki, özellikle kömür madenlerinin özelleştirilmesiyle iş güvenliği yönünden büyük sıkıntılar ortaya çıkmış durumda. “Kaza” diye geçiştirdiğimiz facialar, özellikle ölümlü facialar artıyor. Ve biz, Soma’daki bu faciaya çok üzülüyoruz, öyle mi! Göreceğiz gerçekten üzülüp üzülmediğimizi ya da ne kadar üzüldüğümüzü…
Yeri gelmişken belirtmek gerek. Bizde özelleştirme denildi mi, akla doğal olarak Özelleştirme İdaresi Başkanlığı geliyor. Oysa kömür madenlerinin özel sektöre açılması işlemlerini Özelleştirme İdaresi yapmıyor. Bunu altını çizmek durumundayız. Kömürde özelleştirme uygulamasını Türkiye Kömür İşletmeleri gerçekleştiriyor. Aslında yapılan da klasik bir özelleştirme uygulaması değil. Kömür sahaları, rödovans, yani kömür payı karşılığında devrediliyor. 

“Kaza” denilip kapatılacak 

Çocukluğumdan hatırladığım bir kavram var. Bir tanıdık, bir komşu hayatını kaybettiği zaman “Vadesi dolmuş” denilirdi. Bir kabullenmeydi bu tabii ki, bir de ölüm nedenini bilememe durumu. “Vadesi dolmuş ve ölmüş, artık sorgulamanın gereği yok” dercesine…

Şimdi, Soma faciası da “dramatik bir kaza” olarak nitelenecek ve hiç kuşkunuz olmasın bir süre sonra istatistiklerde “büyük bir kaza” olarak yer alacak, yani unutulup gidecek. 
Eğer yaşananlardan ders çıkarabilseydik, 1990’da Zonguldak-Kozlu’da 262 kişinin hayatını yitirdiği “kaza”dan ders çıkarmaz mıydık. Ya da 1983’te Zonguldak-Armutçuk’taki “kaza”dan.

Hem söylesenize “kaza” ne demek ki… İhmal, dikkatsizlik, vurdum duymazlık, insana saygısızlık, başkasını önemsememe, kadercilik, bize bir şey olmazcılık, daha çok para kazanma isteği sonucu başkasının hayatını riske atma; toplayın hepsini, eşittir kaza! Bunların hangisi kendi kendine olur ki!

Pamukova da “kaza”ydı!

Kabul etmek gerekir, madenlerde risk yüksek. Yerin yüzlerce metre altında göçük, zehirli gaz, patlama riski var. Ama biz, “Bize bir şey olmaz, hele bir deneyelim” diye yola çıkan, sonra hiçbir sorumluluk hissi duymadan “Vah vah” diyerek durumu geçiştirebilen bir yönetim kültürüne sahibiz. İşte Pamukova örneği. Eski raylarda acaba ne kadar hız yapabiliriz diye düşünerek 40 kişiyi öldürmedik mi… Sonra da suçlular iki gariban makinist oldu. O emri veren bürokrat hala koltuğunda oturmuyor mu, o bakan belediye başkan adayı olmasa hala koltuğunda olmayacak mıydı?
“Ne yapalım, bir kazadır oldu işte”; böyle dedik ve geçiştirdik.
Dolayısıyla önümüzdeki üç beş günü demeç üstüne demeç dinleyerek geçireceğiz. Seyahatler iptal edilecek, edildi zaten; ama ne bu özelleştirmenin detaylarını bilme şansına sahip olabileceğiz, ne özelleştirme sonrası iş güvenliği yönünden bir zaafiyet söz konusu oldu mu, olmadı mı, bunu öğrenebileceğiz. 

Hiç sanmayın ki doyurucu bir açıklama gelecek. Hiç sanmayın ki sorumlu ya da sorumlular bulunabilecek, bulunsa bile etkili bir ceza söz konusu olacak. Ve hele hele hiç ama hiç sanmayın ki bu “kaza”dan dolayı sorumluluk hissedip görevinden istifa eden bir kişi çıkacak.

Tüm yazılarını göster