Yabancılar ucuz dövizin neden olduğu balona dikkat çekmeye başladı

Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com

New York Times gazetesinde 19 Ekim 2010 tarihinde London Thomas JR imzası ile bir yazı yayınlandı. İstanbul'da Mango mağazası önündeki kalabalığı ve mağazanın görkemini sergileyen renkli resmin altındaki yazıda ucuz ithalatın ekonomiyi nasıl canlandırdığı anlatılıyordu.

"Yükselen para birimi, risklere rağmen Türkiye'yi parlatıyor" başlığını taşıyan yazıda daha önce devamlı değer kaybeden Türk Parasının, şimdilerde güçlenmesinin "ulusal gurur kaynağı" haline geldiği anlatıldıktan sonra yabancı sermaye girişlerinin, patlayabilecek bir balona yol açabileceği uyarısı yer alıyordu.

Yazıda özetle şu tespitlere yer veriliyor: İMKB diğer hızlı büyüyen yükselen piyasalardan daha yüksek getiri sağladığı için yabancı sermaye akımının etkisiyle devamlı yükseliyor. Türk Lirası mayıstan bu yana dolara karşı yüzde 11 değer kazandı.

Başka ülkeler paralarının değerinin yükselmesini frenlemek için tedbir alıyor. Çin, faiz artırma kararı aldı, Tayland ve Brezilya gibi ülkeler, sermaye kontrolleri getirerek yabancı para akımlarını kısıtlama yoluna gitti. Türkiye ise farklı bir yol izliyor. Ucuz dövizin ve ucuz ithalatın zevkini yaşıyor.

Ancak güçlü Türk Lirası zarara da yol açabilir. Sıcak paranın şişirdiği balon yabancı yatırımcıların daha güvenli ülkelere yönelmesiyle patlayabilir.

 Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Vedat Akgiray'ın, "Hiçbir kısıtlama koymayacağız. Para ülkemize girerse eğer, girmesi de gerekir" dediği belirtiliyor.

Brezilya'nın sıcak parayı engellemek için uyguladığı tedbirler ve kontrollerle alay eden Akgiray, "Bu serbest bir piyasadır ve para birimi birlikte yaşamanız gereken bir fiyattır. Belki bir gün bir Türk lirası bir dolara eşit olacak. Neden olmasın" demiş.

Bu yazıyı iyi değerlendirmek gerekir.

Bugüne kadar Türkiye'de bazı iktisatçılar Türk Lirası'nın fazla değerli olmasının sürdürülemez bir yapıyı ortaya çıkardığını belirterek sıcak para için tedbir alınmasını savunurken, bu uyarılar dikkate alınmıyordu.

Şimdi yabancı basında " Değerli Türk Lirası'nın ekonomide balon oluşturduğu ve bu balonun patlayabileceği" şeklinde yazılar yer almaya başladı.

Sıcak paracılar en fazla riskten korkarlar. Güven bunalımı başlayınca geldikleri gibi çıkıp giderler. Biz şimdilerde sıcak paranın fazlasından yakınıyoruz.

Ama unutmayalım ki cari açığımızı (döviz açığımızı) kapatmak için yeterli ölçüde sermaye akımının devamı gerekiyor. Balon şüphesi ile sermaye akımı büyük ölçüde kesilir ise, ihtiyacımız olan dövizi teminde de zorlanırız.

Ekonominin temel ilkesi "Azı karar, çoğu zarar"dır. Tartışılan Türk Lirası'nın değerinin gerçek rakama oturması, başka anlatım ile dövizde gerçekçi kur uygulamasıdır.

Nasıl ki, bugün ucuz dövizin zararını görüyor isek, balon patlaması ile döviz fiyatının beklenin üzerine sıçraması da ekonomiyi güç duruma düşürür.

"Oh ne güzel ucuz ucuz alıp günümüzü gün ediyoruz… Şimdi bu işe limon sıkmanın zamanı mı ?" diyecekler var ise de, bu ekonominin ve bu ülkede yaşayanların uzun dönemde menfaatinin gerçekçi döviz kuru olduğu unutulmamalıdır.

Tüm yazılarını göster